Depresyon
Yazar Osman İlhan • 5 Mart 2024 • Yorumlar:
Hepimiz gündelik hayatlarımızda duygusal iniş çıkışlar yaşamaktayız. Hayatın getirdiği olaylar karşısında güçlü karekterimizin soğuk duruşu çoğu zaman anı kurtarmış olsa da, profosyonellik adı altında aklileştirilmiş olsa da, ruhumuzun kayıt defterinde bütün yaşanmışlıklar özenle tutulur. Daha sonra bu kayıt defteri geriye dönük açılarak bizleri etkilemeye başlar. İnsan olmanın belki de en önemli bedelidir duyguların yakıcılığında yaşamaya çalışmak. Dengede kalmak, renk vermemek, güçlü görünmek, anti depresanların uyuşukluğunda ertelediğimiz her duygunun karşılığı depresyonla bize gelecektir muhakak.
Yaşadığınız duygusal çalkantılar, klinik bir tablonun kişilik bozukluğu epizodu yada psikiyatrik bir alevlenme değilse eğer, gayet insani ve normaldir. Normalimiz gereği, üzülmeliyiz, ağlamalıyız, içimizdekileri dışarı atabileceğimiz bir alan bulmalıyız yoksa da yaratmalıyız. Tüm bu kurtarıcı alanların olmaması halinde depresyon dediğimiz duygusal buhran dönemi yaşarız. Ruhumuzda olan her olay muhakak karşılığını bulmalıdır. Öfkemizi, kırıklıklarımızı dışarı yansıtamazsak ruhumuz bu gerilim karşısında sıkıntıya düşmesi kaçınılmazdır. Özellikle depresyonla açığa çıkan sıkıntıları anlamak için, sorunların kaynağını ve sonuçlarını da çok iyi analiz etmek gerekecektir. Bu sebeple Depresyonu açıklamak gerekirse;
Depresyon belirtileri kişilere göre farklılık gösterebileceği gibi en sık karşılaşılan karakteristik psikolojik özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir;
Ümitsizlik, değersizlik ve çaresizlik hisleri
Duyguları kontrol edememe
Günlük aktivitelere duyulan ilginin azalması
İştahta belirgin artış/azalış
Kiloda belirgin artış/azalış
Uyku düzeninde belirgin değişimler
Belirgin öfke ve huzursuzluk
Belirgin enerji kaybı
Kendinden nefret etme, şiddetli suçluluk duygusu
Dikkatsiz davranışlarda artış
Odaklanmakta problem
Nedeni belli olmayan fiziksel ağrılar
Depresyonun klinik bir tablo oluşturması halinde, duruma psikiyatrik müdahele açısından bakmalı ve gerekli klinik önlemler olan ilaç tedavisi, psikoterapi uygulamalarından yararlanmak üzere bir uzmana baş vurmamız gerekir. Gündelik hayatımızda yaşadığımız hüzün, karamsarlık, ümitsizlik, boşlukta hissetme, amaçsız kalma, geleceği karamsar görme, pişmanlık, sosyal içe çekilme, hiç bir şey den haz almama gibi depresif ruh halinin devamı e tedavisiz kalması halinde major depresyon dediğimiz daha ciddi sorun ortaya çıkmaktadır.
Majör Depresyonun belirtileri nelerdir?
Bir beyin hastalığı olarak Majör Depresyon, beynin işlevlerinde bozulma ve düzensizliklerin yansıması olarak duygu, düşünce, davranış ve bedensel .işlevlerde bozulmanın ortaya çıktığı belirtiler kümesidir. Her hastada tüm belirtiler bir arada olmayabilir.
Depresyonun temel belirtileri arasında karamsar ve kederli duygu-durumu, kötümser düşünce içeriği, umutsuzluk, çaresizlik hisleri, hayattan zevk alamama, hemen her konuda ilgi kaybı yer alır. Kişi günün çoğunda, özellikle sabahları depresiftir. Beraberinde boşluk hissi olur ve her şey anlamsız gelebilir. .Motivasyon kaybı nedeniyle gelecekle İlgili hedef belirleyebilmek ve hedefe odaklanabilmek güçleşir.
Kaygı ve korkular da bulunabilir. İç huzursuzluğu ve gerginlik hisleri olabilir. .Hüzünlü duygu duruma eşlik eden ağlama olabileceği gibi bazı hastalar ağlayamamaktan şikayetçidir.
Geçmişte yaşanmış olumsuz olaylar sık sık akla gelmeye başlar, pişmanlık hissi yoğunlaşabilir. Şimdiki zamanda ise hasta kendini sürekli değersiz, yetersiz, ya da suçlu hisseder kendine ve çevreye güvenmekte zorlanır. Alınganlık artar. Yalnızlık hissedilebilir. Gelecekle ilgili olumsuz düşünceler olabilir.
Düşünce yavaşlayarak konuşmanın da yavaşlamasına ve azalmasına neden olur. .Unutkanlık olur. Dikkat bozulabilir. Yeni bir şeyler öğrenmek güçleşir. Enerji düşer, kişi çabuk yorulur.
Uykuya dalmak zorlaşabilir. Gece boyunca uykuda bölünmeler ya da sabaha karşı yorgun bir şekilde uyanma ve tekrar dalamama görülebilir. Tersine, uykuya meyil ve uyku süresinde uzama da olabilir.
İştah azalması ve kilo kaybı olabileceği gibi aşırı yemek yeme ihtiyacı da olabilir.
Ağır durumlarda kişi kendine zarar verme planları yapabilir ya da zarar verebilir. .İntihar düşüncesi /planı / girişimi olabilir.
Yukarıda bahsi geçen major tablo, gündelik yaşanılan duygusal gerilimlerden farklı olup psikiyatrik müdahele gerekmektedir. Bazı durumlarda önleyicilik ve tedaviye doğrudan katılım açısından hastaya yatış verilebilinir. Bu ve benzeri semptomları gösteren bireylerin ortak yaşamsal akış özetlerinde benzer tabloların olduğu kliniksel açıdan doğrulanmıştır ve bilinirliği çok olan bu rahatsızlığın tedavisi de bir okadar kolaydır. Burada önemli olan bireyin tedaviye ve yardıma ikna olması, çevresindeki insanlarca motive edilerek doğru kişilere yönlendirilmesi çok önemlidir.
Bir diğer türü olan kronik-ısrarcı-distimik depresyon;
Kronik depresyon veya distimi uzun süre devam eden (iki sene veya daha fazla) bir bozukluktur. Kronik depresyonda belirtiler Majör Depresyondan daha az şiddetlidir ve kişinin günlük yaşamını önemli oranda engellemez. Kişi hayattan ciddi anlamda kopmamıştır, işini ve sosyal yaşamını sürdürebilir.
Bir diğer depresyon türü olan atipik depresyon özelliklerine bakacak olursak klasik depresyon tablosundan farklı özellikler olduğu görülecektir;
Aşırı yeme,
Aşırı uyuma,
Sinirlilik, öfke patlaması
Reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet,
Olaylara göre değişen (kötüleşen veya iyileşen) ruh hali.
Özellikle erkeklerde görülen öfke patlamaları, nefret söylemleri, alkolün kötüye kullanımı, sosyal içe çekilme ve yakın çevreden uzaklaşma, iş yaşamında aksaklıklar gibi sorunlar akla depresyonu getirmelidir. Kadınlarda daha çok yemek yeme sorunları, öz bakımın azalması, uyku ve adet düzeninde bozulmalar gibi alanlarda kendisini belli eder. Depresyon tablosunun klinik semptomları cinsiyet ve yaşa göre ortak özellikler göstermekle beraber, çocuk ve genç ergenlerde mutlak içe çekilme ve hüzün halinin devamlılığı, aşırı uyku, bazen öfke patlamaları, yemek yeme bozuklukları, karamsarlık gibi özelliklerle doğrudan anlaşılabilinir.
Son olarak mevsimsel depresyona değinecek olursak;
Mevsimsel afektif bozukluk olarak da adlandırılan mevsimsel depresyon, her sene aynı zamanda ortaya çıkar. Çoğunlukla sonbahar veya kış mevsiminde başlar ve ilkbahar veya yaz döneminde biter. Bunun nadir bir türüne “yaz depresyonu” denir, bahar sonu yaz başı başlar ve sonbaharda sona erer.
Depresyon belirtisi yaşıyorsanız yada çevrenizde bir yakınınız bu durumdan müzdaripse muhakak çözüme yönelik girişimlerde bulunmanız gerekmektedir. Sonu intihara varacak kadar karamsarlık içerin bu bozukluk hali yaşam kalitesini düşürdüğü gibi hayattan alınan keyfide olumsuz etkileyecektir. Psikoterapi çalışması bu vakalarda çoğu zaman olumlu sonuçlar getirmekte ve yaşamın eski dengesine kavuşmasında çok önemli rol oynaması sebebi ile önemlidir.
Uzm.Klinik Psikolog
Osman İLHAN