Bağımlı Olmak ya da Olmamak
Yazar Berna Ermiş • Psikiyatrist • 20 Kasım 2018 • Yorumlar:
Sorularımı geçiştirdiği oluyor son zamanlarda.
Oysaki ona güveniyorum ve yanımda olmasını istiyorum. Mesela dün akşamki sergi açılışına gitmese ve ödevimi yapmama yardım etse iyi olurdu. Öfkelendim ancak belli etmemeye çalıştım. Onun beni terk etme ihtimalinden korkuyorum. Her zaman kararsız olduğumu söylüyor. Onun fikrini aldığımda dahi karar vermem zaman alıyormuş. Aslında her şey üniversiteyi kazanıp ailemin yanından ayrılmamla başladı. Ailemin olduğu şehirde üniversiteye devam etmek istiyordum ancak puanım yetmedi. Mecburen başka bir şehre taşınmak zorunda kaldım. Daha önceleri kararsız olduğum bir zamanı hatırlamıyorum. Öyle ki annem benim için her şeyi düşünür ve daha ben sorunlar karşısında ne yapmam gerektiğini planlamadan gerekeni yapardı. Ödevleri de beraber yapardık. Kararsızlık diye bir şey yoktu yani. Şimdi o kadar zor geliyor ki tek başıma hareket etmek. Kendimi çoğu zaman beceriksiz ve yetersiz hissediyorum. Kafamdan bunlar geçerken tek isteğim annemin gelip bir süre benimle kalması…
Tek başınıza hayatınıza devam etmekten ve yalnız kalmaktan korkuyor, sorumluluklarınıza karşı yetersiz hissediyor, çoğu zaman almanız gereken kararlar karşısında kararsızlık yaşıyorsanız bu yaşantının sebeplerinden biri “bağımlılık” şeması… Bu şema size yargılarınıza güvenmemeniz gerektiğini söyler. Bu nedenle karar alırken başkalarına danışma ihtiyacı hissedersiniz. Çocukluk çağının erken dönemlerinde gelişen şemalardan biridir. Yaşama iyi uyum sağlayan yetişkinler olabilmemiz için çocukluğumuzda ihtiyacımız olan belli noktaların karşılanması halinde olumlu etkilerin ortaya çıktığını görüyoruz. Yani mükemmel olması gerekmiyor. Bir çocuğun gelişimi için neye ihtiyacı vardır sorusunun cevabında, aslında her insanın karşılanmasına muhtaç olduğu bir takım evrensel ihtiyaçlar yatıyor. Bir çocuğun öncelikle güvende hissetmeye, özerkliğe, özsaygıya, kendini ifade etmeye, gerçekçi sınırlara ve başkaları ile bağlılık hissetmeye ihtiyacı vardır. Bunlar karşılanırsa çocuğun psikolojisi sağlıklı ilerler. Eğer eksik kalırsa; karşılanmamış bu ihtiyaçların zedeleyici etkisi ile oluşan erken dönem uyumsuz şemalar yaşam boyu gelişirler. Kendimizle ilgili değiştirilmesi zor çekirdek inançlarımızdır. Çocuklukta başlayan ve yaşam boyu tekrar eden özyıkıcı kalıplardır. İşte bunlardan biri de “bağımlılık” şeması… Şemalarımızla mücadele ederken teslim olur, kaçar ya da aşırı telafi mekanizmalarını kullanırız. Eğer bağımlılık şemanız varsa ve aşırı telafi mekanizmasını kullanıyorsanız, birilerine bağımlı kalmamak için asla yardım istemeyenlerdensiniz. Başınıza bir şey geldiğinde, yakınlarınızdan gelen yardım taleplerini reddedersiniz. Bağımlı olma kaygısı taşırsınız. Aslında derinlerde “bağımlılık” şemanız vardır. Şemanın bir diğer açığa çıkma biçimi ise etrafınızdaki kişileri kaybetmemek uğruna her şeyi yapmanızdır. Bu da sizde öfke uyandırır. Öfkeyi açığa vuramamak daha da zor gelir. Sıklıkla kendinizi yetersiz ve beceriksiz hissedebilirsiniz. Bunun nedeni kaçtığınız sorumlulukları yapıp yapamayacağınızı bilmiyor olmanızdır. Tek başınıza üstlenmektense sorumlulukları yerine getirmemeyi tercih edersiniz. Kişiler arası ilişkileri zorlaştıran “bağımlılık” şemasının oluşum sebepleri nedir? Sorusunun cevaplarından biri mizaç olabileceği gibi ebeveyniniz sizin özerk olmanızı engellemiş olabilir. Yani sizin adınıza karar vermişler ve yerinize birtakım sorumlulukları yerine getirmişlerdir. Ayrıca siz görevlerinizi yerine getirmeye çalışırken, bu çabanızı eleştirmiş ve küçümsemiş olabilirler. Şemanızla mücadele ederken olumlu sonuçlar aldığınız sorumluluklarınızla övünün. Yapmaktan kaçtığınız görevlerinizi yeniden planlayın. Kararsızlık yaşadığınız durumları inceleyin. Bunları küçük parçalara bölüp yardım almadan neler yapabileceğinizi değerlendirin. Eğer sürekli yardım taleplerini reddeden biriyseniz, güvendiğiniz kişilerden yardım istemeye çalışın. Gerektiğinde yardım almanın sizi eksiltmeyip, çoğaltacağını hatırlayın…