Bilişsel Davranışçı Terapide Terapötik İlişki
Terapötik İlişki Nedir?
Danışan ile terapist arasında kurulan bir iletişim biçimidir. Bu terapötik ilişkinin kurulması görüşme seansının temelini oluşturmayı sağlar. Danışanın terapiye değer vermesi ve terapistle işbirliği halinde olması için gereklidir. Seansın ilerleyen süreçlerini de bu ilişkinin doğru biçimde kurulması etkiler. İlk görüşmede kurulabildiği gibi sonraki görüşmelerde de oluşabilir.
Terapi sürecinde terapist terapinin devamlılığını sağlamak için danışanda bir direnç varsa bu direnci kırması gerekir. Danışanın terapiste gösterdiği direnç durumu yani konuşma esnasında uzaklara dalma, unuttuğunu söyleme gibi kaçınma davranışları sonucu terapi sürecini olumsuz etkiler buna karşılık terapist önceden durumu fark edip önlem alması gerekir. Direncin oluşması durumu olsa bile en önemli durum terapide kurulan güvene bağlı terapötik ilişkidir.
Sağlıklı kurulan bir terapötik ilişki sonucunda, danışanın yararına yapılacak eleştiriler tedavi edici özelliği taşır ve yüzleştirme adı altında etkili bir ilişki olur. Sağlıklı kurulmayan terapötik ilişki sonucunda ise danışana uygulanan yüzleştirme çabaları, danışan tarafından benliğine yapılmış bir eleştiri ya da saldırı olarak algılar bu da terapinin sonlanmasına kadar devam eder. Terapötik ilişki kurulmadan yüzleştirme yapılmaması gerekir.
Terapötik İlişkinin Koşulları Nelerdir?
Empati: Karşımızdaki kişinin yerine kendimizi koyup ne düşünüp nasıl hissederdi diye anlamamızı sağlar.
Saygı: Gelen danışanı koşulsuz bir şekilde tüm farklılıklarına rağmen saygı duymaktır.
Saydamlık: İçten, samimi ve doğal olarak danışanın hislerini fark edip ona aktarmak.
Kendini Açma: Danışan kendini açarken terapistin de onu yalnız hissetmemesi için kendinden bir şeyler anlattığı durumdur.
Somutluk: Yaşanılan duygu ve olayların genellenmesi yerine özgün ifadelerin kullanılması
Yüzleştirme: Danışanın hazır olduğu durumlarda anlattığı olayları terapistin danışanıyla yüzleştirmesi.
İlişkinin Şimdi ve Burda Olması: Yaşanılan zaman dilimine odaklanma ve o anda ne hissedip düşündüğünü aktarmadır.
Bilişsel Davranışçı Terapide Terapötik İlişki
Bilişsel davranışçı terapi (BDT) düşüncelerimizi, neler hissettiğimiz ve nasıl davrandığımız ile ilgilenen bir terapi şeklidir. Temelleri öğrenme kuramları ve bilişsel psikoloji olan Bilişsel Davranışçı Terapi bilişsel olarak davranışsal yöntemler ve sorun çözme becerilerine karşı yaklaşımları içinde barındırır. Bilişsel Davranışçı Terapi insan davranışlarını, psikopatolojilerini temel alarak bilişsel ve davranışsal kuram adı altında açıklamaya çalışır. Düşüncelerimiz, duygularımız ve davranışlarımız arasındaki ilişkiye vurgu yapar. Yapılandırılmış, amaca yönelik bir terapi yöntemi olmasına rağmen terapötik ilişkiyi de önemser.
Bilişsel Davranışçı Terapi Yöntemlerinin Genel Bakış Açısı
Sorun odaklı yaklaşım benimserler.
İşbirliğine dayalı olarak da terapötik ilişki kurarlar.
Bilişsel davranışçı terapistler seansları planlayıp yapılandırarak danışana geri bildirim verirler. Bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin nasıl kullanacağı konusunda danışana yol gösterirler.
Danışanları terapötik ilişkide sorumluluk almaları için cesaretlendirirler. Seanslarda danışanlarında aktif olarak rol almasını ve bir sonraki seans için de gündemin oluşturulmasına yardım etmelerini, geribildirim vermelerini ve önerilen bilişsel davranışçı terapi müdahalelerini gündelik hayatta yapmalarını isterler.
Bilişsel davranışçı terapi de terapötik ilişki; iletişime açık, sorunlarda sebep sonuç ilişkisini bulan ve birlikte çalışarak sorunların üstesinden gelmeyi amaçlayan bir özellikler taşır.