Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?
Yazar Zübeyde Ezgi Horzum • Psikolog • 22 Nisan 2019 • Yorumlar:
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan, etkisi tüm bir yaşama yayılabilen, süreğen bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu doğumdan başlayarak 12 yaşa kadar olan dönemin herhangi bir esnasında ortaya çıkabilir. En sık ayırt edilmeye başlayan dönem de okul öncesi çağları dönemidir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu temel olarak dikkat azlığı, odaklanma sorunları, dikkatini sürdürememe, aşırı hareketlilik ( hiperaktivite) ve dürtüsellik (sonuçlarını düşünmeden hareket edilme durumu) olarak tanımlanmaktadır. Ancak bu belirtiler aynı zamanda 5 yaşına kadar çocuklarda normal gelişim basamaklarını da oluşturmaktadır. İşte bu nedenden dolayı da erken yaşlarda tanı konulamayabilir. Genellikle çocuk kreşe ya da okula başlayana dek ebeveynler DEHB’e işaret eden sorunları fark etmezler. Fakat kreş ya da sınıf ortamının yapısı ve rutini evde fark edilmeyen sorunları daha belirgin hale getirebilir. Ayrıca, bu ortamlarda başka çocukların da bulunması ebeveynlere ve öğretmenlere çocuğu akranlarıyla kıyaslama imkânı verir. Bu durumlar da çocuklara tanı koyma sürecini kolaylaştırır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu her çocukta farklı şiddetlerde farklı belirtilere neden olabilir.
Bu bozukluk farklı bulguların ön planda oluşuna göre çeşitli alt tiplere ayrılmaktadır. Temel olarak da üç farklı alt tipi vardır. Bu üç tip sırasıyla; dikkat eksikliğinin baskın olduğu tip, hiperaktif-dürtüsel alt tip ve bileşik tip olarak adlandırılmaktadır.
Dikkat Eksikliği Belirtileri;
-
Ayrıntılara dikkat etmekte zorluk çekmek ya da hatalar yapmak.
-
Dikkat gerektiren görevlerde ya da işlerde dikkatini sürdürememek.
-
Birisi ile yüz yüze konuşurken sohbet esnasında dinlemekte güçlük çektiğini gösteren dağınık cümleler kurmak.
-
Kendisine verilen görevleri bitirmekte zorlanmak, verilen yönergeleri takip etmekte zorlanmak.
-
Görev ve etkinlikleri düzenleme ve organize etmekte güçlük çekmek.
-
Sıkça eşyalarını kaybetmek.
-
Günlük etkinliklerde unutkanlık yaşamak.
Hiperaktivite belirtileri;
-
Ellerin ve ayakların sürekli hareket halinde olması.
-
Oturduğu yerde belirli bir süre duramamak.
-
Ortam ve kişiler fark etmeksizin bulunduğu yerde sürekli bir koşuşturma durumu ya da huzursuzluk hissiyatı olması.
-
Boş zaman faaliyetlerinde kendisini oyalayabilecek etkinlikleri bulmak ve bu etkinlikleri sessizce yapmakta güçlük çekmek.
-
Seri, hızlı ve çok konuşmak.
Dürtüsellik belirtileri;
-
Sorulan soru tamamlanmadan yanıt vermeye çalışmak.
-
Sıra beklemekte güçlük çekmek.
-
Başkalarının işine karışmak ya da konuşmalarını bölmek.
-
Zamanı ve yeri uygun olmasa da aklına geleni o anda söyleme eğiliminde olmak.
Okul öncesi döneminde en sık gözlemlenen durumlar; durdurulamayan sürekli olan hareketlilik, tutturmacalar, ısrarcı olmak, tırmanma eğilimi, etrafı kurcalamak, korkusuzca hareketler yapmak, meraklı olmak ve sonucunu düşünmeden yapılmış olan davranışlardan dolayı fizyolojik ya da psikolojik yaralanmalardır. Bu tarz davranışlar yaş büyüdükçe belirli durumlarda değişiklik gösterebilmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların okul dönemi; sınıfta oturamamak, dersleri dinlemekte güçlük çekmek, çalışmalarını planlı ve düzenli bir şekilde yapamamak, mental olarak yaşıtlarına göre bir eksikliği yok ise derslerini başarsa bile akranları ile ilişkilerinde bozukluklar yaşamak, ödevlerini unutmak, düzenli not tutmakta zorluk çekmek gibi davranışlar gözlenmektedir.
Bu bireylerin yetişkinlik dönemlerinde; konsantrasyon gerektiren işlerde yetersizlik, yapması gereken işleri son dakikaya kadar uzatmak ve sonrasında bitirmekte güçlük çekmek, eşyalarını yanlış yerlere koymak ve unutabilmek, zamanını etkin kullanamamak, sık sık iş değiştirmek, aynı anda birden fazla işe organize olamamak gibi sorunlarla yaşamlarına devam etmektedirler.
Toplumdaki DEHB yaygınlığı yaklaşık olarak çocuklukta % 8, ergenlikte % 6 ve erişkinlikte % 4 olarak bildirilmektedir. Ayrıca ortalama olarak sıklık erkeklerde kızlardan 4 kat daha fazla görülmektedir.
Dikkat eksikliği hiperaktivite tedavisinde bütünleyici, çok yönlü ve sistematik bir yaklaşım gerekmektedir. İlk adım her zaman dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı almış kişilerin ailelerinin, okullarının ve sosyal çevrelerinin bu konuda yapılması gerekenler ve doğru tutum-davranışlar hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Özellikle anne babaların bu konuda çocuklarıyla nasıl ilişki kuracağı, nasıl davranacakları, nasıl koruyacakları, nasıl sorumluluk duygusunun kazandırılabileceği hakkında bilgi edinmeleri gerekmektedir. Böyle bireyler disipline teşvik edilmeli, yapmış olduğu olumsuz davranışa göre bedel belirlenmeli, her zaman net olunmalı yapılmasını istenen şeyler üst üste değil bölerek tane tane izah edilmeli, anımsaması gereken durumlar için notlar alması konusunda teşvik edilmeli, uygun çalışma ortamı hazırlanmalı, yapacağı işlere zaman sınırı koyulmalı, sürekli unuttuğu nesnelerin belirli yerleri oluşturulmalı, elindeki işi bitirmeden diğer bir işe geçmemesi gerektiği anlatılmalı, tartışmalarda tepki vermeden önce kendisine sakinleşmesi için zaman vermesi gerektiği anlatılmalıdır. Bunların yanı sıra farmakolojik destek de önemlidir, vakanın ihtiyacı doğrultusunda da gereklilik göstermektedir. İlaçlarla tedavinin eş tanıyı gözeterek planlanması ve buna sorun odaklı olarak yapılandırılmış bilişsel davranışçı psikoterapilerin eklenmesi tedavi sürecinde hızlı yol alınmasını sağlayabilir.