ÇOKLU ZEKA
Yazar Muharrem Köse • Psikolog • 14 Kasım 2017 • Yorumlar:
İnsanın karşısındaki bireye nasıl baktığı çok önemli. Çünkü, bireyin toplumdaki yeri ona nasıl davranıldığıyla ve kişinin nasıl görüldüğüyle belirleniyor. Doğamız gereği, ister istemez genellemeler yapıyor; karşımızdakileri çeşitli önyargılarla değerlendiriyoruz. Bu kategorik yaklaşımlar bizi bir takım beklentilere itiyor; beklediğimizi bulamayınca hayal kırıklıkları yaşıyoruz. Her türlü etkiye açık olan çocuklar ve gençler bundan olumsuz etkileniyor.
Olumlu beklentiler olumlu sonuçlar doğurur. İşte buna güzel bir örnek: Herhangi bir ilköğretim okulunu ziyaret eden bir grup araştırmacı psikolog, bir genel toplantı yaparak; okulda öğrencilere bir test uyguladıklarını, uygulama sonuçlarına göre hazırladıkları başarılı ve başarısız öğrencilere ait listeleri değerlendirdiklerini, eğitim öğretim faaliyetlerinin bu listeler doğrultusunda yürütülmesini istemişler. Dönem içerisinde başarılı öğrencilere iyi bir program uygulayarak gerçekten iyi bir başarı yakalanmış; başarısız diye kabul edilen öğrencilere de daha hafif bir program uygulanmış ve onlar da yeterince başarılı olamamışlar. Araştırma mükemmel sonuçlar da mükemmel; ama işin acı tarafı dönem başında herhangi bir testin uygulandığı yok ve herhangi bir araştırmada yok. Atalarımız ne güzel söylemiş: bir adama kırk gün deli deren deli olurmuş.
O halde insan çok kompleks bir varlık ve zekâ, diğer pek çok psikolojik değişken gibi, doğrudan gözlenemeyen çok karmaşık yapılardan biri…
Zekayı nesnel olarak ölçülmeye çalışmak doğru; ancak zekayı sınırlı bu kadar dar yaklaşımlarla ele almak insan gerçeği ile örtüşmemektedir. Gardner’a göre zeka, kültürel değerleri kavrayabilme, yeni şeyler üretebilme ya da problem çözme şeklindeki insan yeteneğidir.
“Çoklu Zeka Kumarı” ile birlikte klâsik zekâ testi ve tanıtımı da tarihe karışmaktadır. Bu kuramı ilk defa ortaya çıkaran Profesör Howard Gardner’dır. Harvard Üniversitesi’nde nöro-psikolog olan Gardner 1983 yılında yazdığı “Aklın Çerçeveleri adlı kitabında; zekânın, matematik ve dil olarak iki değil, sekiz türü olduğunu savundu. Böylece müzik, spor, dans ve doğada kendini gösterenlerin de zeki oldukları ortaya çıktı.
Çoklu zeka kuramında şu ana kadar bulunan sekiz zeka alanı var. Bu sekiz alan her insanda mevcut olmakla birlikte bunlardan biri veya bazıları diğer alanlara göre daha fazla gelişmiştir. Her insan baskın olduğu alanlara göre daha fazla gelişmiştir. Her insan baskın olduğu alanlarda daha başarılı olabilir ve daha iyi öğrenebilir.
Okullarda sayısal derslerde başarısız olan öğrencilere zeka seviyesi düşük olarak bakılır. Acaba gerçekte böyle bir şey var mı? Günümüzde birinci sınıf zeka, sayısal dersler ve sayısal ağırlıklı meslekler, ikinci sınıf zeka, sözel dersler ve meslekler olarak görülmekte sanatsal meslekler ise hobi olarak nitelendirilmektedir. Bu durumda aileler çocuklarının birinci sınıf zekaya sahip olmalarını istemekte ve bu doğrultuda çocuklarının sayısal derslerde başarılı olabilmeleri için özel kurslar ve özel dersler aldırmaktadır. Bütün bunların sonucunda çocuk yine başarısız olursa bu sefer olumsuz düşünceler oluşmakta, zekanın fazla olmadığından dolayı başarılı olamadığı anlaşılmaktadır. Oysa ki başarı sağlayacağı alana yönlendirilen aynı çocuk istenilen başarıyı sağlayacaktır. Ama bütün bunlar yapılmamakta ve çocuklarımızın kabiliyetleri ortaya çıkamamaktadır.
Aşağıda, Profesör Howard Gardner’ın geliştirdiği çoklu zeka özelliklerinin bir veya birkaçının baskın özelliklerini taşıyan bir öğrenci o alanla ilgili mesleklerde daha başarılı olabilir.
ÇOKLU ZEKA ÖZELLİKLERİ
1. SÖZEL – DİL ZEKASI
Anadili veya başka bir dili kullanma kapasitesi ve düşüncelerini başkalarının anlayacağı şekilde ifade edebilme kapasitesidir. Yazılı ve sözlü dil kullanımı, ezberleme ve hatırlama kabiliyetleri gelişmiştir, isimleri, yerleri, tarihleri iyi ezberlerler, esprilidirler, ikna edicidirler, konuşmayı severler ve hitabetleri iyidir, söyleyerek, duyarak ve görerek öğrenirler, okumayı, yazmayı severler. Genelde; şair, yazar, öğretmen, gazeteci, politikacı ve hukukçuların dil zekası çok gelişmiştir.
2. MANTIKSAL / MATEMATİKSEL ZEKA
Neden-sonuç ilişkisi kurabilme, bir şeyin çalışma ilkelerini ortaya koyabilme ve numaralarla oynama kapasitesidir. Soyut düşünce gelişmiştir. Tümevarım / tümdengelim düşünebilirler, sayısal ve mantıki ilişkiler kurma, sayıları etkili kullanma, problemlere bilimsel çözümler üretme ve kavramlar arasındaki ilişkileri ayırt etme, sınıflama, genelleme yapma yetenekleri gelişmiştir. Genelde; matematikçiler, bilim adamı, muhasebeci, istatikçi ve bilgisayarcıların matematiksel zekası çok gelişmiştir.
3. GÖRSEL ZEKA
Boşluğu zihinde canlandırabilme yeteneğidir. Okyanusta rotasını tayin edan kaptan, satranç oyuncusu ve heykeltıraşın uzamsal zekası üstün kişilerdir. Üç boyutlu düşünme en önemli özelliğidir. Nesneleri doğru bir şekilde algılayabilir ve nesneler arasındaki ilişkileri fark edebilirler. Görselleştirme yeteneği gelişmiş olup görüntüyü oluşturup değiştirebilirler. Boşlukta yön tayin edebilirler. (Çöl, orman, deniz) Renk şekil ve çizgilere karşı duyarlıdırlar. Görselleştirerek, hayal kurarak, resim ve renklerle çalışarak öğrenirler. Film seyretmeyi, ev aletleriyle oynamayı severler. Genelde; ressam, mimar, izci, rehber, fotoğrafçıların görsel zekası çok gelişmiştir.
4. MÜZİKSEL / RİTMİK ZEKA
Bu zekaya sahip insanlar ritimleri algılama ve tekrar oluşturmada ustadırlar. Bir şarkının ritmini kolayca yakalayabilirler. Bu insanlar yeni öğrendikleri bir dilin telaffuzunu yakalama ve kullanmada çok yeteneklidirler. Ses tonu kalitesine duyarlılık vardır, güfte yazma, beste yapma kabiliyetleri gelişmiştir. Seslere, ritim, nota ve ahenge karşı duyarlıdırlar, müzik türlerini ayırt edebilirler, çoğu zaman ya bir şarkı söylüyorlardır ya da melodi mırıldanıyorlardır, şarkı söylemeyi müzik aleti çalmayı severler, ritim, melodi ve müzik ile öğrenirler. Genelde; şarkıcı, besteci, müzisyenlerin ritmik zekası çok gelişmiştir.
5. BEDENSEL / KİNESTİK ZEKA
Bedenini son derce duyarlı ve etkili şekilde kullanma yeteneğidir. Vücut hareketlerini kontrol edebilme ve ellerini ustaca kullanabilme kapasitesidir. Beyin ve beden irtibatı gelişmiştir, ustaca taklit yapabilirler, denge ve esneklik yönleri iyidir, güçlü dokunma duyguları vardır, el becerileri gelişmiştir, beden dilini iyi kullanırlar, sportif etkinlikleri severler, duyu organlarıyla dokunarak, tadarak, yaşayarak öğrenirler. Genelde; sporcular, dansçı, heykeltıraş, cerrah, aktör, pandomin sanatçılarının bedensel zekası çok gelişmiştir.
6. SOSYAL ZEKA
İnsanların hislerini, niyetlerini motivasyonlarını, karakterlerini, ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini anlama ve değerlendirme kapasitesidir. Bu insanlar düşünme ve akıl yürütmede çok yeteneklidirler. Başkalarının bakış açısıyla bakabilirler, grup içinde başarılı kurabilirler, insanlar arasındaki farklılıkları fark ederler, diğer insanların ihtiyaç ve beklentilerini fark ederler, mimik, jest, ve sese duyarlılıkları vardır. Çok arkadaşı vardır, bir çok grubun üyesidir. Sosyal etkinliklerin düzenleyicisidir. Paylaşarak, işbirliğiyle, karşılaştırarak, ilişkilendirerek öğrenirler. Konuşmayı severler. Genelde; psikolog, rehber uzman, öğretmen, siyasetçilerin sosyal zekası çok gelişmiştir.
7. BENLİK / İÇSEL ZEKA
İnsanların kendi duygu ve düşüncelerinin farkında olma, sınırlılıklarını bilme, kendi iç dünyası ile irtibatlı olma, kim olduğu ne yapabileceği, neyi yapamayacağı ve sınırlılıklarının farkındadırlar. Kendine tanımada, iç dünyası üzerine yoğunlaşmada ustadırlar. Hislerdeki değişimi fark edebilir ve ifade edebilirler. Yüksek düzeyde (İlişkisel) düşünürler. İç güdüleriyle hareket ederler. Kendi kendini motive/disipline etme yetenekleri gelişmiştir. Düşünceli ve duyarlı insanlardır. Kendi başına, bireysel projelerle, kendi hızında öğrenirler. Genelde; sanatçı, din adamı, psikoterapist, sosyal hizmet uzmanlarının içsel zekası çok gelişmiştir.
8. DOĞA ZEKASI
Doğayı, doğal kaynakları ve doğal olayları izleme, anlama; bitkileri ve hayvanları anlama, ayırt etme ve sınıflama kapasitesidir. Hayvanlara karşı ilgileri vardır. Toprakla meşgul olmayı, bitki, çiçek yetiştirmeyi severler. Çevre bilinci gelişmiştir, mevsim ve iklim olaylarına ilgileri vardır. Doğa ile ilgili koleksiyonu vardır. Konuşmalarında bol bol doğal hayattan örnek verirler. Araştırarak, inceleyerek, gözlem yaparak öğrenirler. Genelde; biyolog, jeolog, çiçekçi, arkeolog, meteorologların doğa zekası çok gelişmiştir.