Depresyon
Yazar Sezin Başoğlu • Psikolog • 21 Eylül 2018 • Yorumlar:
Depresyon; çocukluk ve ergenlik dönemi ruhsal bozukluklarının önemli bir bölümünü oluşturan, psikiyatrik hastalıklar arasında en sık görülenlerin başında gelmektedir. Depresyon tanısı koyulması için belirtilerin en az iki hafta sürmesi ve kişinin günlük yaşamını etkileyebilecek düzeyde olması gerekmektedir.
Çocuklarda depresyon tanısı gelişim evrelerine göre değerlendirilmektedir. Örn; çok ağlama, uyku düzensizlikleri, yemek yemek istememe, içe kapanma, davranış sorunları, okul başarısında belirgin düşme gibi belirtilere dikkat edilmelidir. Erken çocukluk döneminde depresyon; ebeveynin ilgisiz oluşu, aşırı koruyucu tutumu, sevilen kişinin/nesnenin kaybı, aile içinde iletişim sorunlarının yansıdığı ilişkiler, ailede depresyon öyküsü olan, istismara uğrayan çocuklarda vb. sebeplerden olabilmektedir. Kadınlarda daha sık görülen depresyonun belirtileri;
-
Kendinden nefret etme, şiddetli suçluluk duygusu,
-
Kararsızlık,
-
Dikkati odaklayabilme ile ilgili güçlük yaşama,
-
Unutkanlık,
-
Uyku düzensizlikleri, uyku ile ilgili belirgin farklılıklar,
-
Çabuk sinirlenme, huzursuzluk hali, yorgunluk hissetme,
-
Yeme bozuklukları; iştahta artma veya azalma,
-
Umutsuzluk, çaresizlik, kendini değersiz hissetme gibi duygular,
-
Yalnız kalma isteği ve çevreden uzaklaşma,
-
Sebepsiz baş ağrısı vb. sürekli ağrılar hissetme,
-
Hiçbir şeyden zevk almama, isteksizlik,
-
İntihar düşünceleri veya intihar girişiminde bulunma,
-
Alkol kullanımı.
Bu belirtilerden birkaçı veya çoğu yaşanıyorsa, erken dönemde müdahele edilebilmesi açısından profesyonel bir destek alınması önerilmektedir. Değerlendirme’de kullanılan psikolojik testler ve medikal incelemeler önemli bir yer tutmaktadır. Danışanın yaşadığı sorunlar ve alınan öykünün de tedavinin yönünü belirleyici bir rolü vardır. Psikoterapiler (oyun terapisi, bireysel terapi, aile terapisi vb.) ve medikal tedavi depresyonda işlevsel olarak kullanılan yöntemlerdir.