Diş hekimi korkusu, diş hekimi korkusu (dentafobia) nedir, nasıl yenilir? Şeker, sigara gibi zararlı alışkanlıklardan geçte olsa kurtulmak faydalı mıdır?
Yazar Fikret Altan • Ağız Diş Ve Çene Cerrahı • 30 Eylül 2017 • Yorumlar:
Günümüzde birçok kişinin en çok ürktüğü durumların başında diş hekimi randevuları gelmektedir. Hiç diş hekimine gitmediği gibi, tedavisini önemli safhalarda yarım bırakmak zorunda kalan birçok hasta vardır. Bu korkunun en büyük nedenleri arasında çevre veya aileden gelen yanlış anlatımlar, kötü bir tecrübenin yaşanmış olması, çocuk yaşlarda kendisinin veya çevresinin yaşadığı problemler, duyumlar, izlenimler hasta için bir endişe unsuru oluşturabilir. Geçmişten gelen hekim kaynaklı sorunlar olumsuz etki oluşturabilir.
Bu kişilerin öncelikle ağız ve diş sağlığının önemi hakkında bilinçlendirilmesi gerekir. Kişi bu bilinci geliştirdikten sonra zamanla diş sağlığının önemini kavrayıp bu korku ile savaşmak için mücadele etmeye başlar. Diş hekimine gitmekten korkan hasta bir şekilde kendini telkin edebilmeye başlarsa, korku ve endişe de aynı oranda azalmaya başlar. Örneğin; hasta, sağlık alanında teknolojinin çok geliştiğini ve gelişmeye devam ettiğini kendine hatırlatabilir. Aslında bu bir gerçektir, diş sağlığında kullanılan yeni teknolojiler ve inovatif araçlar eski metotlara göre oldukça rahat ve güvenilir tedavi deneyimi sunar. Ayrıca karşılıklı güven, sevgi, güleryüz ve hasta hekim ilişkisi ile korkunun önüne geçilmiş olur. Bunun dışında ilaç ve anestezi teknolojisinin de gelişmesi ile tedavi süresince hasta hiçbir şekilde ağrı duymayacağına ve tedavi noktasının tamamen uyuşturulacağına emin olur.
Burada hastanın endişesini, korkusunu en çok azaltacak yöntem hasta ile iyi bir dialog içinde olmaktır. Hastanın merak ettiklerini, endişe duyduğu konuları ona çok iyi bir şekilde iletmek ve anlatmak gerekir. Tedavinin hangi aşamalardan oluştuğu, bu aşamaların hangilerinin daha önemli olduğu, tedavinin süresi gibi konularda hekimler hastalarını mutlaka bilgilendirmeli ve onlara bu süreçte yardımcı olmalıdır. Bu süreç için zaman ayırmak biz hekimlerin en temel görevlerinden biri olmalı. Bazen hasta korktuğunu belli etmemeye çalışır. Hekimlerin böyle durumlarda hastayı çok iyi gözlemlemesi ve psikolojik destek vermesi gerekir. Biz hekimler iyi bir diş hekimi olmamız gerektiği gibi aynı zamanda iyi de bir psikolog olmalıyız.
Hastanın merakını gideren, uzun bile olsa sorularını dinleyen, açık yüreklilikle cevaplayan, dürüst, güvenilir, kendini sürekli geliştiren, teknolojiden yararlanan bir hekimle çalışan hastalarda korku ve endişenin giderek azaldığı gözlemlenen tıbbi bir gerçektir.
Şeker, sigara modern tıpta artık uyuşturucu sayılmaktadır. Sigara ile bireyin tanışması artık ilkokul seviyesinde, şeker ile tanışma ise anne karnında başlamaktadır. Şeker ve sigara 21. yüzyılın en büyük 2 düşmanıdır ve insan neslini yok etmektedir. "Zararın neresinden dönülse kardır" düşüncesi ile hareket edersek zaten doğru yolu bulmuş oluruz. Bu kar maddi-manevi bir kardır, üstelik gelecek kuşakları kurtaran bir yaklaşımdır.