Çocukluk Çağında Yaşanan Cinsel İstismarlar
Yazar Doğan Polat • 7 Mart 2023 • Yorumlar:
Çocuk cinsel istismarı sebepleri karmaşık, uzun ve kısa sürde psikolojik yönden olumsuz sonuçların yaşanmasına, kişinin yaşam kalitesini ve yaşam tatminini olumsuz etkilemeye neden olan ciddi bir sosyal problem olarak görülmektedir.. Cinsel istismara, rıza yaşı altında olan bir çocuğun, cinsel açıdan gelişimini tamamlamış bir yetişkinin cinsel doyumuna neden olacak bir edim içerisinde yer alması ya da bu olaya göz yumulması olarak tanımlanmaktadır.
Cinsel istismar; sözel istismar, açık saçık şekilde telefon konuşmaları, teşhircilik ve röntgencilik yapma, cinsel ilişkiye tanık olma, kendi bedenine cinsel amaçla dokunma, müstehcen birçok yayına konu etme, fuhşa itirme, başkasının ırzına geçme, ensest- yasak sevgi (aile içerisinde cinsel istismar) gibi birçok şekilde ortaya çıkabilmektedir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi‘ne göre 18 yaşından küçük tüm bireyler çocuk sayılmaktadır.Yani birey 18 yaşından önce cinsel olarak istismar edilmişse bu durum çocuk cinsel istismarına girmektedir.Çocuk yaşta cinsel istismara uğramış bireylerde birçok fizyolojik,psikolojik ve duygusal sorun ortaya çıkabilmektedir. Çocukken evlendirilmiş çocuklar okul hayatlarından geri kalmalarının yanı sıra evlilikte bir çocuktan beklenmeyecek olgunluk beklenmekte hatta anne-baba olmaya zorlanmaktadırlar. Çocuğun cinsel olarak istismar edilmesinin birçok sebebi vardır.
Ekonomi, kültür, inanışlar, gelenek görenekler vb. durumlar çocukların istismar edilmesinin önünü açmaktadır. Çocuklar ekonomik olarak getiri aracı olarak görülüp, üzerlerinden gelir elde amacı güden ebeveynleri tarafından satılmaktadır. Gelenek göreneklere göre hareket edilip çocuklar erken yaşta evliliğe zorlanarak istismar edilmektedir. Çocuk cinsel olarak istismara en çok aile bireyleri tarafından uğrar. Babaları,anneleri, ağabeyleri, akrabaları; aile dışında ise birçok kişi çocuğu istismar edebilmektedir. Bunlar öğretmenleri,komşuları, doktorları vs. olabilmektedir. Bazı yetişkinler çocuğun güvenini kötü amaçlar için kullanmaktadır. Çocuğu cinsel olarak istismar edenler genelde çocuğun güvendiği,tanıdığı,zarar gelmeyeceğini düşündüğü,sevdiği bireyler olmaktadır. Çocuklar aşağıdaki belirtilen gerekçeler ile yaşadıkları istismar olayını anlatmazlar veya anlatamazlar. Eğer bu kişi okul personeli ve ebeveynler tarafından bilindiği zaman çocuklara bu konuda yaklaşımları da farklı olabilecektir.
-İstismarcı yakınları ya da akrabaları olabilir.
-Tacizci tarafında tehdit edilmiştir yani olanları bir başkasına söylerse sevdiklerinin başına kötü şeyler gelebileceğini, bu durumda onları öldürebileceğini ya da kendisinin hapse girebileceğini söylemiştir.
-Hiç kimsenin kendisine inanmayacağını düşünürler.
-Başlarının başına iş açmak, anne babalarının ve sevdiklerinin gözünde değerini yitirmek ve etiketlenmek istemektedirler.
-İstismarcı korumak istedikleri bir kişidir.
-Bunu açıklayabilecek konuşma kabiliyetine çoğu zaman sahip değildirler. Cinsel istismara uğramış çocukların bu durumlara tepkileri, cinsel istismarın şiddeti ve türüne, yaşlarına ve ortaya çıkma sıklığına göre değişmektedir.
-Yetişkinlerde güven eksikliği veya alışılmadık bir tarzda korku,
-Yeme ve uyku alışkanlıklarında değişme
-Akademik performans ve notlarda düşüş,
-Okul ödevlerine konsantre olmakta güçlük
-Okul aktivitelerine ilginin birden azalması ya da kaybolması
-Okula erkenden gelme ve gönülsüz, isteksiz bir şekilde eve dönüş
-Kızgınlık,düşmanlık ya da saldırgan davranışlar gösterme
-Sahte bir olgunluk, tam anlamıyla itaat gösterme durumu
-Gerileme davranışları gösterme örneğin parmak emme,yatak ıslatma,bebek konuşması,
-Hiç yapmadığı bir tarzda eskisinden daha iyi, hiç hata yapmayan bir çocuk olmak için çabalamak
-Psikosomatik bir takım belirtilerde artış örneğin; karın ağrıları, baş ağrıları
-Gizemli bir yapı ,düşünce ve duygularını paylaşmada isteksizlik
-Aşırı utanç durumu, suçluluk ya da kaygı durumu
-Arkadaş edinememek ya da arkadaşlığı devam ettirememek,
Cinsel İstismar Kişinin izni olmadan başkaları tarafından cinsel olarak kötüye kullanılması ve suistimal edilmesi durumudur. Her cinsiyetten insan istismara maruz kalabilmektedir. Genellikle kadın ve çocuklar istismara maruz kalan gruplardır. Cinsel istismara uğrayan kişilerin büyük çoğunluğu yaşadığı istismar olayını konuşmamakla birlikte kimse ile paylaşmamaktadır.
Çocuk Cinsel İstismarı Çocukta derin izler bırakan ve yaşantısına geri dönülemez bir şekilde değişmesinde büyük rol oynayan travmalardır. Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre çocuğun onay vermesi mümkün değildir. Çünkü çocuk tam olarak cinselliği bilmemekle birlikte gelişimsel olarak hazır olmadığı ve toplumun yasa ve normlarına aykırı olduğu için kabul edilemez. Yetişkinlikte zorluklar yaşan ve ruhsal sağlığı kurumlarından yardım alan çoğu kişinin çocuklukta cinsel istismar yaşadığını belirtmektedirler. Çocuk cinsel istismarı tam olarak yetişkinlere bağımlı, ve gelişimsel olarak olgunlaşmamış çocukların cinsel aktivitelerde güçlük çekmesi olarak tanımlanır. Aynı zamanda çocuktan yaşça büyük yetişkinler tarafından cinsel doyum aracı olarak kullanılmasıdır. Cinsel istismarın farklı türleri vardır bu yüzden cinsel istismarı farkına varmak sanıldığı kadar kolay değildir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde yer alan birinci madde’ye göre on sekiz yaşına kadar herkes çocuk kabul edilir. Dolayısıyla on sekiz yaşından küçük çocuklar hepsi çocuk istismarına dahil edilir.
Pornografi İnsanların cinsel anlam tahrik olmasını sağlamak amacıyla insan vücudunu ve mahremini yansıtan araçlardır. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ve internet araçlarına ulaşımın kolaylaşması nedeniyle artık kolay bir şekilde pornografiye ulaşılmaktadır. Bu nedenle erken yaşta pornografik film izleyen ve tanık olan çocuklar cinsellik hakkında pek bir bilgileri olmadıkları için tiksinme ve anlamlandıramama gibi durumlara yol açar. Bu da çocukta cinsel travma oluşmasına neden olur. Aynı zamanda günümüzde çocuk pornografisinde büyük bir artış vardır.
Cinsel İlişki Birbirilerine karşı istek duyan iki insanın birlikte üretikleri ve haz aldıkları her çeşit cinsel davranıştır. Cinsel davranışlar bedenin bazı bölgeleri ile gerçekleşir. Aynı zamanda ebeveynlerde cinsel ilişkiye girerler. Fakat cinsel ilişki sırasında küçük çocukların ebeveylerinin cinsel ilişkisine şahit olması çocuklar cinsel travma görümesine neden olur. Bunun sebebi erkek çocukların babasının annesine zarar verdiğini düşünmesi aynı zamanda kız çocuklarınında küçük yaşta oluşan anne ile rekabet duygusu sonucu annesinin babasının ondan çalacağı düşüncesi vardır. Bu süreçte önemli olan kısım çocuğun travma etkisini gizli kalmasıdır.Ebeveynler durumunu sorguladığı zaman öfke nöbetleri ve saldırgan davranışlar gösterebilir. Kendi cinsinden arkadaşlarına karşı öfkeli ve tepkili olabilir. Arkadaşları ile cinsel içerikli oyunlar oynayarak durumunu yansıtabilir. Cinsel istismarın klinik özelliği ve çocuk üstündeki etkileri; çocuğun istismarcıyla olan bağlantısına, istismarın biçimine, zamanına, șiddet kullanım biçimine, fiziksel zararın varlığına, çocuğun gelișim basamağıve yașına, psikolojik özelliklerine ve travmadan önceki psikolojik aşamalarına bağlı olarak değişim göstermektedir. Ailenin konuya tutumu da konu üstünde etkileyici bir rol oynar. Özellikle ensest bir durum tüm aile birliğine ve aile bireylerini tehdit edici bir kriz ortamı yaratabilmekte, krize müdahalenin kötü olduğu durumlarda çocuğun suçlu bulunması, dıșlanılması, șiddete maruz bırakılması risk durumlarını ön plana çıkarmaktadır.
Ebeveynlerin yașadığı negatif duygular, özellikle öfke çocuğa yansıtıldığı zaman çocukta yoğun bir duygusal ve davranıșsal sorunlar ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. İstismar ister aile dışından ister içinde görülsün istismarın ortaya çıkmasının hemen ardından çocukla kurulan etkileșim klinik tablo üstünde belirleyici olmaktadır. İstismara çözüm odaklı bir arayış içinde olan, sorumluluk ve suçluluk duygularını çocuk üstünden alabilen bir destek biçimi içinde daha pozitif bir klinik tablo ortaya çıkarmaktadır. Olayın ruh sağlığına etkileri bugüne kadar birçok araștırma deseniyle incelenmiștir. Bu da araştırmalardan yola çıkılarak çocukluk döneminde görülen bozukluk ve tepkler incelenirken bir kısmı erișkinlik dönemine yansımakta olan sorunları araștırmayı hedeflemiștir. Sonuç kısmına baktığımız zaman istismarın geç ve erken dönemde birçok ruhsal belirtiyle bağlantısı gösterilmiştir.