Anne Babalar İçin Karne Zamanı
Yazar Dilan Hilal Altürk • 21 Ocak 2019 • Yorumlar:
Artık günümüzde velilerimiz ve öğrencilerimiz devamsızlık durumundan sınav tarihlerine, aldıkları puanlardan duyurulara kadar her türlü bilgiyi elektronik ortamda, akıllı telefonlardan, tabletlerden ya da bilgisayarlardan e-okul veli bilgilendirme sisteminden takip edebiliyorlar. e-okul öncesi hem öğrenciler, hem de anne babalar için karne günü heyecan doruğa çıkar, dönemin son Cuma günü tarifi mümkün olmayan sevinçler yada hüzünler yaşanırdı. Artık bu günler mazide kaldı. Not sisteme girilir girilmez 8383 bilgilendirme sisteminden SMS olarak, ya da bilgisayardan veli bilgilendirme sisteminden anında öğrenilebiliyor. Dolayısıyla karne günü yaşanan heyecan artık mazide kaldı.
Karne sonrası bir hesap sormak değil, yeni hedefler belirmek için bir fırsat olarak düşülmeli ve değerlendirmelidir. Eğer öğrenciler kötü bir karne ile karşı karşıyaysa bu durumu travmatik bir etki oluşturmaması için birtakım tedbirler alınması gerekir. Olası bir karne sendromu yaşanmaması için anne babaların çocuklarıyla daha fazla ilgilenmeleri gerekir. Bunu bir iletişim kurma fırsatı olarak görmek gerekir. Eğer karne kötü ise, oluşan karne sendromu çocukta yalnızca korkuya neden olmuyor, beraberinde birçok sıkıntının da yaşanmasına neden olabiliyor.
Anne babaların beklentilerine uygun olmayan bir karne ile karşılaşmaları aile içinde huzurun kaçmasına sebep olabilir. Bundan dolayı ebeveynler kötü karne sürprizi yaşamamak için çocukları ile dönem boyunca yakından ilgilenmelidirler. Öğrencilerde kötü not ve karne korkusu yaşanması, aile içerisinde anne baba çocuk iletişimde bazı sorunların oluşmasına neden olabilir. Çocuk notlarından çok daha kıymetlidir. Aileler, çocukları ile sağlıklı bir güven bağı kurmalıdır. Böyle bir güven bağı kurulduğunda, çocuk karnesi kötü olduğunda anne ve babadan bunu saklama ihtiyacı hissetmeyecektir. Sorunları ile ilgili anne ve baba ile rahat konuşabilecektir. İstenmeyen bir karne geldiğinde çocuğa ceza vermek ya da tehditler doğru bir davranış biçimi değildir. İstenmeyen karneyi bir sinyal olarak değerlendirmek gerekir. Bu sinyali doğru değerlendirince, sonraki eğitim yaşantısı daha olumlu bir seyir gösterecektir. Bu durum, hem öğrenciler hem ebeveynler için geçerlidir. İstenmeyen bir karne ile karşılaşan ebeveyn şu soruya tatmin edeci bir yanıt aramalıdır: “Ben çocuğumla ne kadar ilgilendim?”
Başarıyı arttırmak için çözüm nedir?
Kötü karne hayatın sonu değildir. Bu durum çocuklar ile ailenin birlikte hareket etmesi ile ileride daha da başarılı olabilecek hayat tarzının başlangıcı olabilir. Karne, öğrencinin ve anne babının eksilerini görmelerini sağlar. Modern yaşam, anne ve babanın çocuk üzerinde başarı beklentisi çok fazla olduğu bir zaman dilimidir. Ailenin bu beklentisi zamanla çocuk üzerinde kaygıya ve sonrasında da başarısızlığa sebep olan duyguları kökleştirir. Kaygı hissi olan çocukların performansları da doğal olarak düşmektedir. Kaygı, özellikle de sınav kaygısı çocuğun başarısını olumsuz etkilemektedir. Kötü not alırsa ebeveynlerine bu durumu nasıl açıklayacağı kaygısı, çocukların derslerinde başarısızlığın başlıca nedenlerinden biridir. Çocuklara “seni sadece başarılı olursan ya da iyi karne getirirsen seviliyorum” düşüncesiyle yaklaşılmamalı, çocukları koşulsuz sevdiklerini belirtmeleri gerekmektedir. En önemli konu ise başarılı da olsalar, başarısız da olsalar kendileri için çocuklarının değerli olduğu hissi verilirse kaygı ortadan kalkar. Toplumda iyi karne getirirsen sana şunu alacağım ya da seni ödüllendireceğim imajı yansıtılmamalı. Başarı mutlaka ödüllendirilmeli, fakat iyi karne getirirsen sana şunu alacağım ya da seni tatile göndereceğim denmemelidir.
Başarısızlığın sebepleri arasında; aile içerisinde yaşanan sorunlar, çocuğun kendine ait bir çalışma odasının olmaması, arkadaş çevresi, öğretmenin öğrenci ile arasındaki sorunlar, dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve depresyon gibi birçok sorun sayılabilir. Kötü notlar karşısında öğrenci yaşadığı şaşkınlık, korku, endişe nedeniyle birtakım olumsuz davranışlar sergileyebilir, aileden ve okuldan uzaklaşabilir. Zayıf bir karnenin sorumluğu sadece öğrenciye yüklenmemelidir.
Nasıl davranmalı?
-
Anne ve babalar çocuklarının karnesi karşında tepkilerini kontrol etmelidir.
-
Okuldaki rehber öğretmenle ya da bir uzmanla çeşitli metotlar geliştirilerek başarı düzeyi artırılabilir.
-
Dinleyin, ona birey olarak davranın ve yaşadığı sorunları küçümsemeyin.
-
Karnesini başka ailelerin çocuklarının notlarıyla kıyaslamayın. Bu durum çocuğu rencide ederek, aileden ve okuldan uzaklaşmasına yol açar.
-
Baskıcı davranışlar sergilemeyin. Örneğin “Derslerini çalış, yoksa seni okuldan alırım”,”Bir daha kötü karneyle eve gelme” gibi cümlelerden kaçının. Bu tarz cümleler çocuğun derslerindeki başarıyı artırmaz, aksine depresyona girmesine sebep olur.
-
Yeteneklerini keşfedin ve bu yetenekler doğrultusunda çocuğunuzu, yönlendirin.
-
Kötü olan dersleri için de onu özendirici aktiviteler geliştirin.
-
Başarsızlığını yüzüne vurmak yerine ona inandığınızı gösterin. Başarılı olacağına onu ikna edin.