Cinsel Sağlık
Yazar Sahar Türköz • Psikolog • 25 Mart 2022 • Yorumlar:
Dünya Sağlık Örgütü (2006) tarafından, cinsel sağlık: “cinselliğe ilişkin fiziksel,
duygusal, zihinsel ve sosyal refah halidir; sadece işlev bozukluğu, hastalık yokluğu veya
sakatlık değil. Cinsel sağlık, cinsellik ve cinsel ilişkilere olumlu ve saygılı bir
yaklaşımın yanı sıra zorlama, ayrımcılık ve şiddetten uzak, zevkli ve güvenli cinsel
deneyimlere sahip olma olasılığını gerektirir. Cinsel sağlığa ulaşılması ve sürdürülmesi
için tüm kişilerin cinsel haklarına saygı gösterilmeli, korunmalı ve yerine
getirilmelidir” şeklinde tanımlanmıştır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından kadın
cinselliğinin yalnızca kadın sağlığının önemli bir bileşeni olduğu değil, aynı zamanda
temel bir insan hakkı olduğu bildirilmiştir.
Cinsellik, türler arasında bulunan köklü bir fizyolojik durumdur. Hayvanlarda
cinsellik, sinir, endokrin ve genetik faktörler arasındaki etkileşime dayanması nedeniyle
farklı perspektiflerden yaklaşılabilecek karmaşık konudur. İnsanlar ise ek olarak cinsel
davranış, dinamik davranışsal adaptasyon gerektiren kültürel ortamlardan etkilenir. Bu
nedenle, hem özellikleri hem de insanlara özgü daha karmaşık işlevleri güvence altına
almak için bir çoklu sistem etkileşimi gereklidir. Cinsel davranışta etkili olan sinirsel
yapılar, sinir sisteminin hem merkezi hem de periferik bölümleri boyunca bulunur.
İnsan cinselliği, psikolojik, biyolojik, ilişkisel ve sosyo-kültürel belirleyicilerin
entegrasyonuna bağlı olarak çok faktörlü bir eylemdir. Kadınlarda cinsel tepki,
nöroemosyonel yanıtların ayrıntılı etkileşimi, ilişkisel yakınlık arayışı ve hormonal
seviyelerde dramatik dalgalanmalar nedeniyle daha karmaşık bir özelliğe sahiptir.
Cinsellik kişisel refah üzerinde yüksek etkiye sahiptir. Cinsel yaşam kalitesi,
tatmin edici bir cinsellikle sonuçlanan tüm yönleri içerir. Bu, cinsel yaşam kalitesinin,
yalnızca cinsel işlevsellikte bozulmaya yol açabilecek bir hastalık veya rahatsızlıktan
daha fazlası olduğu anlamına gelir. Aşık olmak, cinsel ve romantik bir ilişki kurmak ve
kişinin cinsellik konusunda emin hissetme becerisini de içerir. Cinsel sorunlar,
bozulmuş cinsel yaşam kalitesinin bir göstergesi olabilir. Ayrıca, genel fiziksel
işlevsellik, ortaklık ve öz-değerin cinsel yaşam kalitesini etkilediği belirlenmiştir. Ek
olarak, kendi vücuduna yönelik tutum, özellikle cinsel organlar ve vücut imgesi,
cinsellik üzerinde bir etkiye sahiptir.
Cinsel işlevin kalitatif veya kantitatif yönden düşük olması, yaşam kalitesi
üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilmektedir ve bu genelde yaşam stresörleri, düşük
memnuniyet, mutluluk eksikliği, ekonomik faktörlerle ilişkilendirilmektedir.