Aile İçi Şiddet ve Öfke Kontrolü
Yazar Kaan Yavuz • Psikolog • 9 Şubat 2020 • Yorumlar:
Uzun bir aradan sonra siz değerli “Yaşayan Bursa” okurlarıyla tekrar buluşuyor olmaktan oldukça mutlu olduğumu ifade ederek yazıma başlamak istiyorum.
Yaklaşık 2 yıl önce çeşitli konularla birkaç ay sizlerle düşünce paylaşımlarında bulunmuştum. Bu ay ki yazımda ise Cuma günleri ASTV’de Sağlık Hattı programında incelediğimiz iki konuyu birleştirerek, yayınların özeti niteliğinde bir yazı oluşturmayı istedim. Böylelikle yayını izleyememiş olan bireylere yazının ulaşmasını hedefliyorum.
İlk bölümde aile içi şiddete değineceğim. Şiddet dediğimiz zaman şöyle bir gözlerinizi kapatıp düşünmenizi rica etsem, herhalde aklınıza ilk ve en sık gelen fiziksel şiddet olacaktır. Yani daha çok bireylerin birbirine vurma, fiziksel hasar verici davranışlarda bulunma, saldırgan tutumlar sergilemesi olarak zihninizde canlanacaktır; ancak bu konuyla ilgili literatüre baktığımızda şiddetin ( psikoloji biliminin alan yazını incelendiğinde) 4 ana başlık altında incelendiğiyle karşı karşıya kalırız. Bu noktada türlerden ve içeriğinden bahsetmek aslında şiddet konusu özelinde ümit ediyorum ki bazı farkındalıkları yaşamamıza ve sonrasında düzeltmek için elimizde geleni yapmamıza sebebiyet verir.
-
FİZİKSEL ŞİDDET: Tanım olarak bireyin bedenine yönelik her türlü saldırıya fiziksel şiddet denir.
Türleri; tokat, tekme, yumruk atmak, sarsmak, hırpalamak, karşı tarafın boğazını sıkmak, kesici delici aletlerle yaralamak, ateşli silahlarla yaralamak ve öldürmek.
-
PSİKOLOJİK ŞİDDET: Bireyin bedeninden çok duygularını ve düşüncelerini hedef alan saldırılardır.
Türleri; bağırmak, korkutmak, küfür veya hakaret etmek, kişinin kendi kontrolünde olan konularda (örneğin; giyim tarzı, beslenme içimi vb.) baskı yapmak, kısıtlamak, kişisel ve kişilik haklarını, özelliklerini yok saymak, değerlerine, inançlarına önem vermemek, aşağılamak, rencide etmek gibi türleri olduğunu belirtebiliriz.
-
EKONOMİK ŞİDDET: Ekonomik kaynakların bireyler arasında tehdit ve kontrol aracı olarak kullanılan türüdür.
Türleri; maddi yeterlilik varken evin ihtiyaçlarını karşılamamak, yaşamsal anlamda ihtiyaç olan maddiyatı sağlamamak, kısıtlı para vermek, ailenin bütününü ilgilendiren konularda bireysel karar vermek, bireylerin çalışma özgürlüğüne müdahale etmek, engel olmak ya da zorla çalıştırmak, miras vb. unsurların yönetsel anlamda kullanılması olarak belirtebiliriz.
-
CİNSEL ŞİDDET: Bireyin isteği ve izni olmadığı durumlarda cinsel bir davranışa maruz bırakmak, zorlamak olarak tanımlanabilir
Türleri; cinsel istismar, taciz, tecavüz, tecavüze varmayan her türlü cinsel temas, cinsel organa saldırı, cinsel içerikli görüntü, video veya yazı paylaşmak zorla izletmek ya da okutmak, çocuk doğurmaya veya doğurmamaya zorlamak, fuhuşa zorlamak, bekaret durumunu sorgulamak vb. eylemler olarak belirtilir.
Uzun uzadıya bu türlerden ve neleri kapsadığından bahsederek sizleri sıkmak istemem; ancak bunu yapmamın temel sebebi okuduğumuzda benzer tutum ve davranışlar eğer bize yapılıyorsa ya da biz karşı tarafa uyguluyorsak fark edip bir an önce davranış değişikliğine gitmemiz gerekliliğidir.
Mesleğim gereği hatırı sayılır bir süredir bireysel ve toplu olarak görüşmeler yapmaktayım. Görüşmelerim sırasında birçok farklı yaşam öyküsüyle karşı karşıya kaldığımı özellikle aile ilişkilerini incelediğimde bahsetmiş olduğumuz şiddet türlerini pek çoğunun farkında olarak ya da olmayarak bireyler tarafından birbirlerine uygulandığını görüyorum.
Sıklıkla görülen tabloda öncelikle karı koca ilişkisinde sonrasında eğer varsa çocuklar üzerinde fiziksel ve psikolojik şiddetin yaygın olduğunu gözlemlemekteyim. Keza sıklığı az olmasına rağmen ekonomik ve cinsel şiddet öykülerine de tanıklık ediyorum.
ÖFKE KONTROLÜ
Şiddet türleri ve aile içinde görülebilme örneklerinden bahsettikten sonra konuyu çok bütünlediğini düşündüğüm öfke kontrolü konusuna geçmek istiyorum izninizle.
Nedeni ise bizler herhangi bir tür veya birçok tür şiddete maruz kaldığımızda duygu dünyamızda belirebilecek ilk duyu olarak öfkeyi hissederiz. Bireyler engellendiğinde, saldırıya uğradığında ve bir şeyleri yapmaya zorlandığında öfkelenir. Bu çok temel bir duygudur. Tıpkı; kaygı, korku, üzüntü, stres, heyecan, sevinç gibi. Bu anlamda aile içi şiddet varsa öfke de beraberinde gelecektir diyebiliriz. Ancak her zaman yalnızca şiddet öfke duygusunu oluşturmayacaktır. Örneğin; tıbbi bir rahatsızlık yaşayan kişi öfke duygusuna kapılabilir. Ya da hukuk önünde beklediği sonucu alamayan bir kişi de öfkelenebilir. Her zaman yalnızca şiddet tetikleyici değildir.
‘’Peki hocam durum böyleyse ne yapmalıyız?’’ diyorsanız son olarak ona değineceğiz. Öncelikle bu konuyla ilgili bazı ‘’zırvalıklara’’ inanmamanızı rica ederim. Örnek vermek gerekirse; ‘’Öfkelendiğinizde 10 saniye gözlerinizi kapatıp içinizden sayın öfkeniz geçer.’’ , ‘’Öfkelenmemelisiniz.’’ , ‘’Öfkenizi her zaman kontrol etmelisiniz.’’ Vb. popülist söylemlerden mantıki sorgulama yaparak uzak durmanızı öneririm.
Şunu çok net bilmeliyiz ki; öfke ya da bireyin öfkelenmesi evrimsel süreç boyunca var olan ve insanı, insan yapan temel unsurlardan biridir. Öfke olmalıdır. Bir insanın öfkelenmesi kişinin sağlıklı bir birey olduğunu gösteren emarelerden biridir. ANCAK BURADA KRİTİK OLAN KISIM ÖFKEMİZİN ÇOK ŞİDDETLENDİĞİ ANLARDA KENDİMİZE VEYA ÇEVREMİZE HASAR VERİCİ BİR DUYGU OLMAKTAN UZAKLAŞTIRABİLMEKTİR. YANİ ŞİDDETE DÖNMESİNİ ENGELLEYEBİLMEKTİR.
Bilimsel olarak öfkeyle ilgili yapılan araştırmalar bizlere şunu gösteriyor; öfkelendiğimizde 20 dakikaya ihtiyacımız var. Burası çok kritik. Yani öfkemizin şiddeti çok yüksekse kontrolü sağlamak adına zamana ihtiyacımız var. Çok temel kontrol edebilmek adına anahtar 4 öneri vererek yazımı sonlandırmak istiyorum.
-
Öfkelendiğinizi fark edin. Bunu gerekirse sözel olarak ifade edin. En ideal olanı her zaman mümkün olmasa da sizi öfkelendiren bir kişiyse bunu kendisine ifade etmenizdir. Yaşanan bir olaya öfkelendiyseniz yine bu olayı ve duygunuzu tanımlamanız da çok önemlidir.
-
Nefesinizi kontrol edin. Öfke anında ( herkes öfkelendiği bir anısını göz önüne getirebilir.) nörofizyolojik olarak sempatik sinir sistemi devreye girdiği için nefes alış-veriş hızımız artar. Nefesi kontrol edebilmek bu anlamda çok önemlidir.
-
Sizi öfkelendiren olaydan ya da kişiden en az 20 dakika uzak durun. Gerekirse ortamı terk etmek ya da zihninizde başka bir ortam canlandırmak ( imajinasyon tekniği ) etkili olacaktır.
-
Sakinleştiğimizde sizi gerçekten öfkelendiren şeyin ne olduğunu tespit etmeye çalışın. İç görünüzü arttırın.
Naçizane bu 4 önerimi dikkate alırsanız öfke kontrolünün mümkün olduğunu deneyimleme fırsatı bulacaksınızdır. Ancak bunlara rağmen sık sık öfke denetiminde zorlanırsanız ve denetimsiz hale gelmesi size ve/veya çevrenize zarar veriyorsa bir ruh sağlığı çalışanından destek almaktan çekinmeyiniz.
Şiddetin olmadığı ve öfkenizi mümkün olduğunca denetleyebildiğiniz günler dilerim…