Egzersiz İlaçtır
Yazar Bünyamin Aydın • Fizyoterapi Ve Rehabilitasyon Uzmanı • 21 Mayıs 2019 • Yorumlar:
Çağımızın en büyük sağlık problemlerinden biri kas iskelet sistemine ait ağrılar. Günümüzde birçok insan belinde, boynunda, omuzunda,dizinde ya da farklı bir uzvunda ağrı problemi yaşıyor. Kimileri çözümü ağrı kesici, kas gevşetici ilaçlarda ararken kimileri bitkisel karışımları ağrılı bölgesine sürüyor kimileri kırık çıkıkçıların yolunu tutuyor. Kas iskelet sistemine ait ağrılar yeni ortaya çıkan bir durum değil. Fakat yeni olan bir durum var ki o da bu tür problemlerin bu kadar yaygın görünmeye başlanmış olması. Peki ne değişti dünden bugüne de bu tür kas iskelet sistemi ağrıları bu kadar yaygınlaştı toplumda. Sağlıksız beslenme, stresli yaşam şartları ya da vücudumuzu olumsuz etkileyen birçok dış faktör sayılabilir tabi ki… Fakat esasen değinilmesi gereken ve bu tür problemlerin kaynağında yer alan çok önemli bir neden var:hareketsiz yaşam!
Uzak yakın demeden gideceğimiz yerlere araçlarla gidiyoruz. İş yerlerinde gün boyu masa başında oturuyoruz. Her şey hazır olarak önümüze gelsin,ekstra bir çaba sarf etmeyelim istiyoruz,bazen yemeğimizi dahi evlerimize hazır olarak sipariş ediyoruz. Tüm bunlar olunca da vücudumuzun olumsuz etkilenmesi ve ağrılar kaçınılmaz oluyor tabii ki.. Ağrı vücudun bir alarm sistemidir. Ağrı ile vücut mesaj verir, ‘burada bir sorun var’ der.. Vücudumuzu dinleyip sorunu kaynağından halletmemiz gerekirken ağrı kesiciler ile geçiştirip, görmezden gelmeyi tercih ediyoruz. En başlarda dikkate alınmayan,vücudun hor kullanılmaya devam edilerek geçiştirilen ağrılar zaman içerisinde fıtıklaşma,kireçlenme ya da kas yırtılmaları gibi daha ciddi problemlerle karşımıza çıkıyor. Bedenlerimizin günde en az 5000 adım atmak üzere tasarlanmış bir yapılanması var. Bu rakamın altında kaldığımızda paslanma, yani inflamasyon süreçleri devreye giriyor. En azından günlük 5000 adımın altına düşmemek şart. Kasların aktif olarak çalışması kasların güçlü kalmalarını sağlıyor dolayısıyla omurga, eklem, bağ gibi yapılara destek olarak zarar görmelerini engellemiş oluyor. Bunun aksi durumunda da hareketsiz yaşama bağlı kasların güçsüz kalması ve dolayısıyla da zarar görmeye açık bir kas iskelet sistemi ortaya çıkıyor... Bu noktada devreye egzersiz giriyor.
Egzersiz; obezitenin engellenmesi,hipertansiyon ve diyabete yakalanma riskini azaltması, kan yağlarını düzenlemesi, kemik erimesini engellemesi, solunum fonksiyonlarını iyileştirmesi,depresyon riskini azaltması, bazı kanser türlerine ve alzheimere yakalanma riskini azaltması gibi birçok hastalıkta etkili bir yöntem. Sağlıklı bir yaşam için sedanter yaşam tarzından uzaklaşarak hayatımıza hareket ve egzersiz katmamız gerektiği aşikar. Tabi burada haklı olarak
-Hangi egzersiz türünü tercih etmeliyim?
-Egzersizi ne sıklıkla tekrar etmeliyim?
-Hangi şiddette devam etmeliyim?
-Hangi hareketlerden kaçınmalıyım?
gibi birçok çok soru işareti çıkabiliyor. Bu noktada sizin vücut yapınıza, yaşınıza, kilonuza en uygun egzersiz reçetesini oluşturması için bir fizyoterapiste danışmanız en doğru seçenek olarak görünüyor..