EMDR Nedir?
Yazar Ayza Sekizkardeş • Psikolog • 15 Haziran 2020 • Yorumlar:
EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme olarak Türkçeye çevrilen, etkililiği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış bir terapi tekniğidir. Başta psikolojik travmanın tedavisi için geliştirilmiş olsa da sonrasında yapılan araştırmalarla pek çok stres yaratan durumun tedavisinde etkililiği bulunmuştur. Kaza, afet, taciz, yas, kaygı bozuklukları, stres yaratan durumlar, panik atağı, öfke problemi, bağımlılık, obsesyon ve kompülsiyon, depresyon, özgüven eksikliği, migren, fibromiyalji gibi durumlarda kullanılan çok geniş bir tedavi skalası vardır.
EMDR neyi amaçlamaktadır?
EMDR beyni çift yönlü uyararak, kişiyi yaşanan olumsuz olaya karşı duyarsızlaştırmanın yanında o anıyı ve o anının tetiklediği durumların sebebi olan anı ağlarını dönüştürmeyi amaçlamaktadır.
EMDR geçmiş, şimdi ve gelecek üzerinde çalışır. Geçmişteki anılarımızın günümüzde bizi nasıl etkilediğini ve gelecekte nasıl etkileyebileceğini araştırır. Bugünümüzü etkileyen olumsuz durumların geçmişteki izlerini bulmak ve bunlar üzerinde çalışmak önemlidir. Çünkü olumsuz anı ağları bugün sahip olduğumuz inançlar, tutumlar, algılar ve davranışlarımızın temelini oluşturur. Geçmiş ve şimdiyi çalıştıktan sonra geleceğe yönelik beceri geliştirmek de terapinin amaçlarındandır.
Özetle EMDR kişinin olumsuz etkilendiği anılar, inançlar, duygular, düşünceler ve bedensel semptomlara karşı kişiyi duyarsızlaştırıp bunları yeniden işlemleyerek, kişinin ihtiyacı olan işlevsel inançları yerleştirmeyi hedefler.
EMDR nasıl etkili oluyor?
EMDR’nin nasıl işe yaradığını ve genel olarak deneyimlerimizin bizi nasıl etkilediğini anlamak için kısaca beynin nasıl çalıştığından bahsetmenin faydalı olacağını düşünüyorum.
EMDR’nin etkili olmasını sağlayan şey beynin çift yönlü olarak uyarılması. Yaşadığımız deneyimler beyinde nöral ağlarla kaydedilir ve depolanır. Beynin sağ tarafı duygusal, sezgisel, görseldir. Sol tarafı ise beynin konuşma ve dil merkezidir, mantıksaldır ve sebep sonuç ilişkisi kurabilmemizi sağlar. Sağ taraf olayların duyumunu saklarken, sol taraf olayları kelimelere dökülmüş haliyle saklar.
Beynin çalışma sistemi normalde adaptiftir, kişiyi korumaya yöneliktir. Fakat travmatik bir durum beynimizde yaşandığı andaki haliyle, donmuş olarak kaydedilir ve beynin mantıklı açıklamalar yapan sol tarafını baskılar. Bu da o anki duygularımızı ve düşüncelerimizi kelimelere dökemememize sebep olur.
EMDR’de kişinin gözleri sağa ve sola hareket ettirilerek beyin iki yönlü uyarılır, bu sayede olumsuz anının sadece sağ tarafla değil sol tarafla da algılanması, kişinin olumsuz duygular yaşadığı anılarla ilgili işlemleme yapabilmesi amaçlanır. Bu yeniden işlemleme ile anı ağlarının uyarılması ve işlenmemiş, kişinin ketlenmesine sebep olan anı ağlarının dönüştürülmesi sağlanır. Burada kişinin iyileşmesini sağlayan şey terapistin telkinleri değil, kişinin kendi zihni içinde gerçekleşen adaptif bilgi işleme sürecinin aktifleşmesidir.
Neden olumsuz anılarımızı beynimizden tamamen silmiyoruz?
Çünkü bir anının silinmesi mümkün değildir. Bir anıyı hafızamızdan silerek değil, o anıya farklı bir çerçeve geliştirebildiğimizde onun olumsuz etkisini değiştirebiliriz.
Bir anıdan ve onun hissettirdiği kötü duygu ve duyumlardan kaçındığımız sürece o anının verdiği rahatsızlık devam eder. EMDR ile bu anıya güvenli bir ortamda yeniden bakabilme şansı elde edilir. Bu sayede kişi o anının üzerine gitme, değişim için adım atma cesareti geliştirir.