Cinsel Sorunlar ve Cinsel İşlev Bozuklukları
Yazar Seval Hacım Kılıç • Psikiyatrist • 23 Ekim 2017 • Yorumlar:
Psikologların çalıştığı bir çok farklı sorun alanı bulunmakta ve bu sorunların başında cinsel sorunlar
gelmektedir. Toplumsal değerler, cinsel sorunların mitleştirilmesi, cinsel sorunlara çözüm olmadığı
tarzında ki yanlış cinsel inançlar, cinsel terapi yapan psikolog sayısının azlığı gibi bir çok nedenle
vajinismus, erken boşalma, geç boşalma gibi birkaç seansta kolaylıkla çözülebilecek olan cinsel sorunlar
uzun yıllar hatta bir ömür boyu tedavi edilmemektedir. Bu nedenle evliliğini sonlandıran, kavga eden
eşler olduğu gibi kaliteli bir cinsel yaşamın ne olduğunu bilmeden, zevk alamadan ya da cinsellikten
soğuyarak yaşamına devam eden çok sayıda kişi bulunmaktadır. Cinsel terapinin amacı; kişinin erken
boşalma, geç boşalma, cinsel ilişkiye girememe (vajinusmus) vb sorunlarını çözmek ve çiftin cinsel
yaşam kalitesini arttırmaktır.
Diğer taraftan internette cinsel gücü arttırdığını, penis büyüttüğünü iddia eden bir çok reklam
bulunmaktadır. Yada kendisini cinsel terapist olarak tanıtan, NLP, hipnoz vb yöntemlerle cinsel sorunlara
çözüm getirdiklerini iddia eden psikolog yada aile danışmanı olmayan, cinsel terapi eğitimi almamış bir
çok kişi bulunmakta ve bu iş için faiş ücretler talep etmektedir.
Diğer taraftan sağlık alanında çalışan ancak bu alanda özel eğitimi olmayan birçok kişi bulunmaktadır.
Örneğin Türkiye’de cinsellik denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Haydar Dümen, pratisyen
hekimdir, psikoloji ya da psikiyatri alanında herhangi bir eğitim almamıştır ve kendisi psikolog yada cinsel
terapist değildir. Özetle birinin popüler olmasının, yada yalnızda psikolog yada psikiyatır olmasının cinsel
terapi yapabileceği anlamına gelmediğini aklıda tutmak gereklidir. İzmirde psikolog ararken ya da cinsel
bir danışman ararken bu noktalara mutlaka dikkat edilmeli hatta başvurduğunuz kişilere bu alanda özel
bir eğitim alıp almadıklarını mutlaka sormanız önerilir.
CİNSEL SORUNLAR
Cinsel işlev; istek, uyarılma, orgazm ve çözülme olmak üzere dört evreden oluştuğu kabul edilmektedir:
İstek: Cinsel döngünün en önemli evresidir. Diğer evrelerden farklı olarak doğrudan fiziksel uyarılmaya
ihtiyaç duymaz. Cinsel istek partnerden bağımsız olarak tek başın günün herhangi zamanında
kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi, bir insandan etkilenerek de ortaya çıkabilir. Uyarılma: Bedensel ya
da psikojenik herhangi bir uyarılma sonucu ortaya çıkabilir. Verilen uyarı kişinin gereksinimini
karşılayacak boyutta ise tepkinin yoğunluğu artış gösterir. Uyarılmanın kadında ilk belirtisi cinsel organda
kabarma, erkekte uyarılmanın ilk belirtisi ereksiyondur. Uzun süren bir evredir. Orgazm: Alınan haz
açısından en yoğun ancak süre olarak en kısa evredir. 0.8 milisaniyelik 3-4 ritmik sonrasında düzensiz
kasılmaların izlediği haz içeren bir durumdur. Erkekte ejekülasyon, kadında ise perine ve vagina
kaslarında ritmik kasılma ile oluşur. Orgazm sırasında erkekten meni adı verilen bir sıvı gelirken,
kadınlarda artan bir gerilme halinin ardından gelen bir gevşeme, rahatlama meydana gelmektedir
Çözülme: Cinsel eylemin sonlanması ile çözülme evresine girilir. Cinsel bölgelerde kan akımı normale
döner. Kişilerin yaşadığı sorunlar genelde istek, uyarılma ve orgazm bölümlerindeki ortaya çıkan
aksamalardan kaynaklanmaktır.
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI
1-Cinsel istek bozukluğu:
A) Cinsel istek bozukluğu
B) Cinsel tiksinti bozukluğu
2-Uyarılma Bozukluğu:
Erkekte: Ereksiyon (sertleşme) bozukluğu
Kadında: Uyarılma bozukluğu
3-Orgazm bozukluğu:
Erkekte boşalma bozuklukları
a) Erken boşalma
b) Geç boşalma
Kadında orgazm bozukluğu
4-Ağrı Bozuklukları
A) Disparoni (cinsel ilişki sırasında ağrı-acı hissetme)
B) Vajinismus (kadında meydana gelen istemsiz kasılmalardan dolayı vajinal birleşmenin
gerçekleşememesi.)
VAJİNUSMUS
Vajinismus, cinsel birleşme denendiğinde, vajinanın dış üçte birini çevreleyen kaslarda yineleyici ya da
sürekli bir biçimde oluşan kasılmalar ve şiddetli acı nedeniyle cinsel birleşmenin gerçekleşememesi ya
da ağrılı/sıkıntılı olarak gerçekleşmesidir. Bu kasılma istemsiz, yani kadının bilinçli kontrolü dışında
gerçekleşen bir kasılmadır. Bu kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kapanması, adeta bir
kitlenme, korku, cinsel birleşmeden kaçınma, girişin olmayacağı inancı eşlik eder. Nadiren, cinsel
birleşme olmaktadır ancak kasılma sürdüğünden, cinsel birleşme ağrılı ya da sıkıntılıdır (İncesu, 2004).
Çiftler bu sorunu aşmak için alkol ya da madde kullanarak ilişkiye girmeyi denemek, vajinal bölgeyi
uyuşturacak kremler kullanmak gibi yöntemlere başvurabilirler. Bu denemeler kişilere fiziksel zarar
verebildiği düzelmeye dair umdu da azaltabilmektedir. Bunun yanı sıra vajinismus sorunu yaşayan
kadının eşinde ereksiyon (sertleşme) sorunları da ortaya çıkabilmektedir. Vajinismus ortalama 3-5
seansta tedavi edilebilmekte ve çok yüksek başarı oranına ulaşılmaktadır.
ERKEN BOŞALMA
Erken boşalma, çok az bir cinsel uyarıyla bile kişinin istemesinden daha önce boşalması, diğer bir
deyişle boşalmasını denetleyememesi, ya da istediği kadar erteleyememesidir. Tıbbi açıdan
bakıldığında, erken boşalma, kişinin boşalma refleksi üzerinde istemli denetiminin bulunmaması, henüz
öğrenilememiş olmasıdır. Süre asıl ölçüt olmamakla birlikte, birleşmeden önce boşalma ya da 1-3
dakikalık cinsel birleşme süresi kesin olarak erken boşalmadır. Erken boşalma oranı, yapılan
çalışmalarda %20-30 arasında çıkmaktadır. Her 4-5 erkekten birinde erken boşalma sorunu vardır.
Bütün toplumlarda, erkeklerde sık rastlanan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır (İncesu, 2004). Erken
boşalma sorunu ortalama 4-6 seansta tedavi edilebilmektedir.
Tedavi programına başlamadan önce cinsel işlev bozukluğunun organik kökeni olup olmadığının ayrıntılı
olarak araştırılmalı. Bu açıdan, değerlendirme sürecinde üroloji, nöroloji, endokrinoloji gibi disiplinlerle
işbirliği kurulması önemlidir.
Psikolojik değerlendirme süreçlerinde dikkat edilmesi gereken nokta var olan bozukluğun evlilik
sorunlarına ikincil olarak gelişip gelişmediğidir. Eğer evlilik sorunu ön planda ise, cinsel işlev bozukluğu
sorununa odaklaşmadan önce eşler aile terapisine alınmalıdırlar. Aile terapisinde yada aile
danışmanlığında psikolojik destek ile ilerleme kaydeden çiftlerde cinsel işlev bozukluğu sorunları bazen
kendiliğinden ortadan kalkabilmektedir. Evlilik içi sorunların cinsel işlev bozukluklarına ikincil olarak
geliştiği durumlarda, tedaviye doğrudan başlanabilir. Ancak her cinsel tedavi programının temel ilkesi
olan iletişim becerileri ve çift terapisi gibi yaklaşımların entegre edilmesi gereklidir. Bu, tedavinin
etkinliğini arttırmaktadır. Cinsel terapi ve danışmanlık alacağınız kişinin bu konuda mutlaka özel bir
eğitim almış olması gerekmektedir. İzmirde çalışan psikologların büyük bölümü aile terapisi yada cinsel
terapi yaptığını söylemesine rağmen Bu konuda size yardımcı olacak kişilere nereden hangi eğitimi
aldıklarını, mutlaka ve mutlaka sorunuz. Aksi taktirde, yaşadığınız sorunun daha da içinden çıkmaz hale
getirebilirsiniz.