Boşanma ve Çocuk
Yazar Mustafa Erkan • Çocuk Psikiyatristi • 26 Eylül 2018 • Yorumlar:
Evlilik iki kişinin aile kurmak üzere kanunların uygun gördüğü şekilde, ruhen ve bedenen bir ömür boyu sürecek şekilde bir araya gelmesidir. Boşanma, karşılıklı sevgiye, güvene ve mutluluk beklentisine dayalı olan evlilik ilişkisinin yasal olarak sonlanmasıdır.
Boşanma veya evliliği sürdürme kararlarında çocuğun rolü nelerdir?
Bu noktada çiftler boşanma hususunda kararları verirken öncelikli olarak kendileri karar vermeli ardından bunun çocuklarına iletmelidir. Evliliğin sonlandırılması veya devam etmesi çocuklara bağlanmamalı bu sorumluluk çocuklara yüklenmemelidir.
Boşanma sürecinde çocuğun en mühim ihtiyacı nedir?
Bu dönemde çocuğun psikolojik ihtiyaçları anne baba tarafından gözden kaçırılabilmektedir. Anne babası boşanma sürecinde olan çocukların psikolojik ihtiyaçlarının neler olduğuna bakacak olursak; en temel ihtiyacın “güven duyma ihtiyacı” olduğunu görürüz. Alışılmış, tanıdık olan düzenin altüst oluşu (evden bir ebeveynin ayrılışı, eşya paylaşımı, yeni eve çıkmak vb.) çocuk için benim yerim, benim konumum ne olacak, ben ne yapacağım sorularını gündeme getirir. Aile ev demektir.Belki de aileyi aile yapan bir çatı altında bir arada bulunma hissidir. Çocuklar için mekan olarak ev güven içinde ve bir bütün olma duygusunu belirler.
Boşanma sürecinde anne babalara düşen görevler nelerdir?
Boşanmak üzere olduğunuz eşinize yönelik kendi duygu ve düşüncelerinizi, çocuğunuzun ona yönelik duygu ve düşüncelerinden ayırın, birbirine bulaştırmayın. Çocuklarınızı boşanma nedenleriniz konusunda ne kadar bilgilendireceğinize karar vermek için acele etmeyin. Karı-koca olarak ilişkiniz bitmek üzere olabilir, ancak anne baba olarak sorumluluklarınız devam etmektedir. Bu noktada çocuğunuza verilecek bilgiler konusunda uzlaşmanız gerekmektedir. Buradaki en büyük tehlikelerden biride evlilik süresince paylaşılmış sırların deşifre edilmesidir. Bir yakınlaşma veya zayıflık anında verilmiş bir sırrın, taraf kılmak yada yandaş sağlamak amacıyla ilgisi olmayan kişilere aktarımı çocukları nedeniyle boşanma ardından yeni bir çerçeve ile düzenlenmesi beklenen ilişkinin kopmasına neden olabilecektir. Hayatın uzun olduğunu, eski eşinizle birlikte mezuniyetlere, düğünlere katılmak zorunda olduğunuzu unutmayın.
Boşanma sürecinde çocuklarda ve ergenlerde gözlenen belirtiler nelerdir?
0-1 yaş: Sinirlilik , uyku ve yeme düzeninin bozulması, Dışa atım sorunları ve huzursuzluk gelişebilir. Ağlama, parmak emme, anneye yapışma gözlenebilir.
1-3 yaş: Çocuk, anne yada babanın evde olmadığını anlar. Birlikte yaşadığı ebeveyne adeta yapışır. Daha çok ağlayan ve korkan bir çocuk olmuştur. Kızgınlık, öfke, masturbasyon gözlenebilir.
Okul öncesi dönem (3-6 yaş): Neden boşanıldığını tam anlayamazlar. Ancak anne babanın üzgün olduğunu ve ayrı yaşadığını anlayabilirler. Korkular, kabuslar ve boşanmadan kendini sorumlu hissetme duyguları yaşayabilirler. Sinirlilik, karşı gelme, uyku ve yeme düzeninde bozulma olabilir. Anne babanın çocuğa zaman ayırması ve sevgisini hissettirmesi önemlidir.
İlkokul Çağı (7-12 yaş): Bu dönemde kişisel bağımsızlık ve arkadaşlık ilişkilerinin gelişmesi beklenir. Anne babadan birine ya da her ikisine de öfke duyabilirler. Kendilerini reddedilmiş ve kandırılmış hissedebilirler. Anne babadan birini iyi diğerini kötü görme eğiliminde olurlar. Genellikle daha zayıf ve güçsüz olanın tarafını tutarlar. Olumsuz davranışlar, ders başarısızlığı, depresif yakınmaları olabilir. Geçici bir süre için okul başarısızlığı normal kabul edilmektedir. İlgili ve değer veren bir ebeveynin varlığı süreci olumlu etkiler.
Ergenlik Çağı: Ergenlik bedensel, bilişsel ve toplumsal olarak olgunlaşmanın olduğu dönemdir. Daha çok kendi yaşamlarına odaklanmışlardır. Çoğunlukla boşanmayı kabul etmezler. Kızgınlık çok yoğundur (fiziksel şiddet dahi görülebilir) İhanete uğramış, reddedilmişlik duygusu yaşarlar. Gelecekteki evlilikleri dahil ilişkilere güvenlerini kaybederler.
Boşanma sonrası ebeveynlerle görüşme nasıl olmalıdır?
Görüşmede çocukla yeterince zaman geçirilmelidir. Görüşmelerin zaman ve sıklığı net olmalıdır. Diğer ebeveynin evinde de bir odasının olması yararlı olabilir. Çocuğa eski eşe yönelik olumsuz duygu ve düşünceler aktarılmamalıdır. Eski eşle yaşanan sorunlar nedeniyle görüşmeler aksatılmamalı, Eşler arasındaki sorunlar çocuğa yansıtılmamalı, Çocuğun diğer ebeveynle görüşmesi gerçek tehdit kaynağı olmadıkça engellenmemelidir. Görüşmelerde çocuk şımartılmamalıdır.