Arkadaşlık
Yazar Dilara Çalışkan Karadeve • Psikolog • 9 Temmuz 2020 • Yorumlar:
Çocukların büyürken çevresini merak eden, öğrenmeyi ve üretmeyi hedefleyen bireyler olabilmeleri için, yaptıkları sorgulamaların, ebeveynler ve çevresindeki kişiler tarafından sabırla yanıtlanıyor olması büyük önem taşır.
Ancak… bu sorgulama sürecinde ebeveynlerin verdiği yanıtlar bir süre sonra gelişimsel sürecin getirdiği süreçlerden ötürü yetersiz kalmaya başlıyor. Bu noktada devreye akranların girmesi gerekiyor. Çünkü yapılan araştırmalarda akranlarıyla bir arada olan çocukların dil, bilişsel, sosyal ve duygusal, öz bakım gibi gelişim alanlarının çok daha zengin olduğu keşfedilmiştir.
Sosyal gelişim doğumla başlayan, çevreyle gelişen ve okulla şekillenen bir süreçtir.
Çocuk, ebeveynlerinden, çevresindeki diğer bireylerden pek çok sosyal duygusal kazanım elde eder. Ancak ilk defa okul ya da benzeri sosyal bir gurubun içerisinde varolmaya çabalayan bir çocuk evde kabul gören davranışlarının bazılarını yaptığında sosyal çevreye uyum sağlamakta bir takım zorluk yaşar. Haklı olarak şaşkınlık duygusunu yaşar. Aslında yaşadığı bu zorluklar çocuğun topluma nasıl uyum sağlayacağını öğrenmek için attığı ilk adımlardır.
Çocuk için sosyal duygusal gelişim, içinde bulunduğu dönemi kapsayan ve giderek daha karmaşık bir hal alacak olan sosyal bir ilişki ağıdır. Çocuğun akranlarıyla bulunduğu bir ortamda kendine olan güven duygusu, duygularını ifade etme becerisi ve bireyselleşme gibi gelişimsel süreçlerinin sağlıklı şekilde gelişmesi için bir takım zorluklarla karşılaşması ve bu zorlukları çözebilmesi gelişimsel süreci için büyük önem taşır. (Tabi ebeveynler bu sürece izin verirlerse. Aman sen yorulma ben yaparım vb.) (Lütfen yorulsun ya da başaramasın).
Çünkü yorulmadan ya da başaramadan başarıyı elde edemeyecektir.
Akranlarıyla sağlıklı ilişkiler kurabilen çocuklar başta sosyal gelişimleri olmak üzere diğer gelişim alanlarında da orta ve uzun vadede olumlu ilerlemeler sağlayacaklardır.
Akran ilişkileri her yaşta farklı süreçler gösterir. Çocuğun içinde bulunduğu sosyal çevre, kişilerin bireysel özellikleri, birbirleriyle olan etkileşimleri akran ilişkilerinin yapısını şekillendirir. Çocuğun kişilik yapısı, mizacı özellikleri ve güç dengesi akran ilişkilerinin olumlu ya da olumsuz şekilde şekillenmesinde büyük önem taşır.
Akran ilişkileri olumlu ve olumsuz davranışları içeren çok yönlü bir ilişki biçimidir. Bu ilişkiler toplumdaki diğer sosyal ilişkileri de etkileyecek ilk basamaktır. Ebeveynlerin tutumları, çocukla kurulan iletişim biçimi ve aile dinamiği çocuğun akran ilişkilerini etkiler. Aynı şekilde çocuğun akranlarıyla olan ilişkisi, tutum ve davranışları aile içerisindeki ilişkiyi de etkilemektedir.
Karşılıklı bir etkileşim vardır.
Yardımseverlik, nezaket, işbirliği gibi olumlu tutumlar çok küçük yaşta başlar ve yıllar içerisinde gelişim gösterir. Anlaşmazlık durumlarında çocuğun duygularını uygun bir biçimde ifade etmesi ilişkilerinin olumlu yönde gelişmesini etkileyecektir.
Yaş ilerledikçe çocuklardaki akran ilişkilerinin yapısı gelişir ve değişim gösterir. Bu gelişim ve değişimle birlikte akranla geçirilen zaman, oyunların yapısı farklılaşır ve daha kompleks bir hal alır. Çocukların arkadaşlarıyla yaşadıkları durumlar karşısında bizim tutumuz tarafsız ve çözüm üreteci olmalıdır. Çünkü onlar yaşadıkları problemleri uzun süre sürdürmez ve oyunlarına kaldıkları yerden devam ederler.
Bizler ebeveynler olarak çocuklara, duygularını sağlıklı şekilde ifade etmelerini öğretmek ve problemler karşısında kendi başlarına baş edebilmelerine yardımcı olmalıyız.
Sevgilerimle