Eleştirel İç Sesimiz
Yazar Ilgın Karaçaylı Bektaş • Psikolog • 7 Temmuz 2021 • Yorumlar:
Kitaplardan, sosyal medya platformlarından ve daha birçok yerden iç sesimizi dinlemeye yönelik binlerce söz okuyup duyuyoruz. Her birimizin iki iç sesi var. Biri olumlu, faydalı ve onaylayan bir iç ses diğeri olumsuz ve yıkıcı bir iç ses. Olumlu dediğimiz iç sesimiz gerçek benliğimizi yani istek ve hedeflerimizi temsil eder ama olumsuz olarak nitelendirdiğimiz iç sesimiz benlik karşıtı iç sesimiz yani eleştirel iç sesimizdir.
Hayatta her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi eleştirel iç sesimize fazla kulak asmak bizim potansiyelimizi sınırlayabiliyor. Bu yüzden, eleştirel iç sesimizle diyaloğumuzu kontrol altında tutmamız gerekiyor. Eleştirel iç sesimizi kontrol altında tutabildiğimizde bizi güçlendirmeye yönelik bir faydasını görebiliriz.
Gerçek benliğimizin eleştirel iç sesimize galip gelebilmesi için iç sesimizin nasıl çalıştığını çok iyi anlamamız gerekiyor. Doğduğumuz andan itibaren etrafımızda maruz kaldığımız tutumlar, inançlar ve davranışlar bugün kendimizi ve başkalarını nasıl gördüğümüzü etkiledi. Bize gösterilen sevgi, kabul veya şefkat gerçek benliğimizi ve dünyada kim olduğumuz hakkında sahip olduğumuz olumlu duyguları besledi ama katlandığımız eleştirel tutumlar ve olumsuz deneyimler eleştirel iç sesimizi oluşturdu.
Ebeveynlerimizden öğrendiğimiz ve onlarla birlikte tecrübe ettiğimiz hiçbir şeyi olduğu gibi kabul etmek zorunda değiliz. Bizler ebeveynlerimizden farklı bireyleriz. Dolayısıyla, inançlarımızda ve düşüncelerimizde farklılaşabiliriz. Bu noktada, eleştirel iç sesimizin algılarımızı, duygularımızı ve eylemlerimizi oldukça zararlı bir şekilde şekillendirdiğinin fark etmek iyi bir ilk adım olabilir. Çünkü farkında olmadan çoğu zaman eleştirel iç sesimizi dinliyoruz.
“Çok şişman/çirkin/aptal görünüyorsun.”
“Sen bu şansla zaten başaramazsın.”
“Sen bu işi beceremezsin.”
Bu cümleler size tanıdık geldi mi? Eleştirel iç sesimiz bizlere tam da yukarıdakiler gibi cümleler kuruyor.
İkinci olarak “en iyi” diyebileceğiniz deneyimlerinizi hatırlayın. İşler şu anda sizin istediğiniz gibi gitmiyor olabilir ama bu her zaman böyle midir? Böyle durumlarla karşı karşıya kaldığımızda aşırı genelleme eğiliminde oluyoruz. Şu ana kadar olan tüm deneyimleri düşünün. Gerçekten başarısız mısınız? Hayatınızda başarılarınız oldu mu? Negatife takılıp kalmak, tabakta çürümüş bir çileğe denk gelip bütün çilekler çürük deyip tümünü çöpe atmaya benzer.
Ve kendinize en iyi arkadaşınıza davrandığınız gibi davranın. En iyi arkadaşınız başarısızlıklarından dolayı size içini dökmeye gelse, o kişinin büyük resmi görmesine yardım eder miydiniz? Arkadaşınızın değerlendirmesine katılıyor musunuz yoksa daha farklı ve gerçekçi bir alternatif mi sunuyorsunuz? Eğer öyleyse, neden kendimize arkadaşlarımıza davrandığımızdan daha kötü davranıyoruz? Siz de kendinize arkadaşınıza davrandığınız gibi gerçekçi, olumlu, şefkatli, objektif ve hatalara açık davranmaya çalışırsanız farkı göreceksiniz.
Amacı sizi aşağı çekmek olan eleştirel iç sesiniz, sizin potansiyelinizi sınırlamaya yönelik eski, tanıdık bir öğrenmeye geri götürmeye çalışıyor. Eleştirel iç sesinizin hayatınıza yaptığı negatif rehberliğin farkına vardığınızda, zararlı tavsiyelerine göre hareket etmemek için bilinçli bir çaba ile eleştirel iç sesinizi kontrol altına aldığınızda yaşam kalitenizin yükseldiğini görebileceksiniz.