Çocukların Okula Başlama Süreci
Yazar Dilara Çalışkan Karadeve • Psikolog • 1 Kasım 2019 • Yorumlar:
Anaokuluna başlamak aile ve çocuk için büyük bir değişimdir. Çocuğun rol model olarak aldığı ilk kişiler ebeveynleridir. Bu süreç içerisinde ebeveynleri ve sosyal çevresi tarafından tanınan fırsatlar doğrultusunda çocuk belirli bir psiko-sosyal olgunluğa ulaşır. Bu olgunluk ve gelişim aşamasında ebeveyn ve sosyal çevre 3 yaştan sonra yetersiz kalacak ve çocuk akranlarıyla bir arada olma isteğinde bulanacaktır. İşte bu evre de okul öncesi eğitim devreye girer ve çocuğun gelişim alanlarıyla ilgili destekleyici çalışmalar yapar.
Anaokuluna başlamak çocuk için sosyalleşme becerisini geliştirmek ve tek başına evinden farklı bir alanda varolma çabasıdır.
Çocuk, anaokuluna başladığı zaman tüm kuralları bildiği bir aile ortamından, henüz hiçbir kuralı bilmediği ve tanımadığı bir çok yabancı yetişkin ve çocuğun bulunduğu bir ortama başlangıç yapar. Bu yeni durum karşısında çocuğun uyum sürecinde zorluk yaşaması çok olağan bir durumdur.
Anaokuluna yeni başlayan bir çocuğun genel olarak belirsizlik ve ayrılma kaygısı yaşaması normal olarak karşılanmaktadır. Genelde koruyucu ve toleransların yüksek olduğu bir aile ortamından gelen çocuklarda bu kaygılar çok daha yoğun bir şekilde yaşanabilmektedir. Ancak çocuk ortama alıştıktan sonra öğretmenlerini ve arkadaşlarını tanıdıkça kaygıları zaman içerisinde azalır ve güven duygusu oluşmaya başlar.
Tabi bu süreçte çocuğun yanında ailelerde kaygı yaşamaktadır. Bazen aileler çocuklarından ayrıldıkları için kendileriyle ilgili suçluluk duyguları yaşarlar. Ebeveynin yaşadığı suçluluk duygusu ve kaygı durumlarını çocuklar alır. Bu sinyalleri alan çocuk normalden çok daha yoğun olarak kaygı duygusu yaşar. Bu durumun oluşmasındaki neden ‘en temel güven kaynağı olan ebeveyni bile kaygılıysa demek ki korkacak bir durum var’ düşüncesidir. Bu nedenle ebeveynlerin (bakım veren kişinin) kararlılığı ve iç rahatlığı çocuğun uyum sürecini kolaylaştıracaktır.
Çocuğun anaokuluna başlama sürecinde ebeveynlerinde duygusal olarak hazır olması önemli faktörlerdendir. Çocuk ebeveyninden ayrılırken duygusal olarak üzüntü ve kaygısını hissederse uyum süreci zorlaşacaktır.
Uyum sürecinde ki güven duygusu çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar okula başladığı ilk günler de ilgili ve istek dolu olabilir. Anaokulu onun için park gibidir. Ancak zamanla annesi ile birlikte olmak isteyebilir. Sürekli okula gelmenin ne anlama geldiğini zamanla kavrar ve tepki gösterebilir. Bazı çocuklar ise başlangıçta annesinden ayrılmak istemez. Annesinin sürekli sınıfa gelmesini, yanında olmasını, annesinin yemek yedirmesini isteyebilir ve bunlar gerçekleşmeyince beklenen sonuç olarak ağlama davranışı gösterebilir.
Anaokuluna uyum sağlama durumunda yaşanan zorluk yalnızca anneden ayrılma sorunu değildir. Evlerinde bakıcı bulunan çocuklar daha önce zaten annelerinden ayrılmıştır. Fakat buradaki önemli nokta ayrılığı güvenli ve tanıdık bir ortamda kendi oyuncakları ile beraber kendi evinde yaşamıştır. Fakat okula başladığında bu güvenli ve tanıdık ortamı bulamaz. Bir çok yeni çocuğun bulunduğu farklı bir ortamdadır. Özelliklede benmerkezci olduğu bir dönemde, eşyalarını başkalarıyla paylaşabilmek onun için çok zordur.
AİLELER NE YAPMALI
Ailenin göstereceği kararlılık, sabır, okul öncesi eğitime ve kuruma duyduğu güven, inanç çocuğun uyum sürecinde çok önemli bir rol oynar.
Anaokulu hakkında çocuğa açıklama yapmak ve anaokulunu tanıtmak uyumu kolaylaştıracaktır. Çocuğun okulu sevmesi için ailede çocukla birlikte okula gitmelidir.
Anaokulunda sadece çocukların bulunduğu, anne ve babaların bulunmadığı açıklanmalıdır. Çocukla okula geliş ve gidiş saatleri hakkında konuşulmalı ve belirli bir zaman diliminde anaokulunda kalacağı söylenmelidir. Tabi ki bu açıklamalar onun anlayabileceği terimlerle anlatılmalı ve verilen sözde durulmalıdır.
Anaokulunun her gün gidilmesi gereken bir oyun, arkadaş ve eğitim kurumu olduğu anlatılmalıdır. Ancak çocuğa bu bilgiler verilirken abartılmadan ve yanlış bilgi verilmeden anlatılmalıdır. Aksi durumlarda çocuk kendisine anlatılanları bulamadığında okula ve size olan güveni sarsılacaktır.
Okulun ilerleyen günlerinde çocuğunuzu kapıdan teslim edip teslim almalısınız. Vedalaşma süresi mümkün olduğu kadar kısa tutulmalıdır. Vedalaşma sürecinde çocuğunuz ağlamaya başlasa bile siz ayrılma konusunda kararlı davranmalısınız. Çocuğunuzu öpüp ‘ben şimdi gidiyorum’ diyerek geri geleceğinizi ve onu okuldan ne zaman alacağınızı somut bir dille örneğin ’öğle yemeğinden sonra’ diyerek açıklayabilirsiniz.
Çocuk anaokuluna birlikte geldiği kişiden ayrılamıyor ve sürekli ağlıyorsa o zaman başka bir kişi tarafından okula getirilmelidir. Okula düzenli gelmesi gerektiği konusunda kararlı olunmalıdır.
İlk günlerde çocuğa fazla soru sormak, kurumu övmek, ne yediğini sorgulamak çocuğun uyumunu bozabilir. Sadece ‘günün nasıl geçti?’ diyerek kendisinin anlatması beklenmelidir. Çocuğunuzun durumuyla ilgili öğretmeninden bilgi alabilirsiniz.
Aile, çocuğa okulda mutlu ve güvenli bir ortamda olacağını ayrıca onunla ilgilenen bir öğretmenin olacağını, isteklerini öğretmeniyle paylaşabileceğini söyleyerek çocuğun öğretmenine karşı güven duygusunu geliştirmesini sağlayabilirsiniz. Çocuğun okula gidişi tüm aile tarafından desteklenmeli ve aile içindeki bireyler uyum içinde olmalıdır.
Uyum sorunları hafta başından hafta sonuna doğru azalacaktır. Ancak hafta sonundan sonra bu ivme tekrar artış gösterebilir. Bu normal bir süreçtir. Sabır-sakinlik ve kararlılık ile bu süreç kısalacaktır.