AĞRI TEDAVİLERİNDE PROLOTERAPİ VE PRP KULLANIMI
Yazar Önder Taylan Çifçi • Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Uzmanı • 12 Ağustos 2016 • Yorumlar:
Ağrı, "Vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, gerçek ya da olası bir doku hasarı ile birlikte bulunan, insanın geçmişteki deneyimleriyle ilgili, duysal, hoş olmayan bir duyudur." Ağrı her zaman kişiye özneldir.
Kas-iskelet sistemindeki ağrılar her zaman bağ dokusu hasarı ile birliktedir. Ağrının oluşması için tek ve büyük bir travma olması şart değildir. Günlük aktiviteler, tekrarlayan basit hareketler, sportif aktivitelerden uzak bir hayat sürmek gibi durumlar da bağ dokusunda hasar oluşturabilir. Bağ dokusunu oluşturan kıkırdak, tendon ve ligamentler hasarlandıkça yük taşıma kapasiteleri azalır ve kritik sınır aşıldığında ağrı ve fonksiyon kaybı oluşur. Oluşan hasar vücut tarafından onarılmazsa ağrı kronikleşir. Bağ dokusundaki hasarın yerine göre, Bel fıtığı, diz kireçlenmesi, topuk dikeni vs… gibi hastalık tabloları oluşur ve oluşan tabloların hepsi birer sonuçtur. Problemin kaynağına değil de sonuçlarına odaklanmak sorunu çözmez. Ne ağrı kesici kullanmak ne de ameliyat olmak bu bağ dokusu hasarını iyileştirmez. Fizyoterapi ya da manuel terapi ise kas dokusunu hedef aldığından spazmı çözüp geçici bir rahatlama sağlar.
Proloterapi, proliferan solüsyon enjeksiyonu ile yara iyileşme mekanizmalarının uyarılması, bu yolla dokuların tamir edilmesi ve yeniden şekillendirilmesini sağlar.
Proloterapi doğal yoldan iyileşmeyi sağlayan bir tedavi yöntemidir.
Proloterapide amaç bu hasarlı eklem, tendon ve ligamentlerin proliferan solüsyonlarla uyarılarak yenilenmesini ve yeniden şekillenmesini sağlamaktır.
Proloterapi tedavisi kişiye özel düzenlenen, 15-30 günlük periyodlarla uygulanan bir enjeksiyon yöntemidir. Enjekte edilen sıvı kimyasal bir madde, ilaç ya da steroid (kortizon vs) değildir; yoğunlaştırılmış dextroz ve seyreltilmiş lokal anestezik kombinasyonu kullanılır. Doğal yoldan dokunun orijinal haliyle yeniden oluşturulması sağlanır. Proloterapi yönteminin en dikkat çekici yönlerinden biri ise tedavi süresince fiziksel bir kısıtlama yapılmaması, istirahat gerektirmemesidir.
''Platelet rich plasma" platelet (trombosit) yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulamasının kısaltılmış adıdır. Bir kişiden alınan az miktardaki kanın bileşenlerine ayrıştırılması ile elde edilen "platelet yönünden zenginleştirilmiş plazmanın" yine aynı kişiye enjeksiyon yoluyla geri verilmesi işlemidir.
PRP sistemi; vücuda enjekte edildiği bölgede dokuların yenilenmesine yardımcı olan bir yöntemdir. PRP enjeksiyonu ile bağ doku yapısında bulunan kollajen üretimi uyarılır. PRP laboratuvar ortamında bir dizi solüsyonlar kullanılarak elde edilebildiği gibi bu işe özel hazır kitler kullanılarak ta elde edilebilir. Her 10 ml kandan ortalama 3-5 ml PRP elde edilir. Bu yüzden enjeksiyon hacmi de sınırlıdır.