Aile İçi İlişkiler ve Çocuk Sağlığı
Yazar Şadi İdem • Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Doktoru • 10 Ekim 2018 • Yorumlar:
Aile çocuklarımızın temel ve ilk ekolojik yaşam alanıdır. Evlatlarımız hasta olduğunda bu ekolojik çevrede çeşitli sıkıntılar baş göstermeye başlayabilir. BU olumsuz durumlar da çocuklarımızın tedavi sürecini kötü etkiler. O yüzden aile içi ilişkilerin çocuk sağlığına etkileri üzerinde daha fazla kafa yormak gerekir. Burada amacım çocuklarımızın tedavi sürecinde anne ve babanın rolünü, doğru tedavi için çocukla iletişimin temel ilkelerini sizlerle tartışmak.
Çocuklarımız hasta olduklarında evdeki durumu nasıl tarif edebiliriz?
Hastanın olduğu bir evde stres vardır, evdeki herkes bir şekilde bu hastalıktan ve stresli durumdan payını alır. Hele de bu hasta ufacık yavrumuz ise durum daha dramatikleşir. Anne ve baba çocuğuna bakamamanın getirdiği psikolojik stresi “yetersiz ebeyenler olma halini” yaşarlar. Kendilerini suçlarlar. Bu ruh hali aile içindeki ilişkilere sirayet eder. Anneanneler, babaanneler, anneler ve babalar birbiriyle tartışabilir; büyükler anne ve babayı eleştirebilir; dolayısıyla gergin bir ortam oluşabilir. İşler yolunda gidiyorsa sorun olmaz genelde. İşler kontrolden çıktığında ise evde sorunlar baş göstermeye başlayabilir. Böyle stresli durumlarda işin çözümü basit aslında: herkes kendi çocuğuna bakacak. Yani anne kendi çocuğuna anneanne ya da babaanne de kendi çocuğuna bakacak, yani anne ya da babaya… İşbölümü böyle yapılırsa huzur sağlanır. Ancak genellikle bizde herkes çocuğa odaklandığı için psikolojik baskı, ev içi stres herkesi etkiliyor. Ne yazık ki böylesi aile ortamı da çocuğu ciddi oranda kötü etkiliyor ve tedaviyi geciktiriyor.
Stresin insan sağlığı açısından en büyük düşman olduğu söylenebilir. Bir insanın immün (bağışıklık) sistemini daha sağlıklı tutmasının yolu daha az stresli bir yaşamdan geçiyor. Evdeki herkes aynı şeyi istiyor aslında, çocuğun iyileşmesini. Ancak kişilerin içine düştüğü yetersizlik kaygısı aile içindekilerin birbirini suçlamasına neden oluyor, bu da işi daha çıkılmaz hale sokuyor.
Çocuklarımızın hasta olduğu stresli bir durumda aile bireyleri ne yapmalı, nasıl davranmalıdır?
Tedavi sürecinin sağlıklı bir şekilde atlatılması için ailedeki huzurun ve iş birliğinin bir an önce tesis edilmesi gerekiyor. Bu noktada hekimin de bazı sorumlulukları olduğuna inanıyorum. Zira hasta olan çocuğumuzun tedavi edilmesi ona sadece ilaç yazılması anlamına gelmiyor; doktorların bütünlükçü bir bakış açısıyla tedaviye yaklaşması gerekiyor. Aslında biz hekimler olarak hastayı tedavi etmekten önce çocuğu korumaya çalışmalıyız. Birinci görevimiz bu; koruyucu tıp hizmetleri. Bunu ne kadar iyi yapabilirsek, çocuklarımız o kadar az hasta oluyor ya da hasta olsalar dahi bunu daha hafif atlatıyorlar. Tedavinin saç ayağını çocuk, hekim ve aile oluşturur. Çocukları da bir birey olarak kabul edip, ruhsal ve bedensel varlıklarına saygı göstermeliyiz. Sağlıklı bir iletişim ve tedavi için bu 3 saç ayağının kesinlikle birbirini tamamlaması lazım.
ÖNCE ÇOCUK SAĞLIĞINI SAĞLAMAK
Çocuğun iyileşmesini etkileyen faktörler nelerdir?
Anne ve babanın rahatlaması ve tedaviye güvenmesi tedavinin başarılı olmasında birinci etken, bunu sağlamanın yolu aileyi hastalık hakkında bilgilendirmek, hastalığın bir daha olmaması için neler yapılması gerektiğini anlatmaktır. Sık sık hasta olan çocuklarda altta yatan olası ya da kesin nedenleri ikna edici bir şekilde aileye açıklamak gerekiyor. Koruyucu önlemler konusunda aileyi bilgilendirmek gerekiyor. Koruyucu hekimlik günümüzde çok ihmal ediliyor ne yazık ki. Oysa çocuk hekimi demek; çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı demektir. Bizim çocuk hekimleri olarak önceliğimiz çocuk sağlığıdır. Aşılar o yüzden vardır. Çocuklarımızın hastalanmalarının önüne geçebilmek için. Koruyucu hekimliği ön planda tuttuğumuz zaman çocuklarımız daha az hasta oluyorlar.
Aileler çocukların hastalığını internetten araştırıp mı geliyorlar?
Ailelerin internetten araştırma yapması doğal, ancak ne yazık ki internet ortamında doğru bilgiden ziyade yanlış bilgi var. Hekim olarak bizler uygun bir diller yeterli bilgiyi aileler ile paylaştığımızda onları ikna edip güven duygusunu tesis edebiliyoruz. Böylece internetten edinilen yalan yanlış bilgileri düzeltme şansımız oluyor. Dolayısıyla bu noktada da aile hekim arasındaki güven ilişkisi bir kez daha önümüze çıkıyor.
Çocuk nasıl muayene edilmeli?
Aslında her çocuk hekimi kendi usulünce çocuğu muayene eder. Ancak nasıl muayene edersek edelim temelde dikkat edilmesi gereken ilkelerden bahsetmek mümkün bence. Bu ilkelerden biri muayene ederken çocuğumuza güven içinde olduğunu hissettirmektir. Bence bunun yolu çocuğu bir birey olarak kabul edip ona uygun davranmaktan geçiyor. Yani bedenine olduğu kadar kişiliğine de saygı duymalıyız. Hekimin de ailenin de buna azami ölçüde dikkat etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Muayene ederken çocuğumuzdan izin almamız ve ne yapacağımızı onun anlayabileceği bir şekilde açıklamamız bize bu konuda yardımcı olabilir. Örneğin ben küçük olan çocukları annenin ya da babanın kucağında, daha büyük olanları ise eğer istiyorlarsa tek başına oturtup onun karşısına oturarak, onunla aynı göz hizasında durup, konuşarak muayene ediyorum. Böylece çocukların ve ailelerinin daha az stresli ve kaygılı olmalarını sağlamaya çalışıyorum. Oldukça da işe yaradığını söyleyebilirim.