Bir Narsisistle Yaşamak
Yazar Erdal Usluer • Psikolog • 28 Ağustos 2017 • Yorumlar:
Her zaman ve her yerde kendisini merkez sanan biri ile yaşıyorsanız ya da yaşamak zorunda iseniz oldukça yorgunsunuz demektir.
Narsisizm, temelde kişinin kendini değersiz görmesini ödünlemek için diğer bir ifade ile bu duygusu ile başa çıkabilmek için büyüklenmeci davranışlar içeren hem kişinin kendisini hem de çevresindekileri yoran önemli bir kişilik bozukluğudur. Narsisizm, epigenetik nedenleri olabildiği gibi daha çok kişinin çocukluk yıllarındaki olumsuz yaşantılarından kaynaklanmaktır.
Narisisistler temelde kendilerini öyle değersiz görürler ki, bu değersizlikle başa çıkabilmek için kendilerini çevrelerine ve kendilerine en değerli kişiymiş gibi gösterme davranışlarını sergilerler. Narsisitleri üç grupta inceleyebiliriz.
Bunların birincisi nobel ödüllü narsisistlerdir. Bu grupta yer alan narsisistler öyle başarılı olurlar ki çevrelerindeki kişiler hep başarılarından konuşurlar. Bu kişiler başarılarından konuşulması için özel zeminler hazırlarlar. Diplomaları, başarı ödülleri, gazete, dergi sayfaları adeta yörüngelerinde canlı yayın yaparlar. O kişinin olduğu atmosferde başarılarını görmemek imkansızdır. Bu kişilerin bulunduğu ortamlarda her nasılsa her zaman konu başarılarıdır. Her başarılı insan narsisist değildir. Normal başarılı insanla nobel ödüllü bir narsisti ayırt etmek kolaydır. Nobel ödüllü narsisist sizin başarısını övmeniz için adeta gözünüze bakar, ne yapar eder konuyu başarılarına getirir. Normal başarılı insanlar ise başarıları gündeme geldiğinde normal şekilde konuşurlar ve konu biter. Genellikle normal başarılı insanlar mütevazi olurlar ve hatta başarılarının konuşulmasından rahatsız ve mahcup olurlar.
İkinci grubu sınır tanımayan narsisistler oluşturur. Bu kişiler kendi değersizlik çekirdeklerini korumak için hep çevrelerindeki kişilere saldırırlar, çevrelerini eleştirirler, küçümserler, çevreleriyle alay ederler… Özellikle böyle bir eşiniz var ve rahatsızlığından haberiniz yok ise bir süre sonra kendinizi bir işe yaramaz, değersiz ve aşağılık bir olarak görebilirsiniz. Oysa siz normalsinizdir muhtemelen eşinizin semptomları sizi bu hale getirmiştir.
Üçüncü grup ise verici narsisistlerdir. Bu grupta yer alan narsisistler öyle iyi insanlardır ki, hiç kimseye hayır diyemezler. Herkesin yardımına koşarlar, hiç kimse ile kavga etmezler, her şeye herkese eyvallah demekten başka çareleri yoktur. Her iyi ilişkiler içinde olan insan da verici narsisist değildir. Çevresi ile iyi ilişkiler içinde olmak sağlıklılık belirtisidir. Bu gruptaki narsisistler de iyiliklerinin görülmesi ve konuşulması için aşırı caba gösterirler. Her seferinde ne kadar iyilik yaptıklarını ne kadar iyi olduklarını çevrelerine anlatırlar. Birisine iyilik yaptıklarında karşı taraftan teşekkür alamazlarsa çok bozulurlar ve bunu mutlaka hissettirirler.
Narsisist kendisinin sevilmemesine, eleştirilmesine, başarılarının takdir edilmemesine ya da güzelliklerinin fark edilememesine dayanamaz. Böyle durumlarda sizinle ilişkisini önce kötüleştirir, istediklerini elde edemez ise bitirir.
Eğer böyle biri ile yaşıyorsanız daha önce söylediğimiz gibi işiniz oldukça zor. Çünkü kişilik bozukluklarının maalesef tedavileri ya yoktur ya da çok zordur. Bazı kişilik bozukluklarının semptomları kırklı yaşlardan sonra biraz azalabilir.
Bir narsisistle yaşıyorsanız önce hangi tür narsisist grubunda olduğunu bilmeniz gerekir. Narsisistlerin özellikleri hakkında detaylı bilgi edinmeniz yaşamınızı kolaylaştıracaktır. Bir narsisisti terapiye ikna etmek genellikle imkansızdır. Ancak siz nasıl davranacağınıza ilişkin profesyonel yardım alabilirsiniz.
Psikolojik rahatsızlıkları kabul etmek genellikle zordur. Çünkü gözle görülen bir neden yoktur. Neden bunu yapıyor diye içimizde kabul etmek oldukça zordur. Oysa fizyolojik bir nedene dayanan rahatsızlıkları kabul etmek gözlenebildiği için daha kolaydır.
Narsisizmin de bir psikolojik rahatsızlık olduğunu kabul edip, narsisist kişinin bunu size rahatsızlık vermek için yapmadığını bilmeniz sizi rahatlatacaktır. Kanser olan birisine neden kanser oldun diye kızamayacağımız gibi psikolojik rahatsızlığı olana da kızmak anlamlı değildir.
Uzm. Psk. Erdal Usluer