Bu Kadar Çok Bilgiyle Ne Yapacağız?

Herkes herşeyi bilmek zorunda değil. Bilen bilgisini aktarmaktan sorumlu, ancak bu kadar çok bilgisini paylaşan arasında doğru bilgiye nasıl ulaşacağız?

Benim şahsi fikrim diyerek başlamak istiyorum, çünkü fikrim kimseyi bağlamaz. Son dönemde çok sayıda yeni diyebileceğimiz bilgilerle ve fikirlerle karşılaşıyoruz bazıları çelişiyor. Aralarında doğru olana nasıl ulaşırız? Bence kadim olana değer vererek, yeni bilgide kanıt arayarak.

Kadim bilgi nedir? Uzun yıllardır uygulanmış sonuç alınmış olan.. yada en doğrusu Kuran ve sünnetle doğrulanmış olandır. Örneğin anne sütü alma zamanı. Bundan 20 sene önce anne sütü 4 ay yeterli sonra ek besine başlansın ve 6 aydan sonra anne sütü gereksiz diye bir bilgi vardı. Sonra çalışmalar yapıldı ve 2 seneye kadar anne sütü alan çocukların barsak florasının daha sağlıklı olduğu ve antibiyotik gerektiren durumlarla daha az karşılaştıkları ispat edildi. Demek ki Kuran’da geçen şu ayet gözden kaçmıştı o donemde(Bakara Suresi, 233. ayet: Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler.)

Ekmekler eskiden daha ağırdı,daha tok bir yapısı vardı, sonra yumuşak ekmek yapmak için(!) kepeğinden ayrıldı, unlar bembeyaz oldu, kurabiyeler daha çok kabardı hoşumuza gitti ,sonra verimliliği arttırmak için(!) buğdayın genetiğini değiştirdiler. Şimdi ise barsak sorunları, diyabet, hormonal hastalıklar, kanser ve hatta doğurganlığın azalmasına bu genetiği değişmiş olan ürünlerin sebep olduğu biliniyor. Geldik mi şu ayete (Bakara Suresi 205. Ayet-i Kerime “Yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeye çabalayan insanlar vardır”)

Herkes her şeyi bilmek zorunda değil ama çok fazla bilgi altında kafamız karışınca ne yapmalıyız. Bence bir bilene danışmak lazım peki nasıl bilen? Fikrini söyleyen, o konuda eğitim almış olanlar bile aynı şeyleri söylemezsen neye göre kime göre doğru... 

Burada kendinize, kafanıza, bünyenize, yaşam tarzınıza yakın olan yolu anlatanı dinlemenizi öneririm. Çünkü bilgi sadece falanca konu ile alakalı değil, bir yaşam tarzının süzgecinden geçerek bize ulaşır. Bizler sosyal yaratıklar olarak çevremizde kendimize uyumlu fikir ve tavırları topladığımızda bünyemiz bunu kabule der ve faydalı hale gelir. Yabancı kalan fikirler bedenimizden ve kafamızdan uzaklaşmaya mahkumdur.