Ergenlik Döneminde Yeme Bozuklukları
Yazar Merve Güngör • Psikolog • 30 Eylül 2021 • Yorumlar:
Ergenlik dönemi çocukluktan erişkinliğe geçişi sağlayan gelişimsel bir dönem olup fiziksel, psikolojik, hormonal ve sosyal birçok değişiklik olacaktır. Bu dönemde büyüme ve gelişme hızla artmakta besin ve enerji ihtiyacı yükselmektedir. Ergenlik dönemi fiziksel görünümün önem kazandığı ve vücutla ilgili duyguların değişiklik gösterdiği bir periyottur. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, aile içi iletişimin ve sosyal koşulların, bilişsel, biyolojik ve psikolojik yatkınlığın, yeme bozukluğunu etkilediği ortaya çıkmıştır. Aile, davranışsal olarak rol modeldir yani ergenin beslenme tutumları, vücut ağırlıkları ve gıda tüketimi konusunda önemli bir yeri vardır. Genellikle çocuğun görüntüsüne aşırı önem veren ve kilo kontrolü konusunda özellikle eleştirel ifadelerde bulunan ailelerin çocuklarında kaygı düzeyinin yüksek olduğu ve sık diyet veya bulumik davranışların ortaya çıktığı gözlenmiştir. Sosyal medya, aile ve arkadaş çevresi de bu gelişimsel dönemin üzerinde baskı yaratmaktadır. Arkadaş gruplarının da diyet konusunda baskı veya görünüşe dayalı ayrımcılık yapması ergenlerin beden imajını oldukça etkilemektedir.
Anoreksiya Nervoza: Zayıf bir bedene sahip olma isteği ve şişmanlık konusunda aşırı korkunun danışanı kilo vermek amacıyla çeşitli davranışlara (kusma, aşırı egzersiz gibi) yönelten yeme bozukluğudur.
Bulimiya Nervoza: Beden ağırlığını kontrol etmeyi amaçlayan davranış biçimlerini kapsayan bir tablodur. Danışanların kontrol edemediği aşırı yeme ataklarından sonra kilo almayı engellemek için (kusma, aşırı egzersiz veya lavman gibi) bazı yöntemlerin kullanılmasıdır.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu: Kişinin belirli bir zaman içinde (2 saatte bir gibi) ve aynı koşullarda birçok kişinin yiyebileceğinden çok fazla miktarda yiyeceği kısa bir süre içerisinde tüketmesidir. Bu birden gelen atakların etkisini giderebilmek için, kendini kusmaya zorlaması, idrar söktürücü ilaçlar kullanması veya aşırı egzersiz ile metabolizmayı hızlandırması gibi önlemlerin alınmamasıdır.
Yeme bozukluğu olan ergenlerin ailelerinde daha fazla çatışma ve öfke, daha az yakınlık, daha az uyum sağlama ve destek görülmektedir. Anoreksiya olan kişilerde daha yapışık aile ilişkileri ve ebeveyn ilişkilerinde daha az özerklik, aile üyelerinden yüksek beklentiler görülmektedir. Beslenme güçlüğü ve sindirimle ilgili problem yaşadıkları, yeme konusunda daha seçici/zor beğenir oldukları söylenebilir.
Bulimiya Nervoza da ise annelerin çocukları üzerinde daha fazla sözel kontrol kullandığı söylenebilir. Ebeveynler çocukların kilosundan bağımsız olarak, çocukların yiyeceğe ulaşmasını kısıtlamakta ve yeme davranışlarını kontrol etmektedir.
Ergenlerin yeme bozukluğu yaşamasının temelinde genellikle ebeveynlerin yeme tutumları üzerinde kurdukları olumsuz kontrol etme ihtiyaçları vardır. Yiyeceklerin yasak besin haline gelmesi çocukların bu besine sevgisini daha da artırır. Bu kontrol hali ileriki yaşlarda besin kontrolüne aşırı bir önem verildiği algısı yaratarak anoreksiya için risk faktörü oluşturur. Aynı zamanda çocuğun mizaç özellikleriyle birleşerek yeme kontrolünde yetersizliklere ve tıkanırcasına yeme ve bulimiya için risk olabilir.
Peki, aileler ne yapabilir?
- Ebeveynlerin ergen üzerindeki eleştirel yorumlarını azaltması gerekmektedir.
- Denetleme davranışlarının bir kenara bırakılması gerekiyor çünkü bu davranış çocukların baskı altında hissetmesine ve bu davranışların artmasına neden olmaktadır.
- Ergenlerin yeme bozukluğu göstermesinin temelinde dış dünyadaki şeyleri kontrol altında tutmakta yaşadıkları güçlük olabilir. Bu nedenle bedenlerini kendi kontrolleri altında tutmaları, dış dünyaya nazaran daha kolay bir hale gelir. Bu noktada ebeveynlerin suçlamalarda ve aşırı müdahalelerde bulunmaması da önemlidir.
- Ebeveynler olarak ergenleri “Kilo al!” diye baskıda tutmaktan kaçının çünkü unutmayın ki kilo almaktan çok korkuyorlar.
- Son olarak da, eğer ergenlerde bu tür yeme ile ilgili problemler görmeye başladıysanız destek almayı unutmayın. Bu gibi durumlarda her zaman erken adım atmak çok önemli.