Aktarım Odaklı Psikoterapi Nedir?
Yazar Esra Çetinkaya • 26 Mart 2023 • Yorumlar:
Kişilik patolojilerini tanımlamada, anlamada ve tedavisinde çok çeşitli yaklaşımlar mevcuttur. Kişilik bozuklukları arasında yer alan Borderline Kişilik Bozukluğu ise son yıllarda üzerinde çalışmaların sıklıkla yapıldığı bir kişilik bozukluğudur. Literatürde sıklıkla karşılaşılan ve etkinliği test edilen yaklaşımlar arasında psikodinamik, nörobiyolojik, kişilerarası ve bilişsel yaklaşımlar vardır. Aktarım odaklı psikoterapi, çağdaş psikodinamik yaklaşımın takipçisi olan Kernberg ve arkadaşları tarafından borderline kişileri anlamaya ve tedavi etmeye yönelik geliştirilmiş bir psikoterapi ekolüdür.
Aktarım odaklı psikoterapi, çağdaş psikanalitik nesne ilişkileri kuramına dayanır. Kernberg, Menninger Vakfı’nda Psikoterapi Araştırma Projesi kapsamında çalıştığı ağır kişilik bozukluğu vakalarında yaptığı gözlemler ve terapi deneyimleri neticesinde bazı kişilerin ne nevrotik düzleme ne de psikotik düzleme dahil edilebildiğini; bu kişilerin bir takım farklılaşan, belirgin ve sabit bir patolojik psikolojik yapılanmaya sahip olduğunu fark etmiştir. Klasik psikanalitik yaklaşımın “aktarım”ı çalışması için gerekli olan bir takım şartların bu kişiler tarafından karşılanmıyor olması, gerçekliği değerlendirme yetisinin bu kişilerde eksik olması ve bu kişilerin gerçek dışı aktarım fikirlerine sahip olmaları “aktarım”ın terapide ele alınış şeklinin yeni bir formatta oluşturulmasına ve bu kişilerin hem patoloji düzeyinde hem de yapısal örgütlenme düzeyinde tanımlanmasına yol açmıştır.
Aktarım odaklı psikoterapi, semptomların giderilmesinden ziyade yapısal bir değişikliği hedefler. Yapısal değişiklikler başladığında semptomların kendiliğinden azaldığını ve kaybolduğunu savunur. Diğer bir deyişle, aktarım odaklı psikoterapide semptom, kişilerin gözlenebilen davranışlarının ve onlara özgü sıkıntıların altta yatan psikolojik yapıların patolojik niteliklerinin birer yansımasıdır ve tedavi ancak psikolojik yapılanma düzeyinde bir değişiklik meydana geldiğinde gerçekleşir. İçselleştirilmiş nesne ilişkilerinin tam ve bütün şekilde entegre edilmemiş olduğu varsayılarak entegrasyonun gerçekleştirilmesi amaçlanır. Kişilik bozukluklarında psikolojik yapı, kendilik ve öteki arasındaki algıların niteliği ve bütünleşme derecesi ile belirlenir. Kuram kendilik, öteki ve aralarında gerçekleşen duygulanım esas alınarak temellendirilir. Kişilik örgütlenmesi ise normal, nevrotik, borderline ve psikotik seviye şeklinde incelenir.
Psikoterapide baskın nesne ilişkilerini tanımlamak, kişinin diyadik değişimlerini gözlemlemek ve yorumlamak, diyadların seans odasındaki tezahürlerini anlamak ve yorumlamak, kişinin ilişkiyi farklı deneyimleme kapasitesini çalışmak temel stratejilerdendir. Kişiler, netleştirme, yüzleşme ve yorumlama tekniklerinin etkin ve yerinde kullanımı, psikoterapistin terapötik nötraliteyi uygun kullanımı ve çerçeveye sahip çıkması ile etkin bir psikoterapi sürecinden geçmiş olur. İçsel nesne ilişkileri terapistle gerçekleşen ilişkide çalışıldığında yani aktarım çalışılması, terapist kendi karşı aktarım duygularını fark edip psikoterapi sürecinin bir malzemesi olarak doğru ve etkin kullanması ve kişinin bu yeni ilişki şekline defaatle maruz kalmasıyla nörobiyolojik değişimler gerçekleşmesi amaçlanır. Aktarım odaklı psikoterapi borderline kişililik bozukluğunun psikoterapisinde etkinliği yüksek, kanıta dayalı bir terapidir.