Çocuklarda Beslenmenin Psikolojik Boyutu
Yazar Gül Sena Kılıç • 24 Nisan 2024 • Yorumlar:
Çocuklar ön ergenliğe kadar belirli gıdaları tercih ederler. Bu gıdalar her yerde ulaşabileceğiniz; kim yaparsa yapsın tadının hep aynı kalabildiği köfte, makarna gibi besinlerdir. 0-6 yaş arasındaki her çocuk yabancı kaldığı ve yeni geldiği bu evrene karşı güven duygusu arayışındadır. Güvendeyim duygusunu bozmamak için aynı konfordaki besinleri tercih etmeye ihtiyaç duyarlar. Yeterli vitamin ve minareli alabilmeleri açısından yediği besinlerde çeşitlilik sağlamak istiyorsak diğer güvendiği besinlerin içerisine görsel algıyı bozmadan eklemeler yapabiliriz. Köftenin iç harcına brokoli rendesi katmak bunun bir örneğidir. Çocukların yemeklere karşı daha kolay güvenmelerinin en kolay yolu ise ek gıdaya geçtikleri andan itibaren elleriyle dokunak yemelerine izin vermektir. Ek gıda sürecindeki çocuklar hala dünyayı dokunarak ve ağız yoluyla tanımaya devam ediyordur. İstemeseniz de yer. Böylece bazı gıdaları sevmeyecek olsa dahi yeni çeşitli gıdaları denemekte daha cesur olacaktır. Elleriyle yemeğe başlamalarından endişelenmeyin, sizi rol model alacakları için kaşıkla yemeği başarmayı da zaten isteyeceklerdir. Gıdaların çocukların ulaşabileceği yerlerde durması da burada önemli bir destekleyici olacaktır.
Bir diğer önemli yapılması gereken ise yemekte ısrarcı ebeveyn olmaktan kaçınmaktır. Önceliğimiz çocuğun karnının doyması değil ruhunun doyması olmalıdır. Doyduğunu söyleyen bir çocuğa hayır daha ne kadar yedin ki şeklinde tepki vermek ‘Kendi başına doyduğunu anlayamazsın. Sen bedenini hissedemezsin’ mesajı verir. Sınırlarını bilen, koruyan çocuklar için öyle gözlemlemesek bile vücutları ile ilgili verdikleri tüm sinyalleri reddetmeden kucaklamamız gerekir. İlişkimizde yemek problem haline gelirse, çocuğun yemek duyumları bozulabilir. Diyetisyenlerin şu an önerdiği sezgisel beslenme pratiğini önemseyerek çocuğun açlık ve tokluk sinyallerini anlamasına izin verilmelidir. Beden ve biyolojik saatleri bozulmuş çocuklarda ergenlik ve sonrasında beslenme sorunları gözlenmektedir. Hayatta kalma iç güdüsü yaradılışımız var olduğu için çocuklar mutlaka besin tüketeceklerdir. Bizim kaygılı bakışlarımız aç kalmaktan çok daha büyük duygusal sorunlara yol açmaktadır. Güvenli bakışımız ve sözlerimiz çocuk gelişiminin birçok konusu önemle hatırlanmalıdır.
Doktor kontrolünde çocuğun kilosu ve boyu yaşının olması gerekliliğine uygunsa beslenmesi yeterli seviyede diyebiliriz. Kaba bir hesapla 5 tür besinden(protein, karbonhidrat, sebze, meyve ve içecek) 4’er çeşit yiyen çocuklar için yeterli ve dengeli beslenmiyor endişesine gerek yok diyebiliriz. Her çocuğun dönemsel olarak iştahlı ve iştahsız periyodlar yaşayacağı bilinmelidir. Birkaç gün öğün atlamanın ya da çok az yemenin bir zararı olmayacaktır. Çocuğun sezgisel/biyolojik beslenmesinin bozulması, yeme ve dokunma hassasiyetleri yaşıyor olması gibi durumlarda oyun terapisi ve duyu bütünleme(ergoterapi) desteği alınması gerekmektedir. Çocuğun yediği yemek miktarında ve davranışlarında ani değişim gözlenir ve süre gelirse uzman görüşü almak için kontrol sağlıklı olacaktır. Her çocuğun zevk ve doyumu deneyimlediği bereketli sofralara niyetle…