Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Yazar Emine Lamiser Atik • 23 Ocak 2019 • Yorumlar:
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) temel özelliği, kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı, engellemeye yönelik denetim eksikliği nedeniyle davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık ve huzursuzluktur.
Bunun sonucu olarak çocukta gelişimsel olarak aşağıdaki 3 temel sorun ortaya çıkmaktadır:
-
Kısa dikkat süresi
-
Yetersiz dürtü kontrolü
-
Aşırı hareketlilik
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve istekleri erteleyememe belirtileriyle ortaya çıkan bir psikolojik bozukluktur. Bir çocukta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu var denilebilmesi için akranlarıyla kıyaslama doğrudur. Eğer akranlarıyla karşılaştırıldığında hareketlilik ve dikkat dağınıklığı çok fazlaysa, oyun oynamasına ve akranlarıyla sağlıklı ilişkiler kurmasına engel oluyorsa Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’ndan söz edilebilir.
Aileler yardım için gerekli yerlere baş vurduğunda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan ve özellikle aşırı hareketlilik belirtileri ön planda olan çocuklarını “düz duvara tırmanır”, “onu bir yerde zapt etmek imkansız”, “”ele avuca sığmaz”, “beş dakikadan fazla yerinde oturmaz”, “oyun oynarken daldan dala konar” gibi sözlerle anlatırlar.
Belirtileri:
-Aşırı Hareketlilik ve Dürtüsellik Belirtileri:
-
Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
-
Çoğu zaman oturması beklenen durumlarda oturduğu yerden kalkar.
-
Çoğu zaman uygunsuz olan durumlarda koşuşturup durur ya da tırmanır.
-
Çoğu zaman sakin bir biçimde,boş zamanları geçirme etkinliklerine katılma ya da oyun oynama zorluğu vardır.
-
Çoğu zaman hareket halindedir ya da motor tarafından sürülüyormuş gibi davranı.
-
Çoğu zaman çok konuşur.
-
Çoğu zaman sorulan soruların soru tamamlanmadan önce cevabını yapıştırır.
-
Çoğu zaman sırasını beklememe güçlüğü vardır.
-
Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer.
-
Aşırı hareketlilik veya kıvranma
-
Yerinde oturmada güçlük
-
Dikkatin kolay dağılması
-
Sıklıkla bir şeyler kaybetme
-
Kuralları takip etmede güçlük
-
Sessizce oynamada güçlük
-
Oyunlarda sırasını beklemekte güçlük
-
Bir aktiviteden diğer aktiviteye kayma
-
Sıklıkla tehlikeli aktivitelerle uğraşma
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan bazı çocukların annelerine,çocuğunda belirtilerin ne zaman başladığı sorulduğunda alınan cevap çok ilginçtir. Anneler daha hamileyken diğer çocuklarından daha hareketli olduğunu hissettiklerine belirtmektedirler. Çoğu anne-baba ise çocuklarının farklı olduğunu bebeklik döneminde ve erken çocuklukta algılarlar. Emekleme döneminde bile bu çocukların bir taraftan diğer tarafa ,bir oyuncaktan diğerine atladıkları ve kucağa alınmaktan,kucağa alınsa bile kucağında olduğu kişinin durmasından hoşlanmadıkları gözlenmektedir.
Sıklık:
Kızlarda ve erkeklerde görülme sıklığı farklılık gösterir. Erkeklerin kızlardan 4-8 kat daha yüksek oranda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olma olasılığı bulunmaktadır. Ayrıca erkeklerde aşırı hareketlilik, yıkıcı davranışlarda bulunma, dürtüsellik (istekleri erteleyememe) belirtileri gösteren tip fazlayken,kızlarda daha çok dikkatsizlik belirtileri gösteren tipin fazla olduğu bilinmektedir.
Tüm toplumlarda ortalama %3-5 sıklıkta görülmektedir. Yani ortalama olarak her 30-50 çocuktan birinin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olduğu düşünülmektedir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun Nedenleri:
. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun oluşumundan tek bir etkenin sorumlu olmadığı, biyolojik, yapısal ve çevresel bir çok etkenin bir araya gelmesiyle oluştuğu görülmektedir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’na Eşlik Eden Sorunlar:
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümü bu bozukluğun belirtilerinin yanı sıra diğer birçok alanda sorunlar yaşamaktadırlar. Bunlar arasında en “Öğrenme Bozuklukları” gibi okul başarısını düşüren etkenler “Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu” gibi çocuğun topluma uyumunu zorlaştıran ve “Depresyon ve Kaygı Bozuklukları” gibi önemli psikolojik sorunlarla karşılaşılmaktadır.
D.E.H.B. OLAN ÇOCUKLARIN AİLELERİNE ÖNERİLER
Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin; anne-baba olarak birbirinizi suçlamayın. Ayrıca çocuğunuzu, aileye verilmiş bir ceza olarak görüp onu da suçlamayın.
Tanının, çocuk psikiyatristi tarafından konulması ve tedaviye başlanması gerektiğini unutmayın.
Bu çocukların tedavilerinin uzun bir zaman dilimini kapsayacağını bilin.
Uygulanacaksa ilaç tedavisinin ne kadar devam edeceği çocuk psikiyatristi tarafından belirlenir. Doktorun önerilerini uygulamak önemlidir. Çocukta tedavi sürecinde hiçbir değişiklik yoksa, doktoruna bu durumu mutlaka bildirin.
Doktor +Aile +Öğretmen işbirliği ile sorunun üstesinden gelinebileceğini unutmayın.
Çocuğunuzu, başka çocuklarla kıyaslamayın. Bu,olumsuz davranışı düzeltmeyeceği gibi ona olan sevginiz konusunda şüphe yaratacaktır.
Bu çocuklar ilgi duydukları konuya yoğunlaşmakta güçlük çekmezler. Bu nedenle evde yapacağınız çalışmaları oyun haline getirin. Örneğin; Labirent, bulmaca, çizgi çalışmaları yaptırın. Belirli resimleri, şekilleri makasla kesip çıkarmasını, sonra başka yere yapıştırmasını sağlayın. Aynı resimleri eşlemesini öğretin. Delikli boncukları ya da düdük makarna vb. ipe dizmesini sağlayın. Hamur ya da çamur ile çalıştırın; avuç içinde yuvarlak yapmasını, daha sonra kendi dilediği şekilleri yapmasını sağlayın. Boyanmış olan örneklere baktırarak benzerlerini boyattırın. Lego ve Puzzle türü oyuncaklarla oynamasını sağlayın. Yarım vidalanmış vidayı sıktırmak, çekiçle çivi çaktırmak gibi çalışmalar yatırın.
Ufak öbekler halinde dökülen mercimek ya da pirinç tanelerini toplamasını isteyin. Eldiven giydirip çıkartma, fermuar açtırıp-kapatma, sıkı kavanoz kapağı açtırıp-kapattırma uygulamaları yaptırın.
“Çok dikkatsizsin “, “Sana kırk kere söyledim, hala dikkat etmiyorsun”, “Önüne bak” gibi cümleler çocukta yetersizlik ve becerisizlik duygularını pekiştirir.
Göz teması kurarak konuşun.
Ayrıntılı ve uzun açıklamalı konuşmalardan kaçının; açık ve kısa yönergeler verin.
İşin ya da konunun tamamını öğretmek yerine basamak basamak öğretmeye çalışın.
Okul ödevlerini, öğretmenden hergün gidip bizzat alın.
Okul ödevlerinde; çalışma sürelerini kısaltın ve sık ara verin. Araların kısa olmasına (örneğin;10 dk. kadar ) dikkat edin.
Öğrettiğiniz herşeyi çok sık tekrarlayın ve alışkanlık haline gelmesini sağlayın.
Yanlış yaptığında ;azarlamayın, aşırı tepki göstermeyin. “Hayır, yanlış davranış!” komutunu verin.
Kurallar koyun ve kuralların uygulanmasında tavizkar olmayın.(Yapılmasını istediğiniz ve istemediğiniz davranışları açık olarak çocuğa bildirin. Okuma-yazma biliyorsa bunları tek tek yazarak odasının belli yerlerine asın.)
Olumlu yönlerinin görülmesine, sevilmeye ve diğer çocuklardan daha fazla ödüllendirilmeye ihtiyaçları vardır. Olumlu davranışlarını fark edin ve ödüllendirin. D.E.H.B.li çocuklar sabırsız olduklarından işi yaptıktan hemen sonra onay beklerler. Örneğin; çocuğunuz başka şeylerle ilgilenmeden 10 dk. boyunca ödeviyle ilgilendiyse, ödüllendirmek için akşam yemeğini beklemeyin.
Ders çalışma ortamında uyarıcıların olmamasına, aydınlatma ve ısı düzeninin iyi ayarlanmış olmasına, dikkat edin. Çalışma masasının sadece çalışma için kullanılmasına; yemek yeme, oyun oynama vb. etkinliklerde kullanılmamasına dikkat edin.
Kullandıkları araçları gereçleri kötü kullandıkları ve sık kaybettikleri zaman, yenisini almak yerine, kendi harçlığından para biriktirerek yenisine kavuşmasını sağlayın.
Sportif yada sosyal faaliyetlere yönlendirin.
Çocuğunuzu arkadaş edinebileceği yerlere götürün, arkadaşlık kurup oynamasına yardımcı olun.
Çarşı-pazar gibi toplu yerlere götürün, dış çevre ile iletişimini geliştirmesini sağlayın.
Ev dışı ortamlarda çevre ile ilgili bilgiler verin.(Trafik işaretleri, binalar, mağazalar vb.)”Gördün mü ,bak! “ diye sorun.
TV.,bilgisayar ve video oyunları sınırlanmalıdır. İlköğretim çağındaki çocukların en çok bir buçuk saat vakit geçirmeleri yeterlidir.
Çalışmalarınızda sabırlı, anlayışlı, sevecen, kararlı ve tutarlı bir tavır sergileyin.
Çocuğunuza güven verip, bazı etkinlikleri başarabileceğine inanmasını sağlayın.
Ailenin tüm bireylerinin bu sürece katılması, aşırı disiplin ve aşırı hoşgörüden uzak, çocuğun gereksinimlerine duyarlı ve tutarlı olması çok önemlidir.
Öğretmen seçiminde; tercih erkek öğretmenden yana kullanılırsa, daha başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bunun nedenin erkek öğretmenin, otoriteyi temsil etme özelliğinin daha belirgin olmasından kaynaklandığı düşünülebilir.
D.E.H.B.OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE ÖNERİLER
Hiperaktivite teşhisi tıbbi bir teşhistir ve yalnızca alanlarında uzmanlaşmış çocuk psikiyatristleri tarafından konur. Hiperaktivite genellikle başa çıkılabilen bir durumdur. Tedavi aile ve öğretmenin katılımı ve profesyonel kişilerin ( çocuk psikiyatristi, psikolog, psikolojik danışman vb.) koordinasyonu ile gerçekleşir. Tedavi için altın dönem okul öncesi ve okul çağının ilk yıllarıdır. Tedavi çocuğun öğrenme uyumunu zorlaştıran yapısal ve çevresel etkenlerin ortadan kaldırılması ya da etkisizleştirilmesinden ibarettir. Doktor tarafından çocuğa verilen ilacın hayatı kolaylaştırmak ve sorunlu dönemlerini hızla aşmak için bir araç olduğu ve geçici süre ile sınırlı olduğu düşünülmelidir.(Ağrı kesici,ateş düşürücü ilaçların kullanım amacı gibi)İlacın etkisi ilk 30 dk.sonrasında kendini göstermeye başlar, genellikle 3.saatin sonuna doğru hafifler ve 4.,5.saatlerde sıfırlanır. İlaç, ders başarısını tek başına artıran bir unsur değildir. Ama önemli bir yardımcı olarak düşünülebilir. Öğretmen; hiperaktif çocuğun davranışlarındaki değişiklikler ile ilgili aile ve doktoruna geri bildirimlerde bulunmalıdır.
Her çocuğun ihtiyaçları farklı olacaktır. Bu farklılık gözetilerek ihtiyaçların karşılanması gerekir. Yani sınıftaki bütün çocuklara eşit davranmak demek, hepsine aynı davranışı göstermek değildir. Sınıftaki, her çocuğun bireysel ihtiyaçlarını gözeterek davranın.
Adı çıkan çocuklar, imajlarını bir türlü değiştiremedikleri için sınıfta hedef tahtası olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu duruma meydan vermeyin.
Diğer çocukların belli etmeden yaptıklarını; apaçık yaptıklarından çabalarına kimseyi inandıramazlar. Farkında olmadan bu tuzağa düşmeyin, aynı davranışı gösteren başka çocuklara daha hoşgörülü yaklaşmayın.
Öğrencilere uymaları gerekli kurallar ve kendilerinden beklenen davranışları açık olarak anlatın, sınıfta yapılabilecek ve yapılamayacak hareketlerin neler olduğunu öğretin. Sınıf tamamen sessizleşmeden yönerge vermeyin. Talimat verirken;
-Canlı, açık bir dil kullanın, kısa konuşun.
-Her seferinde tek talimat verin.
-Konuşurken, göz teması kurun.
Mümkünse, yapılmasını istediğiniz davranışı gösterin. Zaman zaman çocuğun talimatı anlayıp anlamadığını denetleyin ve gerekiyorsa talimatı tekrarlayın.
Kurallara uymanın ve uymamanın sonuçları ile istenilen biçimde davranmanın ve davranmamanın doğuracağı sonuçların neler olacağını belirleyip, öğrencilere anlatıp, sıkça tekrarlayın.
Sınıf kurallarının daha iyi benimsenmesi için, kuralların öğrenciler tarafından tartışılmasına, karara bağlanmasına ve yazılmasına fırsat verin. Örneğin;
-Sınıfa çalışmak için gelin.
-Ellerinizle, ayaklarınızla ve eşyalarınızla, başkasını rahatsız etmeyin.
-Sınıf arkadaşlarınıza karşı nazik olun.
-Kurallara uyun.
-Dikkatinizi toplayın.
-Çalışırken sessiz olun vb. talimatlar sınıfın belirgin bir yerine yazılabilir.
Konulan kuralların gerekçelerini örneklerle açıklayıp, sınıfta tartışın.
Çalışmalarınızda, anlayışlı, sabırlı, esnek, sevecen ve tutarlı olmaya çalışın.
Sorunları yaşamadan önce önlemeye çalışın.
Tutarlı ve önceden hazırlanmış bir programa göre davranın.
Öğrenciye önceden tahmin edebileceği biçimde davranın.
Öğrencinize tek başına tamamlayabileceği kadar iş verin.
Öğrencinin dikkatli ve iyi odaklanabilen, öğrencilerin arasına oturmasını sağlayın.
Sınıf içinde öğretmenle sürekli temas kurabileceği ve dikkatini dağıtmayı engelleyecek bir yerde yani en ön ve pencereden uzak bir sırada oturmasını sağlayın.
Gerektiğinde fiziksel temas yoluna başvurun. Örneğin; omzuna ya da sırtına dokunun.
Her öğrenciye eşit söz vermeyi sağlamak için; öğrencinin isminin üstüne yazılı olduğu bir deste kart kullanın, kartlardan rastgele bir isim çekin ve kartı tekrar desteğe katın.
Ödevlerini küçük parçalara ayırarak basamaklar halinde ve neden-sonuç ilişkisi ile verin.
Ders anlatırken olabildiğince görsel, işitsel ve hareketli araçlar kullanın. Mümkünse bu araçların kurulması ve kullanılmasında ondan yardım alın.
Çocuk derste olmadığı bir zaman, diğer öğrencilere, D.E.H.B. olan öğrenci ile ilgili olarak; zaman zaman dikkatini toplamakta güçlük çektiğini ancak yardımsever ve iyi niyetli olduğunu kendilerin de onu aralarına alarak yardım etmeleri gerektiğini vurgulayın.
Sınav değerlendirmesi yaparken dikkatinin dağınıklığını göz önünde bulundurun sözlü sınavlarda daha başarılı olduğu gerçeğini göz önüne alın. Yazılı sınavları ise çoktan seçmeli olarak yapın.
Bu çocuk için önlem alınırken diğer çocukların dikkatini çekecek aşırılıklardan kaçının.
Çocuğun olumsuz tepki göstermesine neden olacağı için, sıklıkla sınıf değişikliği yapılmasını önleyin.
Sık sık tahtaya kaldırıp, silmeniz gereken yazıları sildirin, sınıfta dağıtılması gereken materyalleri ona dağıttırın.
Yüzme, basketbol, futbol, folklör gibi yoğun hareket getiren sosyal, sportif ya da kültürel etkinliklere katılımını sağlayın.
Acele ve özensiz yaptığı işleri tekrar kontrol etmesini isteyin, verilen görevler arasında kısa molalar verin.
Grup içi çalışmalarda yer aldıkları sürece, kendilerini güdülenmiş hissedecekleri için grup çalışmalarına önem verin.
Konusu verilmiş ya da serbest konulu resim çalışmaları, parmak boyası yaptırın, müzik çalışmalarında şarkı söyletin.
Ders konularını işlerken uygun konularla ilgili gazete ya da mecmualardan, resim ya da yazıları keserek getirmelerini isteyin.
Çocuğun sevilme, beğenilme, övgü gibi gereksinimleri olduğunu unutmayın, olumlu davranışlarını fark edin ve ödüllendirin. Örneğin; “Ali sessizce sıraya girmen ne güzel, aferin sana! Hepiniz böyle yerlerinize yerleşip dinlenmeye hazır olduğunuzda, çok mutlu oluyorum. Ayşe’nin söz istemek için elini kaldırmasını ve kendisine söz verilmesini sessizce beklemesini beğeniyorum. Teşekkür ederim Ayşe.”vb. gibi.
Öğrencilerin somut dokunabilir ödül almak çok hoşuna gidecektir. Örneğin; Öğretmenle birlikte yenecek bir yemek kazanmak, bir oyunu yönetmek ya da oyundaki takımlardan birinin kaptanı olmak, düşük not aldığı bir testin geçersiz sayılacağını bilmesi, fazladan boş zaman kazanmak, öğrencinin seçtiği bir şeyi sınıfa getirerek arkadaşlarına göstermesine izin vermek. (Bir oyuncak, beslediği kuş vb.)
Bu çocukları cezalandırmak için dersten çıkartmayın, çünkü derste sıkıldıklarından bu ceza ödül gibi olacaktır.
Dikkat eksikliği ya da hiperaktif öğrenci için ara verme ve gruptan uzaklaştırma yöntemi uygulayın. Örneğin; “Can, ellerini ve ayaklarını daima kendine saklamalısın. Eğer bunu başaramayacaksan o zaman lütfen, masana git!(Ya da ayrılan sandalyene otur!) ve başkalarını rahatsız etmeden durabileceğine inandığın zaman aramıza katıl” denebilir. Ya da sırasında çevresine rahatsızlık vermeden oturamayan öğrenciden belli bir süre ayakta durması istenebilir.