ÇAĞA ÖZGÜ ve BÜYÜMEKTE OLAN BİR SORUN: İNTERNET / AKILLI TELEFON / TV BAĞIMLILIĞI

Yazar Şakir ÖzenPsikiyatrist • 15 Mayıs 2017 • Yorumlar:

Son çeyrek asırda iletişim ve haberleşme araçları insan aklını ve yaşam tarzını zorlayacak bir hızla gelişti. Bugün geldiğimiz noktada; dünyanın öbür ucu sayılabilecek yerler evimizin diğer odasından bize daha yakın oldu. Televizyon kanallarının çoğalması; bilgisayar, tablet ve cep telefonlarının gelişmesi, internetin yaygınlaşması, haberleşme ve sosyal medya ortamlarının çeşitlenmesi ve her yerden anlık bilgi-haber akışının olması; işine yarasın ya da yaramasın, insanların bir kısmını her şeyi her an merak eder hale getirdi. Tv seyretme, bilgisayarla meşgul olma, internette gezinme, internette sohbet etme, e-mail atma, mesaj atma, yorum yapma, telefon ile konuşma, telefonda ya da bilgisayarda oyun oynama, telefondan film seyretme, müzik dinleme, WhatsApp, Facebook, Twitter, Instagram vb ortamlarda gezinme gibi davranışlar günlük yaşantımızın bir parçası oldu.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler orijinal, pahalı ve ileri teknoloji ürünlerini üretememekte (örneğin; uçaklar, tıbbi cihazlar, ilaçlar, akıllı telefonlar, bilgisayar yazılımları vb) ve gelişmiş ülkelerin sürekli bir pazarı durumunda kalmaktadır. Akıllı telefon ve internet bağımlılığı sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada gündeme getirilen ve büyümekte olan bir sorundur. Ülkemiz gibi göç, şehirleşme ve sanayileşme sorunları yaşayan; sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan çok farklı toplum kesimleri olan ülkelerin genç kuşakları farklı farklı motivasyonlarla bilişim alanındaki teknolojik gelişmelere ait ürünleri merakla izlemekte ve hızla tüketmektedir.

Teknolojik gelişmeler insan hayatını kolaylaştırdı ve insana sayısız faydalar sağladı. Ancak kişinin teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması çok ciddi zararlara sebep olabilmektedir. İletişim alanındaki hızlı gelişmeler bağımlılığa yatkınlığı olan kişileri psikolojik olarak hızla etkilemiş ve yaşadığımız çağa özgü bazı psikososyal sorunlara yol açmıştır. Bu sorunların önde gelenlerinden bazıları;

  • Sanal dünya verilerini amaçsız şekilde kullanma
  • Vakit öldürme,
  • Televizyonda internette okuduğu-duyduğu-gördüğü şeylerin hepsini doğru kabul etme
  • Sanal dünyada oyun ya da kumar oynama
  • Sanal kişilere aşık olma
  • Gönül ilişkilerini sanal ortamda teşhir etme ve aile krizlerine yol açma,
  • Sanal ortamda suç işleme
  • Sanal ortamdan etkilenerek suç işleme
  • Tanınma ve meşhur olma tutkusu ile tuhaf davranışlar sergileme
  • Yüzyüze iletişimden kaçınma zorlanma
  • Marka düşkünü olma

vb. şeyler sayılabilir.

Bağımlılık dediğimizde hemen aklımıza sigara, alkol, uyuşturucu madde gibi şeyler gelir. Fakat ruh sağlığı açısından baktığımızda bağımlılık çeşitleri çok daha fazladır, örneğin; bilgisayar, televizyon, telefon, tablet, araba, motosiklet, kumar, şans oyunları, bazı cinsel davranışlar, yeme-içme, alışveriş bağımlılığı vb. Eş, sevgili, arkadaş, çocuk, anne, baba gibi yakınımızdaki insanlara karşı bağımlı olma konusu ise daha başka boyutları olan bir sorun...
Tanım: Konumuzla ilgili alana bakacak olursak; bir kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyecek bir düzeyde teknolojik aletlerle fazlaca vakit geçirmesine teknoloji bağımlılığı diyoruz. Bağımlı kişi teknolojik cihazdan uzak durmak istese bile, kendini frenleyemez, tv kumandasını ya da telefonu yine eline alır. Bunlardan tatmin olma sınırı zamanla yükselir ve kişi bağımlı olduğu cihaz olmadan asla günlük hayatına devam edemeyeceğini, herşeyin ona boş ve anlamsız görüneceğini düşünür. Dolayısıyla onsuz olduğu zaman arama davranışı, sıkıntı hissi, kaygılanma, hırçınlaşma, uyuyamama gibi yoksunluk belirtileri gösterir. Sabah uyanır uyanmaz ya da eve - işyerine gelir gelmez eli telefonunda, bilgisayar tuşunda ya da televizyon kumandasında olur.
Bağımlılığın belirtileri: Bağımlı kişi “birkaç dakikalığına birşeylere bakacağım” der, fakat saatler harcar. Azarlayacağını ya da eleştireceğini düşündüğü kişilerle karşılaşınca, ekran karşısında geçirdiği zamanla ilgili yalan söyler, “daha yeni açmıştım, tam sen geldin” der. Gece geç saatlere kadar bilgisayar başında kalır, evli ise eşini ve çocuklarını ihmal eder, sabah erken kalkamaz ve bu nedenle gündüzleri bir dizi sorun yaşamaya başlar, örneğin okula - işe geç kalır. Aile içinde ve okulda iletişim sorunları, sosyal aktivitelerde azalma; akraba, arkadaş, komşu ilişkilerinde azalma, okul başarısında düşme, zamanı planlı kullanmama nedeniyle zorunlu işleri yetiştirememe ve erteleme gözlenir. Kendi bilinen - tanınan kimliğine yakıştıramadığı hakaret, küfür, cinsellik vb. konuları ya da yasal sıkıntı çıkarabileceğini düşündüğü konuları araştırırken ya da yazıp - çizerken sahte hesap kullanır. Insanlarla yüzyüze konuşmak mümkünken internet üzerinden ya da mesajla iletişimi tercih eder. İnternete girmek için yemek öğünlerini atlar, derslerini aksatır, randevularına yetişemez ya da zorunlu ziyaretlerini ihmal eder. Bazen eşzamanlı zıt duygular yaşar; mesela bilgisayarın başında çok fazla zaman geçirdiği için suçluluk duyarken aynı zamanda internette olmaktan büyük bir haz duymaktadır. Kişi bu duygular arasında gider - gelir. Bilgisayarından ya da telefonundan uzak kaldığı zaman gergin ve boşluktaymış gibi hisseder. Kişinin gözlerinde kızarma - yanma oluşur. Uzun süre aynı pozisonda oturmaya bağlı baş, boyun, omuz ve bel ağrısı, elde - parmaklarda uyuşukluk veya ağrı, ayaklarda şişlik, bacaklarda toplar damar tıkanması, uyku bozukluğu, beslenme bozukluğu, halsizlik, unutkanlık, dikkat dağınıklığı gibi yakınmalardan şikâyet edebilir.

Bağımlılık gelişmesini önleme: Bağımlılık gelişmesini önleyici çalışmalar uzun vadeli programlarla, devlet kurumları, belediyeler, basın-yayın organları ve sivil toplum kuruluşlarının dayanışma içinde çalışmalarıyla başarıya ulaşabilir. Ailelerin sadece kendi çabalarıyla tam bir başarı elde etmeleri zordur. Yapılması gerekenleri sıralayacak olursak;
Toplumun herbir ferdi teknoloji bağımlılığı konusunda doğru ve yeterli bilgi ile donatılmalıdır. Özellikle genç kuşaklara internetin - teknolojinin sağlıklı olarak nasıl kullanılacağıyla ilgili doğru ve yeterli bilgi vermek, konuyla ilgili kitap ve dergi okumaya yönlendirmek, bilgi alabileceği kişilerle tanıştırmak, edinilen bilgilerin günlük yaşam içinde uygulanabilir olmasını sağlamak gerekir. Kişilere interneti sadece vakit geçirmek ya da eğlenmek için kullanması değil, belli bir amaç için kullanması teşvik edilmelidir. Kullanırken kimseye zarar vermeme ve yasaları çiğnememe öğütlenmeli, yasalarla başı derde girerse ne gibi sonuçların ortaya çıkacağı gibi konular sık sık ele alınıp konuşulmalıdır.

Bazı insanlar sıkıntılardan kaçma ve eğlence alanı olarak internette gezinmeyi ya da televizyon seyretmeyi seçmektedir. Yerleşim birimlerinde çocuklara ve gençlere yönelik, her mevsimin özelliğine ve ihtiyaçlarına göre, çok sayıda ücretsiz gezi, oyun ve uğraş alanları sağlanmalıdır. Çoğu il ve ilçedeki şehir yapılanmasında öncelikler değişmiş, yoğun olarak konut ve işyeri inşa edilmiş, çocukların ve gençlerin oyun alanları akıl almaz derecede azalmıştır. Bunun sonucunda ise; mahalle kültürü değişmiş, aynı binada bile insanlar birbirini tanımaz ve güvenmez hale gelmiş, çocuklar- gençler enerjilerini boşaltmakta, kendilerini ifade etmekte ve sosyalleşmekte sıkıntı yaşar hale gelmişlerdir. Site tarzı yapılaşmalarda yetersiz de olsa oyun alanları yapılmıştır, fakat herkesin ekonomik gücü sitelerde oturacak düzeyde değildir. İster aparman dairesinde oturulsun, isterse bağımsız bir evde oturulsun, risk taşıyan aileler başta olmak üzere; tv, bilgisayar, tablet, internet vb. teknolojik aletlerin aşırı dikkat çektiği ve önemine vurgu yapıldığı teknolojik ürün merkezli ev düzeni oluşturma çabası içine girilmemelidir.

Anne babalar çocuklarının arkadaşlık ilişkilerini desteklemeli, arkadaşlarını bir araya getirecek aktivite planlamalıdır. Çocukların arkadaşları ile doğal yollardan yüzyüze görüşmeleri teşvik edilmeli, akran grupları içerisinde sosyalleşmesi sağlanmalıdır. Çocuğun sanal ortamdaki arkadaşları hakkında da bilgi sahibi olunmalıdır.

Kullanılan bilgisayarlarda ve telefonlarda güvenli internet uygulamalarının olmasına özen gösterilmelidir. Çocukların kontrolsüz ve uzun süre internet kullanmasına izin verilmemelidir. Çocukların yaş grubuna ve ihtiyaçlarına göre (ders dinleme, araştırma, haberleşme, video seyretme vb), günlük tv seyretme ve internet kullanım süresinin üst sınırı konusunda ailede ortak kural belirlenmelidir.

İki yaşından küçük çocukların yalnız başına telefon, tv ya da bilgisayarla karşı karşıya bırakılması uygun değildir. Çocukları sevindirmek ya da hırçınlığını azaltmak için, oyuncak niyetine, tablet ya da akıllı telefon alınmamalıdır ve tv karşısında saatlerce oturtulmamalıdır. Bilgisayar başındaki çocuğa yemek, çay ve meyve servisi yapılmamalı, yeme-içme zamanında bilgisayar başından kalkıp ailenin diğer üyelerine katılması sağlanmalıdır.

Çocuklar yetenek ve ilgi alanlarına uygun spor dallarına yönlendirilmelidir. İster internette isterse başka yerde oynansın, kazanma ya da kaybetme kuralları ile oynanan bütün şans oyunları bağımlılık yapma riski taşır. Dolayısıyla bu konuda da hem ailelerin hem de çocukların farkındalığının yükseltilmesi gerekir.

Aile yapısından kaynaklı bağımlılık potansiyeli gözden geçirilmelidir. Ailedeki bir kişide herhangi bir bağımlılık, depresyon, sosyal fobi ya da başka psikopatolojiler varsa, bu kişinin internet bağımlısı olma riski ailedeki diğer kişilerden daha yüksektir. Kişilik özellikleri bakımından içe kapanık, kendini ifade edemeyen, dürtüsel davranışları olan ve arkadaş çevresi bağımlılığı olan kişilerden oluşan gençlerin internet bağımlısı olma riski daha yüksektir.

Anne-babalar, ailedeki diğer büyükler, yöneticiler, sanatçılar, öğretmenler ve toplumun önde görünen kişileri olumlu davranışlarıyla çocuk ve gençlere örnekleri olmalıdırlar. Aile bireyleri ve öğretmenler öğretilen ve öğütlenen uygulamaların takibini yapmalıdırlar.

Bağımlı kişilerin tedavisi: Tv, telefon, internet gibi teknolojik ürünlere bağımlılığı olan erişkinlerin tedavi önerilerine uyum sağlaması zor olmaktadır, çünkü teknolojik aletlerle aşırı zaman geçirmelerini kurtulmaları gereken bir problem olarak görmemekte ve çoğu bu yöndeki uyarılardan rahatsız olmaktadırlar. Bir kişide internet, tv, telefon bağımlılığı oluştu ise ve kendisinin kurtulma, yakınlarının da kurtarma çabası varsa, bu kişinin psikiyatrik destekten yarar görme düzeyi yükselir.

Teknoloji bağımlılığı yaşayan bir insanın öncelikle bu sorunu kabul etmesi, bu sorunu aile üyeleriyle, yakınlarıyla paylaşması, onların desteğini istemesi, bu sorunla alakalı yapabileceği şeyleri öğrenmesi gerekir. Yakınlarında böyle bir sorun olduğunu düşünen kişiler aşağıda sıralanan önerilerden yarar görebilirler:

Çocukta ya da yetişkinde depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, dürtü kontrol bozukluğu, uyum bozukluğu, kaygı bazukluğu, sosyal fobi, çekingen kişilik yapısı, borderline kişilik yapısı gibi psikiyatrik tablolar varsa bu klinik tablolar öncelikle tedavi edilmelidir. Bu kişilere yönelik kendini tanıma, zayıf ve güçlü yanlarını fark etme ve ortaya çıkan psikososyal sorunlara karşı içgörü geliştirme yönünde tedavi programı yapılmalıdır.

Kişinin işi, mesleği ve yaşam tarzı kolaylaştırıcı bir sorunsa bu durumu değiştirmesi önerilir. Değiştiremiyorsa ve kişi teknolojik aletlerden bir türlü uzak kalamıyorsa, bu kişiye teknolojik aletleri sağlıklı kullanma eğitimi verilmelidir. Kişinin sadece teknolojik verileri tüketmesi değil, aynı zamanda internette bir şeyler üretmesi, örneğin; insanlara faydalı yazı yazması, program yapması, web sitesi tasarlaması vb faaliyetler hedef olarak verilmelidir.

Ev içinde iletişim azlığı, iletişim bozukluğu, kavgalı ortam, alkol-madde-teknoloji bağımlısı başka bireyler olması vb durumlarda bireysel terapi ya da aile terapisi programlarıyla ev ortamındaki ilişkiler düzeltilmeye çalışılmalıdır. Akraba, arkadaş ve akran baskısı ön plandaysa mahallenin ve sosyal çevrenin değiştirilmesi ya da riskli ilişkilerin kısıtlanması önerilmelidir.

Ailedeki tüm kişilerin katıldığı haftanın belli bir günü (Ör; Cumartesi akşamı, ya da Salı akşamı) evde haftalık aile toplantısı yapılarak; herbir kişinin yakın ve uzak vadede yapmak istediği faaliyetlerin konuşulması ve bir deftere yazılması ve tv, telefon ve internet için günlük - haftalık program yapılması, nazik bir şekilde aile üyelerinin birbirini denetlemesi, programa en çok uyanlara, küçük de olsa, o haftaki ödülüllerinin verilmesi teşvik edici bir durum olur. Aile üyelerinden biri internet kullanmak için yoğun istek duyduğunda deftere yazdığı faaliyetlerden birini yapmasının daha iyi olacağı hatırlatılmalıdır.

Oturduğunuz bölgeye yakın hastane, dernek, kulüp, vakıf gibi kurumların konuyla ilgili destek grupları varsa onlarla iletişime geçmeniz iyi olur. Bağımlı kişi bir işe, bir meşguliyete, bedensel egzersizlere, sevdiği spor dallarına yönlendirilmelidir ya da hobi olarak ilgi duyabileceği bir sanat dalına da yönlendirilebilir.

Sonuç olarak, sıkıntıları olan bir insana tv seyretmeyi, telefon kullanmayı yasaklamak ve bazı yaptırımlar uygulamak bir yere kadar fayda sağlar. Bu konuda önemli olan şey; olumsuz sonuçlarına rağmen, aynı davranışları tekrar tekrar yapmaya neden olan risk faktörlerinin ortadan kaldırılması ya da azaltılmasıdır. Şehirlerin hızlı büyümesi ve göçlerle de ilişkili olarak, insanların yakından tanıdığı kişilerin çok farklı mahallelerde oturması yüzyüze insan ilişkilerini azaltmaktadır. Insanlar mekansal anlamda yakın çevresindeki kişileri yeteri kadar tanımadığı için güven problemi yaşamakta ve sosyal ilişkilerini kısıtlı tutmaktadır. Bu nedenle, özellikle gençler için hayatın akışı içinde olan, interneti doğru, faydalı ve sınırlı bir şekilde kullanan, bağımlılığı olmayan bir arkadaş çevresi sağlanması zorlaşmaktadır. Anne-babalar çocuklarının arkadaşları ve onların aileleri ile de tanışma yolları aramalı ve onlarla iletişim içinde olmalıdırlar.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)