Çocukluk Çağı – Ön Ergenlikte Korkular ve EMDR
Yazar Merve Güngör • Psikolog • 30 Eylül 2021 • Yorumlar:
Her birey gelişimsel döneminin getirdiği özelliklere ve yaşantılara göre çeşitli korkular yaşayabilir. Peki korku nedir? Korku; anlık ve belirli bir tehlike anında hissedilen, kaynağı belli olan heyecansal bir tepkidir. Bebekler doğdukları andan itibaren belirli bir yaşa kadar korunmaya muhtaçtır. Kendilerini koruyabilme becerisini geliştirene kadar bebekler dış dünyadan gelen bilinmeyenlere karşı korku tepkisi oluştururlar. Bazı korkular gelişimsel olarak yaşa bağlı ortaya çıkar ve zamanla kaybolur, bazıları ise yanlış başa çıkma yolları nedeniyle bir yerlerde kalıcı hale gelebilir ve yetişkin hayatımıza sirayet edebilir. Hayatı somut algıladığımız ve hayatımızda soyut kavramı olmadığı dönemlerde korkularımız daha somut şeylere yönelikken, soyut döneme geçildiğinde korkular şekil değiştirerek kalıplaşır.
Ben yazıma 7 yaş ve üzeri korkular ile devam etmek istiyorum.
7-8 yaş döneminde yalnız kalma ve kayıp korkuları oldukça sık görülür. Kendi başlarına oynamalarına rağmen yanlarında birilerini isteyebilirler. Ölümden, kazalardan veya düşmekten yaralanmaktan bahsedebilirler.
9-12 yaş döneminde artık okul sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır. Sınav korkusu veya okuldaki performans kaygıları ortaya çıkabilir. Daha kişisel korkular ortaya çıkmaya başlamıştır birey olmaya başladıkça dış görünüşleri ve dışarıdaki diğer kişilerle kendilerini kıyaslamaya başlarlar ve bu da onları farklı bir kaygıya sürükler.
Yine bu dönemde izlenen filmlerdeki gerçek ya da sanal kahramanlardan korkma durumu yaşanabileceğinden, bu yaşlarda korku ve gerilim filmlerin izlenmesine izin verilmemelidir.
Ön ergenlik ve ergenliğe doğru geçildiğinde ise artık kişisel ilişkiler, sosyal kaygılar ortaya çıkmaya başlar. Arkadaş ilişkileri, aile ilişkileri ile ilgili kaygılar artar. Gelecek kaygısı da buna eşlik etmektedir. Nasıl bir geleceğe sahip olacaklarını tahmin etmeye çalışmak, doğal afetler ve büyüme süreciyle alakalı diğer konular da endişe verici olabilir.
Peki EMDR bu duruma nasıl yardımcı olabilir?
EMDR diğer birçok terapi modeline göre yeni bir yöntemdir. Hemen hemen her yaşa uygulanabilmektedir. Araştırmalara bakıldığında oldukça olumlu değişimler sağladığı gözlemlenmektedir. Kullanılan materyaller birçok modelle benzerlik göstermektedir. Tabii ki her terapi modelinde olduğu gibi EMDR’da da ailenin desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Eğer danışan istekli gelmemişse çocuğa veya ergene motivasyon sağlamakta aileye büyük pay düşer.
EMDR çalışılırken birçok modelden de destek alınır örneğin; sanat terapisi ve bilişsel davranışçı terapi… Gerçek yaşama dayanmayan korkular üzerinde de çalışılabileceği gözlenmiştir. Çocuktan korkulan şeyi sembolize etmesi ve resmini çizmesi istenir ve korkuları ile ilgili düşündükleri olumsuz bilişleri öğrenilmeye çalışılır. Örneğin; dikkatsizim, ölüyordum, aptalım, yaramazım, korkağım vs. gibi daha sonrasında bu kelimelerin ve resmin onlarda hissettirdikleri duygular, bedensel duyumlar üzerine konuşulur. Birçok çocuk bu aşamaları yerine getirebilir, getirilmediğinde farklı tekniklerle çocuklar desteklenir. Duyarsızlaştırma aşaması ile çocukların olumsuz bilişlerini çözümlemesi ve yerine olumlu bilişler (dikkatli olmayı öğrenebilirim, cesurum, akıllıyım vs.) işlenmesi sağlanır. Her zaman dile getirdiğim gibi her çocukta süreç farklılık gösterebilmektedir terapilerin ilerleyişi çocuğun hızına ve gücüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir.