Donuk Omuz
Yazar Tolga Mertoğlu • Ortopedi Ve Travmatoloji Uzmanı • 3 Haziran 2020 • Yorumlar:
Adhesiv kapsülit ya da diğer bir deyişle donuk omuz sendromu , omuz eklemi yumuşak dokuları ve eklem kapsülünün sebebi bilinmeyen şekilde sertleşmesi ve hareket zorluğu oluşturması ile seyreden bir hastalıktır. Genel toplumun % 5 ‘inde ve 40-60 yaş arası kadınlarda daha sık görülür.
Donuk omuz sendromunun sebebi tam olarak bilinmemektedir. İlk safhalarda iltihabi reaksiyon gelişir ve omuz eklemi ödem oluşturarak şişer .Daha sonra bu sıvı donarak omuz eklemini saran kapsülde ve omuz içi bağlarda sertlik oluşturur.
Donuk omuz sendromu geçirilmiş travma veya ameliyat sonrası da olabilir.Bunlara ikincil donuk omuz sendromu denilir. Patolojisi, sebebi bilinmeden ortaya çıkan birincil donuk omuz sendromu ile aynıdır.
Daha önce karşı omuzda donuk omuz sendromu olması, diabet ve tiroid gibi endokrin sistem hastalıklarının bulunması ,kalp-damar sistemi hastalıklarının olması, inme ,Parkinson gibi nörolojik hastalıkların bulunması , donuk omuz sendromu oluşması için risk faktörleridir.
Donuk omuz hastalığının ilk evresi ödem safhasıdır. İlk 2.5 -3 aylık perioddur. Geceleri daha fazla olmak üzere ağrı vardır.Eklem kapsülündeki sertleşme henüz minimal olduğu için pasif olarak omuz hareket ettirildiğinde belirli bir seviyeye kadar hareket vardır.
İkinci evre donma safhasıdır. 3 ay- 1 yıllık perioddur.Hareket kısıtlanmıştır. İltihap safhası sona erdiği için yangı tarzı ağrı olmaz ancak donmaya bağlı olarak hareket anında şiddetli ağrı olur.
Üçüncü evre çözülme, rahatlama safhasıdır. 1 yıl-3 yıllık perioddur.Omuz hareket ve fonksiyonlarında kendiliğinden kademeli olarak düzelme görülür.
Donuk omuz sendromu teşhisi esas olarak fizik muayene ile koyulabilir. MR tetkiki ile kapsüldeki kalınlaşma ve daralma görülmesi teşhiste yardımcı olabilir.Röntgen ile başka patolojiler ve hastalığa bağlı oluşabilecek kemik yoğunluk azalması tespit edilebilir.
Donuk omuz sendromunda ilk önce cerrahi olmayan tedavi tercih edilmektedir. Ağızdan alınan antienflamatuar ilaçlar hastalığın tedavisinden ziyade ağrı kontrolünde etkilli olabilmektedir.Yine aynı şekilde,hastalığın ilk evresinde ağızdan kortizon kullanmak kısa dönemli ağrı kontrolünde ve hareket açıklığı sağlamada etkilidir.
Eklem içine yapılan kortizon enjeksiyonları fizik tedavi ile kombine edildiğinde etkinliği yüksek bir uygulamadır. Ancak enjeksiyonun tam olarak kapsül içine yapılması gereklidir.Omuza yapılan her kortizon uygulaması anatomik hedef nokta anlamında aynı faydayı sağlayamayabilir.
6 aylık tedaviye rağmen ağrı ve hareket açıklığında düzelme olmayan hastalarda cerrahi tedavi uygulanılmaktadır.Artroskopik yani kapalı yöntemlerle omuzdaki yapışıklıklar temizlenilmekte,eklem kapsülü kesilerek gevşetilmektedir.Açık cerrahi çok nadir olarak ve ancak ağır travmalara ikincil olan donuk omuz sendromu vakalarında tercih edilmektedir.