Borderline Kişilik Bozukluğu

Yazar Berivan EdemenPsikolog • 23 Aralık 2021 • Yorumlar:

Toplum içinde giderek artmaya başlayan borderline kişilik bozukluğu nedir, en çok kimlerde görülür ve tedavisi nasıl yapılır gibi soruların cevaplanacağı bu yazıda aynı zamanda borderline kişilik bozukluğuna sahip bireylerle nasıl sosyal ilişkiler kurabileceği de anlatılmaktadır. 

Borderline kişilik bozukluğunun toplum içindeki yaygınlığı %2-3 olarak bilinmektedir. Borderline ‘’sınır’’ anlamına gelmektedir bu yüzden sınırda kişilik bozukluk adını da alabilmektedir. Birey çevresindeki kişilere karşı dengeli olmayan duygu ve davranışlar gösterir. Borderline kişilik bozukluğu ya da sınırda kişilik bozukluğu daha çok kadınlarda görülmektedir özellikle kendilerini sıklıkla boşluktaymış gibi hissetmekte ve bu boşluğu doldurmaya çalışmaktadır. Buradaki boşluk bilhassa ilişkiler üzerinden doldurulmaya çalışılmaktadır dolayısıyla terk edilme, sevilmeme ya da dışlanma durumlarında kişiler normalin çok daha üstünde tepkiler vermeye başlamaktadır. Bu tepkiler sıklıkla öfkeyle verilir ve kişinin kendisine zarar vermesi yönündedir. Sınır kişilik bozukluğuna sahip kişiler neredeyse bütün duygularını uçlarda yaşamaktadır. Öfke gibi sevme duyguları da aşırıya giden iki uçta yer almaktadır. Kişinin hem duyguları hem de davranışları sıklıkla değişkenlik göstermektedir. Örneğin, bireyin bazen yakın arkadaşı kendisi için dünyanın en iyi insanı olabiliyorken, kırıldığı ya da sevilmediğini düşündüğü anlarda arkadaşı için dünyanın en kötü insanı olduğunu düşünebilmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğu Tanı Ölçütleri


 

1) Kimlik karmaşası 

2) Gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma uçları arasında giden, tutarsız ve gergin kişiler arası ilişkiler

3) Kendine kötülüğü dokunacak en az iki dürtüsellik (para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araç kullanma vb.)

4) Terk edilmekten kaçınmak için çılgınca çaba gösterme

5) Uygunsuz yoğun öfke, öfke denetiminde güçlük 

6) Duygulanımda tutarsızlık

7) Süreğen bir boşluk duygusu

8) Yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmalar

9) Zorlanmayla ilişkili gelip geçici kuşkucu düşünceler ya da ağır çözülme belirtileri.

 

Kendine Zarar Veren Davranışlar

  1. Aşırı yemek yeme

  2. Aşırı alkol kullanımı

  3. Madde kullanımı

  4. Fiziksel olarak kendine zarar verme (faça atmak, tehlikeli aktiviteleri yapma)

  5. Kısa süre içerisinde birden fazla ya da farklı kişilerle pek çok kez cinsel ilişkiye girme

  6. Sık sık saçlarını kestirme, rengini değiştirme vs. 

  7. Aşırıya kaçan alışverişler

  8. Hızlı araç kullanma 

Kişi yukarıda sıralanan tehlikeli durumları dürtüsel davranışlarıyla hayatına sokarak kendisine zarar verir. Böylece kendisini iyi hissetmeye ya da içinde yaşamış olduğu kötü duygularla baş etmeye çalışır. 

 

Borderline Kişilik Bozukluğunun Sebepleri:

 

 

Yapılan araştırmalar sonucu, sınırda kişilik bozukluğu sebepleri arasında çocukluk çağındaki cinsel ya da duygusal istismar olduğu görülmüştür. Araştırmalara göre, anne-babanın boşanmış olması, ebeveynlerinden yeteri kadar ilgi görememe de borderline kişilik bozukluğuna önemli ölçü de zemin hazırlamaktadır. Sınırda kişilik bozukluğun, bireyin kişiliğini yapılandırmaya başladığı gelişim basamaklarıyla özellikle bağlantılıdır. 0-2 yaş döneminin 16 ve 24. aylar arasında bebeğin anneden ayrışma ve bireyselleşme sürecinde başa çıkamayacağı duygularla bırakılması ile oluştuğu bilinmektedir. Örneğin, annenin (bakım verenin) tutarsız davranışları, küsme ya da suçlu hissettirme davranışları, ihmal ya da işgal etme gibi bebeğin başa çıkamayacağı duyguları yaşatmak. Çocuğa anne dışında başka birinin bakım vermesi ya da birden fazla kişinin bakım vermesi de borderline kişilik bozukluğuna zemin hazırlayan diğer sebepler arasındadır. Tüm bu sebeplerden dolayı bebekte bütünleşememiş bir kendilik algısı oluşmaya başlar. Siyahlar ve beyazlar birleştirilemez ve dünya iyi-kötü gibi uçlarda yaşanılacak bir hal almaya başlar. Siyahlar ve beyazların olduğu bir dünya algısı (çok sevmek- çok nefret etmek, çok yemek, çok az yemek vs.) kişinin ruhsal ve fiziksel olarak sağlıklı yaşayabilmenin önünde büyük bir engel olarak yer alır. Dolayısıyla grilere her zaman ihtiyaç vardır…




 

Borderline kişilik bozukluğuna sahip bireyler sıklıkla kaybetme korkusu yaşamaktadırlar. Yaşadıkları herhangi bir durumdan ötürü kendilerini suçlamaya eğilimi olduklarından ötürü, bu duyguyu bastırabilmek adına karşısındaki kişileri suçlama davranışlarında bulunurlar fakat özünde kendilerini sıklıkla suçlu hissetmektedirler. Özellikle değersizlik duygusunun vermiş olduğu hüzünle değer görebilmek adına fedakâr davranışlarda bulunurlar. En çok sevilmeye olan ihtiyaçları, borderline kişilerin davranışlarını belirlemede önemli bir yere sahiptir. Örneğin, mükemmel olduklarında sevildiğini düşündüklerinde mükemmeliyetçi davranışlarını devam ettirmektedirler. Sınırda kişilik bozukluğunun en çok hissettiği duygular arasından bir diğeri de bağımlılıktır. Bağımlılık daha çok hayatlarında önem verdikleri kişilere karşı olmaktadır. Dolayısıyla terk edilmek demek aslında borderline bir kişi için yok olmaktır.  



 

Borderline Kişilik Bozukluğunun Tedavisi:



 

Psikoterapiye gelen danışanların büyük bir kısmını borderline kişilik bozukluğuna sahip bireyler oluşturmaktadır. Psikoterapiye daha çok ilişki problemleri ile gelmektedirler. İlişki problemleri ile gelen danışanların büyük bir kısmı depresif ve kızgın hissetmektedirler. Örneğin, partnerinden yeni ayrılmış kişinin terapide partnerini öldürmek istediğine dair yoğun öfkesi görülebilmektedir. Sınırda kişilik bozukluğu olan bireylerin ilişkilerini ve kendi ruhsal sağlığını bozacağı pek çok davranış örüntüleri vardır. Örneğin küsmek, saldırmak (fiziksel ya da sözel olarak), kendini acındırma (ağlamak, yemek yememek, uzun saatler uyumak), cinsellik, alkol, intihar, dürtüsel davranışlar, sevgiyi test etme ve terk edilme (bazen danışanlar ne kadar sevildiğini görebilmek ve bunu test edebilmek için bağlantıda olduğu kişi terk ederek ya da küserek bunu test etmeye çalışmaktadır), kendine zarar veren davranışlar vs.  



 

Psikoterapide danışanın bütün davranışları ve duyguları ele alınır. Terapist danışanın kötü duygularla baş edebilmesine yardımcı olarak duygularını özelleştirmeye çalışır. Çocukluktaki travmalar terapide ele alınarak kişi üzerinde kalmış kötü etkileri optimize etmeye çalışılır. Borderline bozukluğuna sahip bireyler günlük hayatta pek çok problemle uğraşmak zorunda kalabilirler. Terapist danışanın stresle baş edebilme becerilerini arttırmayı hedefleyerek günlük hayattan daha doyum almasına yardımcı olur. Bazı duygular sadece hissedilir fakat kelimelere dökülemez. Terapist danışanın duygularını anlayarak, etiketleyerek danışanın da kendisini daha iyi anlamasına, duygularına dokunabilmesine ve kendisini daha iyi tanımasına yardımcı olmaktadır.  İnsan beyni duygu ile tekrar öğrenebilmektedir. Danışanın terapistiyle kuracağı sağlıklı bir ilişki danışanı büyük oranda tedavi etmektedir. Terapiler ilerledikçe danışanın hayatındaki siyahlar ve beyazlar azalmaya başlar. Grileri yaşamaya başlayan danışan ise diğer sağlıklı bireyler gibi hayattan çok daha keyif ve doyum almaya başlamaktadır. Terapiyle beraber kendisine zarar veren davranışları azaltarak duygularını anlamaya ve onları o nasıl yatıştırabileceğini kavramaya başlamaktadır. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)