Ah şu Türk dizileri!

Ah şu Türk dizileri!
Yayındaki diziler diye şöyle bir araştırdığımızda bulduğum dizileri adları şöyle: “Hayatımın Aşkı”, “Seviyor, sevmiyor”, “Bodrum Masalı”, “Tatlı İntikam”, “Hayat Sevince Güzel”, “Aşk Laftan Anlamaz”, “Yüksek Sosyete”, “Sevda Kuşun Kanadında”, “Çifte Saadet”, “Aşk Yalanı Sever”, “N’olur ayrılalım”, “Bana Sevmeyi Anlat”, “İnadına Aşk”… bu aşkla sevgi ile dolu liste böyle devam edip gidiyor…
Bu dizileri izlediğimi söyleyemem ama fragmanlarında hep genç ve güzel kadınların çok zengin olduğunu görüyorum, hep çabasız bir erdem içinde olduklarını, kendilerini mücadele etmeden elde ettiklerini sandıkları bir bilgelik içinde gördüklerini , çalışmadan lüks içinde yaşadıklarını görüyorum.
Medya çok güçlü bir araç kitleleri etkilemek için, gençleri şekillendirmek için. Ne veriyoruz 14 yaşında bu dizileri izlemek için televizyonun karşısına geçen bir gence mesaj olarak bu dizilerde? Çalışmadan lüksü edinmenin yollarını bul (ya da annen baban zengin değilse hep öyle bir dünyanın olduğu hayalini kur), kendini bir şey san, istediğin kişiye istediğin lafı sertçe söyle ki karizmatik (!) ol… Ne bu dizilerin amacı ben anlayamıyorum? Tek sorunumuz vazgeçilmez aşk, kısa yoldan köşeyi dönmek, karizmatik olmak mı varoluşumuzda? Oysa hiç okumaya gitmek isteyen bir gencin hikayesini izlemedik ekranlarda… ya da çok başarılı bir avukatın kariyer yolculuğunu… ya da çalışarak yaşamda bir yerlere gelmiş, yaşamını kazanmış bir adamın ya da bir kadının öyküsünü izlemedik bu dizilerde…
İzlenecek yabancı diziler diye arama yaptığımda ise “Z Nation”, “2 Broke Girls”, “Mom”, “Scorpion”, “The Librarians”, “Saving Hope”, “Agents Of S.H.I.E.L.D.”, “Sleepy Hallow”, “The Last Man on Earth”, “Teenwolf”, “The 100” gibi çok farklı konuları içeren çok geniş bir yelpaze ile karşılaşıyorum. Bu geniş yelpazenin gerekli olduğunu düşünüyorum çünkü yaşamdaki vizyonumuzu etkileyen en önemli araçlardan biri medya.
Neden 2086'yı anlatan bir dizi çekilmiyor Türkiye’de, neden bundan 20 yıl sonraki mesleklere sahip olan insanların olduğu bir yapım ile karşılaşmıyoruz ki biz Türk dizilerinde?
Belli kısır döngü konular etrafında dönüp dönüp hayal etmeyi de unutuyoruz biz böylece… Belli kısır döngü konuları izleyip izleyip düşünmeyi unutuyoruz… böylece uyuşuyoruz o ekranların karşısında, düşünmeden, üretmeden, yaşamın başka bir şekilde olabileceğini bile hayal edemeden!