Çocuklarım Oyuncaklarını Paylaşmıyor, Eyvah!
Ali 6 yaşındaydı. Oyuncaklarını çok seviyor ve kimseyle paylaşmak istemiyordu. Ailesi oğullarının bu durumundan oldukça şikayetçi idi. Ali’nin şimdiden oyuncaklarını kimse ile paylaşmamasının, ileride onu çok bencil ve paylaşmayı bilmeyen bir yetişkine dönüştüreceğini düşünüyorlardı.
Bir gün yine aynı durum kardeşiyle de yaşanınca annesi dayanamayıp Ali’yi cezalandırdı. Belki bu şekilde paylaşmanın önemini kavrar ve bu davranışından uzaklaşırdı. Bir iki kez cezaya maruz kalan Ali, paylaşmamanın kötü bir şey olduğunu cezalarla öğrendi ve artık en sevdiği oyuncakları istemese de paylaştı, hatta paylaşmak zorunda kaldı. Çünkü Ali’ye öğretilen davranış paylaşmak zorunda olduğuydu.
Çocuk nasıl düşünür?
Her çocuğun kişilik yapısı farklıdır. Kimisi mizacı gereği paylaşmayı sever, kimisi ne kadar anlatırsanız anlatın paylaşmak istemez. Hikayede de Ali oyuncaklarını ne kardeşiyle ne de başka biriyle paylaşmaktan hoşlanmıyordu. Annesi sonunda Ali’nin eşyalarını paylaşması gerektiğini ceza yöntemiyle ona öğretti.
Ali ise ‘’ Hiç istemiyorum eşyalarımı paylaşmayı, ama ailem bana çok kızıyor. Demek ki oyuncak paylaşmamak kötü bir şey, başkası da benim gibi eşyalarını paylaşmazsa onlar da cezalandırılmalı’’ diye düşünmektedir. Bu durum Ali’nin ileride pek çok şeye evet deme gereksinimini doğuracak, hayır demekte de zorlanacaktır. Ancak çocuğa tercih hakkı sunulsa ve isterse eşyalarını paylaşabileceği, hiçbir şekilde vermek zorunda olmadığı yine de paylaşmanın güzel olduğu anlatılsa, çocuğun davranış ve düşüncesi de değişecek hatta özgür bir bireye dönüşecektir. Kendini özgür hisseden her çocuk yaptığı yanlışı kabul eder. Ancak kaygı hata yaptırır ve yapılan hataların yanlışlığı da kabul edilmez.
Neler yapabilirsiniz?
• Örneğin çok sevdiğiniz bir eşyanızı evinize gelen bir arkadaşınız çok beğendi ve onu sizden istedi. ‘ Ne hissedersiniz?’. Muhtemelen o eşyayı çok isteksiz bir şekilde arkadaşınıza vermiş olursunuz. Zorunda bırakılmak hoşunuza gitmediyse bunu çocuğunuza da hissettirmemeniz onun gelişimi adına önemli bir adım olacaktır.
• Çocuklar eşyalara anlam yüklerler. Onların kelimeleri ve cümleleri oyuncaklarıdır. ‘Anne ben bu oyuncağımı paylaşmak istemiyorum ama bunu paylaşabilirim’ derse saygı duyun ve -hayır onu da paylaş, biz sana alırız yenisini, demeyin. İleride yanında siz olmayabilirsiniz. Hatta yenisini alacak maddi gücünüz de olmayabilir.
• Rol model olmadığınız müddetçe paylaşımcı olmalarını da beklemeyin. Çocukların çevreden edindikleri her olumsuz davranışı ve düşünceyi sadece sizler değiştirebilirsiniz. Çünkü onlar sizin bir parçanız ve örnek aldığı kişiler de sizlersiniz. Sizler paylaşmıyorsanız onlarda paylaşmak istemezler. Buna rağmen onları zorlarsanız size güven duymazlar ve beraberinde kişilik çatışması yaşamalarına neden olursunuz. Çocukta bastırılan her davranış ve duygu olumsuz problemlerle size geri döner.
• Çocuk oyun esnasında oyuncaklarını vermek istemediğinde değil eylemden önce çocuğa paylaşmanın önemini davranışlarınızla göstermeniz gerekir. Kimi zaman komşularımızın bizden birşey istediği yada bizim onlardan birşey istediğimiz zamanlar oluyor. Yada aile bireylerinin birbirinden birşey istediği anlar. İşte tam da bu noktada çocuğunuza örnek olduğunuzu ve onu da sürece dahil ederek mesaj verdiğinizi unutmayın.