EMDR (Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) Psikoterapi Yöntemiyle Acı Anılar Unutulur Mu?

Emdr Terapisi Teknikleri ile Acı Anıları Silmek

Herkes kendi hayatında unutamadığı geçmişte acı veren mutlaka bir anısı olmuştur. Geçmişten bugünümüze kadar yaşadığımız acı anılarımız; bugünümüzü daha sağlıklı yaşamamızda önümüzde engel oluşturmaktadır. Anne babamızla, kardeşlerimizle, okul hayatımızda, sosyal çevremizde, romantik ilişkilerimizde, iş hayatımızda v.b. yaşadıklarımız şuanda değiştirmek istediğimiz ve kurtulmaya çalıştığımız problemlerin temelini oluşturuyor olması muhtemeldir.

Yaşanılan olumsuz olaylar karşısında; insanların bu acı anıların etkisini üzerinden atarak, yaralarını sarıp, günlük yaşama devam edebilecek güce ulaşmaları için yapabileceği tek şey umutsuz bir şekilde beklemek olmuştur. Bu çaresizce bekleyiş kişileri günden güne daha da kötüye götürerek günlük yaşamda hayattan keyif almadan mutsuz bir şekilde yaşamlarına devam etmek zorunda kalmıştır. Kimisi benim kaderim buymuş diyerek kabul ederek bir şekilde hayatına keyif ve lezzet almadan devam etmiş, kimisi isyan ederek yaşatılanların bedelini ödetmeye, intikam almaya çalışmıştır. Her birey bu yaşam olayları karşısında farklı tepkiler düşünceler, duygular, inançlar geliştirmiştir. güven algıları yıkılmış, kendilerini çaresiz hissetmiş, umutsuzluğa sürüklenmiş, kaygılı kişilik yapılanması oluşturmuş, öfkeli bir kişilik haline bürünmüş, yıllarca utançla yaşamış, yetersizlik duygularıyla baş başa kalmış v.b. gibi psikolojik yapılanmalar gelişmiştir. Travmatik acı olaylar karşısında ortaya çıkan şok, kaygı, stres, çaresizlik, umutsuzluk, tedirginlik, kin, nefret, öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı v.b. gibi duygular ortaya çıkarak yaşamlarını yönetmelerine ve hayatlarını kontrol altına almalarına engel olmuştur. Nedenini bilmediğimiz bir çok davranış kalıpları geliştirmişizdir. Kimisi öfkeli, tedirgin, kaygılı, umutsuz, çaresiz kişilik yapıları geliştirerek gerçek benliklerine ulaşamamışlardır.

Geçişmişte yaşadıklarımız bugünümüzü neden etkilemektedir?

Biliçaltımız yaşadığımız olumsuz olaylar karşısında geçmiş yaşamla bağ kurarak şuanda var olan problemlerimizin temelini oluşturmaktadır. Her ne kadar bu yaşadıklarımızı önemsemesek bile şimdiki güncel problemlerimizle yakından ilişkilidir. Şimdi de var olan problemlerimizin (öfke, stres, başarısızlık, özgüven problemi, panik atak, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, kaygı bozuklukları, fobiler v.b.) gün yüzüne çıkması ve bizi şuanda rahatsız etmelerinin altında yatan olumsuz yaşam olaylarıdır. Sürekli kirli olduğunu düşünen kişilerde cinsel istismar, taciz öyküsü olabilir ve ne yaparsa yapsın ben kirliyim inancını üzerinden atamaz. Kendisinin kirli olduğuna inanarak yaşamı boyunca bu kirden kurtulmak için olabildiğince bütün enerjisini temizliğe ayırabilir. Sosyal fobisi olan bir danışanın bu probleme başlama öyküsü sınıfta öğretmeninin aşağılanmasından sonra oluşabilir. Ben değersiz biriyim inancı oluşarak sosyal ortamlarda sürekli dışlanacağını değer görmeyeceğini düşünerek kaçma girişiminde bulunabilir. Panik atak problemi; ilk yaşanılan kalp çarpıntıları sonucu hastaneye kaldırılarak, kişide sürekli bu korkuyu yaşamasına neden olup yine aynı şeyler başıma gelecek endişesiyle bu durum kişi için büyük bir problem haline dönüşebilir.

Emdr  bu olumsuz travmatik yaşam olaylarını unutabilir miyiz?

Unutmak, silmek hiçbir terapi yaklaşımında yoktur. Beynimiz sadece bastırma savunma mekanizmasını kullanarak bu yaşam olaylarını biliçaltına iter. Bilinçli zihnimiz her ne kadar hatırlamasa bile bilinçaltında olan bu yaşam olayları bize yine rahatsızlık vermesi kaçınılmazdır.

Bizim amaçladığımız bu yaşam olaylarında bilinçaltımızda oluşan travmatik yaşam olaylarından yola çıkarak; yaşadığımız problemlere eşlik eden olumsuz duygulardan (öfke, kırgınlık, hayal kırıklığı, pişmanlık, çaresizlik, umutsuzluk, panik, heyecan, stres, yalnızlık v.b), rahatsızlık veren düşüncelerden, olumsuz beden duyumlarından (ağrı, kaygı, çarpıntı, terleme, ağırlık, titreme, çökkünlük v.b), unutamadığımız sahneler ve  bu yaşam olayları sonrasında gelişen temel inançlarımız (çaresizim, tehlike altındayım, kontrol bende değil, güvende değilim, yanlı bir şey yaptım, kimseye güvenemem, öleceğim, üstesinden geleme, ezik ve güçsüz biriyim v.b)ile çok yönlü çalışarak bilinçaltımızın köklü bir değişime gitmesini sağlamaktayız.

Olumsuz yaşam olaylarımız sonucunda gelişen dört faktörle çalışarak beynimizin doğal iyileşme mekanizmasınız harekete geçirerek kendi iyileşmesini sağlarız. Bunu da bilateral uygulamalar yaparak (çift yönlü göz hareketleri, iki yönlü vuruşlar, sesli uyarımlar v.b) gerçekleştirmekteyiz.

Beynin unutmasını sağlamaktan ziyade yaşadığımız olumsuz olaylara eşlik eden olumsuz duygu durumlarını, düşüncelerimizi, temel inançlarımızı, sahneleri, beden duyumlarımızı çalışmak hem daha sağlıklı olmakta hem de iyileşmenin kalıcı olmasına fırsat tanımaktadır.