Bedenime Neler Oluyor?
Yazar Tülin Çizer • Psikolog • 13 Kasım 2018 • Yorumlar:
Bir gece aniden göğsünüzdeki sıkıntının ağırlığı ile uykudan uyanıp nefes alamıyormuş gibi hissettiğiniz ve kalbinizin bütün vücudunuzda atıyormuşçasına sesini ve çarpıntısını duyduğunuz oldu mu?
Yataktan fırlayıp kalp krizi geçiyorum korkusu ile yakınlarınızı uyandırıp apar topar en yakın sağlık kuruluşunun acil servisinde buldunuz mu kendinizi?
İlk sarsıntıyı acil serviste sakinleştirici bir iğne ile atlatırken sizinle ilgilenen doktorun “fiziksel hiçbir şeyi yok merak etmeyin eve götürebilirsiniz” dediğini duyduğunuzda buna inanamadığınız ve aslında çok ciddi bir hastalığınız olduğunu ama doktorların bulamadığını düşündüğünüz oldu mu?
Elbette sonraki günler o gece ne yaşadığınızı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışarak tüm poliklinikleri sırayla dolaşıp onlarca tetkik yaptırarak ve her seferinde “bu doktorlar hiçbir şey bilmiyor! O gece ne yaşadığımı ben biliyorum kesin benim ciddi bir hastalığım var ama bulamıyorlar” diyerek geçecektir.
Artık gidebileceğiniz doktor ve poliklinik kalmadığında size psikiyatriyi öneren kişiye çok öfkeleneceğinizi ve sizi kimsenin anlamadığı düşüncesi ile çaresizce araştırmaya, internetten okumalar yapmaya ve “ya yeniden yaşarsam o gece gibi bir geceyi” korkusu ile uyuyamaya korkar hale geleceğinizi biliyoruz.. Çünkü yaklaşık 8 yıldır aynı süreci dinliyoruz danışanlarımızdan! Size ve en çok da bedeninize ne mi oluyor?
Bedeniniz konuşuyor ve size bir şeyler söylemeye çalışıyor, dikkatinizi kendinize yöneltmeye çabalıyor …
O geceden beri aklınız bedeninizde öyle değil mi? En ufak değişiklikleri anında hissetmiyor musunuz?
Sizi bunaltan ortamlardan yerlerden ve kişilerden uzaklaşmaya başlamadınız mı? Artık daha dikkatli ve seçici değil misiniz? Evden çıkarken sağlık kuruluşlarının veya acil servislerin yerini iyice ezberlemediniz mi? Artık çantanızda su, kolonya, ıslak mendil ve acil durumlarda aranacak kişilerin yazılı olduğu bir kağıt v.s gibi şeyler yok mu?
Fark ettiniz mi? Eskisinden daha fazla ilgileniyorsunuz kendinizle ve neye ihtiyacınız olduğuna dair kendinize dönüp bakıyorsunuz…
Sonuç olarak bütün bu yeni şeyler sizi tedirgin etse de, kaygılı düşünceler içinde bunalsanız da aslına bakarsanız bedeniniz amacına ulaştı ve dikkatinizi kendinize yöneltti… Daha önce hiç olmadığı kadar…
Ne yapmalıyız?
“O gece” den önceye, birkaç hafta, birkaç ay, hatta birkaç yıl önceye gidin. Zamanda bir yolculuk yapın!
Neler oldu, neler yaşadınız neler biriktirdiniz ki bedeninizde bir taşma var artık? Yaşadıklarımızdan bize kalan ne kadar olumsuz duygu ve düşünce var içimizde biriktirdiğimiz… Hepsi birer çöp hükmünde.
İfade etmediğimiz, boğazımızda takılıp kalan ve bir yumru gibi nefesimizi tıkayan ne kadar cümle var kimbilir…
Nasıl olsa anlamayacaklar diyerek kurulmamış yüzlerce binlerce duygu içeren cümle var, şimdi göğsümüzde kocaman bir kaya gibi hissettiğimiz…
Şimdi ise yaşadığınız şey; biriken duyguların düşüncelerin ve bedenimizde sıkışıp kalan olumsuz enerjinin etkileri..
Çaresiz ve çözümsüz gibi görünse de ihtiyacınız olan, içinizde bir yerlerde biriken bu çöplerden arınmak ve bedeninizin nefes almaya başlamasını sağlamak..
EMDR bu sorunlarla çalışan bir psikoterapi yöntemidir ve duyguyu, düşünceyi ve bedeni bir bütün olarak kabul eder ve bedene nefes alacak bir temizlik yapar. Bedeni bir kaynak olarak kabul eder ve içimizdeki iyileşme gücümüzü açığa çıkararak kendimizi iyileştirmeye destek olur.