Çocuğumuz Bizimle Yatmak İstiyor!
Yazar Müberra Sabuncu • Psikolog • 22 Mayıs 2020 • Yorumlar:
Geceleri siz yatarken, ansızın eşinizle ortanıza giren, odasında tek başına yatmamak için huysuzluk çıkaran, yatak odanızın davetsiz misafirine kulak vermelisiniz. Çocuğunuz gerçekten korkuyor ve yalnız kalamayacak kadar tedirgin yatıyor olabilir. Yoksa ilişkinizdeki sıkıntıların farkında olup sizleri kontrol etmek mi istiyor?
Neredeyse her anne-babanın bir dönem sorunu olmuştur anne-baba ile uyumak isteyen çocuklar. Yaşamın ilk yılları, çocukta `temel güven duygusunun geliştiği dönemdir. Çocuk hayatının bu ilk yılında annesinin yanında olmasına, kendisine sevgi gösterilmesine ve bakım verilmesine çok ihtiyaç duyar. Çocuğun gereksinimlerini ifade etmesi, dış dünyayı tanıması ve beslenmesinde en önemli aracı bu dönemde ağız ve dudaklardır. Bu nedenle emzirmenin de sadece çocuğunuzun beslenmesi açısından değil, hem sizinle tensel bir temas sağlaması hem de gerginliklerinin giderilmesi açısından önemi büyüktür. Bu dönemde çocuğunuzun ulaşabileceği en yakın yerde olmanız, çocuğunuzun bu gereksinimlerinin sağlanmasında önemlidir.
Çocukluk çağı korkuları elbette ki okul öncesi yaş dönemimde sıkça karşılaştığımız ve gelişimin de önemli bir parçası olan bir konudur. Bu dönemde ısrarla anne ve babasıyla yatmak isteyen çocukları görmezden gelemeyiz.
Peki gerçekten çocuklarınız korkuyor mu yoksa altında başka bir neden olabilir mi?
Günümüzde eşler arasında boşanmalar artmaktadır. Çalışan ebeveynler, asosyal hayatlar ve iş kaygısı eşleri, bir yandan anne baba olma konusunda; öbür yandan karı koca olmaya devam etme konusunda bir hayli zorlar. İşte bu artan stresli hayat bazen çiftlerin önünde bir bariyer olarak kalır ve eşler arasında sık sık tartışmalara hatta yüksek tansiyonlu kavgalara sebep olmaktadır.
Çocuk görmez, bilmez, anlamaz anlayışı…
Yine toplumda sıkça duyduğumuz ve karşılaştığımız durumlardan birisi de çocuklarımızın önünde tartışmaların ve kavgaların yapılmaması gerektiği inancıdır. Çocukların önünde yapılmayan birçok tartışma, ilişkideki gizliliği ve saygıyı korur inancı birçok ebeveynde vardır. Oysa konuşulmayan sorunlar, yapılmayan tartışmalar zamanla çiftler arasında ciddi gerginliğe yol açar. Çocuklar, siz ne yaparsanız yapın bu gerginliği hisseder ve anne-baba arasındaki bu gerginliği çözümlemeye çalışır.
Şunu unutmamak gerekir ki her ilişkide olduğu gibi tartışmasız bir ilişki olamaz. Duyguların sağlıklı şekilde ifade edilmediği ve çeşitli duyguların bastırılmaya çalışıldığı ev ortamlarında çocuklar da kendi duygularını bastırılır, kontrol altına almaya çalışır. Duygusunu ifade edemeyen çocuk, farklı durumlar ve olaylar karşısında örtük bir şekilde duygusunu ifade etme yoluna gider. İşte, birlikte yatma sorunu da çocuklarda aslında ciddi bir kaygının dışavurumudur.
Çocuklarımız aslında anne babalarının ayrılmasından korkuyor!
Çocuklar hissiyat olarak en az yetişkinler kadar duyarlı, iyi dinleyici ve iyi gözlemcilerdir. “Yapamıyoruz, zorlamayalım, boşanalım biz” gibi cümlelerin sarf edildiği ortamda çocuk antenlerini açar, dinler ve iyi bir gözlem yaparak bazı şeyleri kendi iç dünyasında anlamlandırmaya çalışır.
Eyvah, annem babam boşanıyor! Ya beni bırakırlarsa… O zaman bir şeyler yapmam gerek!
Hepsinin olmasa da bazı çocukların anne babaları ile yatma isteklerinin altında ‘‘terk edilme’’ korkusunun yattığı söylenebilir. Çocuk, terk edilme korkusuyla yüzleşmekten korktuğu ya da suçluluk duygusuyla anne ve babasının arasındaki gerginliği düzenlemek için bir takım eylemlerde bulunmaya başlar. Bunun da ancak iyi bir gözlem yaparak ve fiziksel olarak yanlarında bulunarak mümkün olacağına inanır. Böylelikle ‘’canavarlardan korkuyorum’’ diyen çocuk aslında anne babasının ilişkisini kontrol etmektedir. Ailesinin ilişkisini kontrol altına almaya çalışan çocuk, onlar için iyilik yaptığını düşünerek kendini duygusal yönden besler. Kazanç olarak yaptığı davranış aslında çocukta ciddi kaygılara neden olur. Bu süreç uzun bir süre devam ederse takıntılar, tekrar eden davranışlar haline gelebilir.
Bazen de kötü giden bir evliliğin kurtarıcısı gibi görülür çocuk. Nasıl ki bir ilişkinin, sevginin sürdürülme nedeni değilse, bir sevginin bitme sürecinde de rol almamalıdır. Bazen çiftlerden biri çocuğu ile yatarak ya da çocuğunun yanında yatmasına izin vererek, bitecek olan evliliğinin onarılmasını sağlamaya çalışır. Bunu farkında olmadan yapar, çünkü çocuğu ile yattıklarında daha az tartışma olur ya da hiç olmaz ve birlikte ‘‘mış’’ gibi yaparak güzel bir aileyiz mesajını vermeye çalışır.
Anne ve babalara tavsiyem: “Çocuklarınızı çok iyi gözlemleyin.” Gerçekten korkularını anlamaya çalışın, onları dinleyin, onlara kulak verin. Çocuklarınızın çok küçük yaşlarda büyümelerine izin vermeyin. Çocuğa birleştirici, onarıcı olma gibi büyük roller vererek kaldıramayacakları sorumluluklar altında ezilmelerine izin vermeyin. Mutlu bir çocuk, ailesinin yanından ayrılarak kendi bağımsızlığını ilan ettiği odasında tüm korkularına rağmen kalabilen çocuktur.