Baş Ağrısı Nedir? Ne Kadar Önemsenmelidir?
Yazar Selda Korkmaz Yakar • Nörolog • 10 Mayıs 2021 • Yorumlar:
Ağrı fizyolojik, somut olarak ortaya konabilen, nörolojik bir sürecin sonucudur aslında. Evet ağrı, sıralı bir sürecin bozukluğu sonucunda oluşan bir algıdır. Bu nedenle sinir sisteminin herhangi bir seviyesindeki bozulma ağrıya neden olabilir. Bu nedenle her ağrı farklı bir nedene bağlı olabileceği düşünülerek değerlendirilmeli ve buna yönelik girişim yapılmalıdır.
Baş ağrısı en sık görülen nörolojik bir hastalık grubudur. Doktora gidilmediğinde sorun oluşturmayacak nedenler bir uçta hayati tehlike doğuracak nedenler bir uçta yer alır.Şanslıyız ki, baş ağrısının iyi seyirli nedenleri daha sıktır. Ancak, bizler, geri dönülmez,olumsuz sonuçların önüne geçmek hatta bunlara yol açmamak için öncelikle tehlikeli bir durumun varlığını gözden geçirmek zorundayız. Aslında, baş ağrısı olan kişilerdeki değişik yaklaşımı belirleyen temel özellikler; baş ağrısının karakteri, zaman içindeki seyri, eşlik eden başka bir durumun var olup olmadığı ve nihayetinde hastanın nörolojik muayene bulgularıdır. Bu aşamada, öykü ve muayene bulguları ışığında, gereken tanısal tetkikler istenebilir. Hemen her insan yaşamı boyunca birden fazla defa baş ağrısı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle hem kendi hem de çevremizdeki insanların tecrübeleri bizler için önemli olmaktadır.Yanlış bir algı, baş ağrısı varlığında hemen bir beyin görüntülemesi (özellikle MR) istenmesidir. Sağlık kuruluşuna sadece bu nedenle sayısız başvuru yapılmaktadır. Ancak,beyin MR, sadece bir beyin fotoğrafıdır, bu fotoğraf normal olsa bile kişiler arasında değişkenlik gösterecektir. Bu değişikliklerin klinik bir karşılığının olup olmadığını ise hastanın şikayeti ve muayene bulguları belirleyecektir.
Migren, toplumda en sık görülen baş ağrısı hastalığıdır. Yani baş ağrısının bir nedenidir, tek baş ağrısı nedeni değildir. En sık görülmesi nedeniyle aslında en iyi bildiğimiz bir hastalıktır ayrıca. En sıklıkla genç kadınlarda görülür, tabi bu erkeklerde görülmeyeceği anlamına gelmez. Hastalığın en belirgin özellikleri; zonklayıcı bir baş ağrısının ataklar halinde ortaya çıkması, yarım ya da tüm başta var olabilmesi, bulantı ve kusmanın varlığı, ağrı sırasında ışık ve sesten rahatsızlık duyulmasıdır. Migren tanısı için herhangi bir tetkike gerek yoktur, tanı hastanın öyküsü ve muayene bulguları ile konmaktadır, ancak bazen başka bir durumun varlığını dışlamak için laboratuvar tetkikleri gerekebilmektedir.
Migren tanısı sonrasında uygulanacak tedaviyi belirleyen durumlar; hastanın atak sırasında olup olmadığı ve düzenli tedavi gerektirip gerektirmediğidir. Ancak ne şekilde tedavi edilirse edilsin, migrenin genetik kökeni olan kronik bir hastalık olduğu hastaya ifade edilmeli ve tedavi beklentisi buna göre düzenlenmelidir. Tedavideki temel amaç, hastanın ağrı sıklığı ve şiddetini en aza indirmek ve yaşam kalitesindeki bozulmanın önüne geçmektir. Ancak zaman içinde migren baş ağrısının değişimi konusunda da hastaya bilgi verilmelidir. Gerilim tipi baş ağrısı da migrenin yanı sıra sık görülen bir baş ağrısıdır. Nedeni tam olarak anlaşılamamakla birlikte, en olası durumun kişinin ağrı eşiğinde azalma varlığı olduğu düşünülmektedir. Normalde ağrı oluşturmayacak herhangi fiziksel ya da psikolojik bir durum, ağrı eşiğindeki azalmaya bağlı olarak bu kişilerde ağrıya neden olmaktadır. Adındaki gerilim bu ağrının sadece psikolojik olduğu gibi yanlış bir algıya neden olmaktadır. Stres ya da psikolojik durumların varlığı ağrı duyusunun oluşumunu kolaylaştırıcı hatta tetikleyici olabilmektedir, ancak tek nedeni değildir.
Özet olarak, baş ağrısı, kendi başına bir hastalık olmayıp bir hastalık grubudur. Buna yol açan nedenler iyiden kötüye değerlendirilmeli ve buna uygun adımlar atılmalıdır.