Erken Dönem Bağlanma Şekillerinin Romantik İlişkilerde Kıskançlığa Etkisi
Yazar Tuba Bektaş • 19 Aralık 2023 • Yorumlar:
Kıskançlık duygusu, bir yerde zihinde başlamaktadır. Zihinde başlayan bu süreç, ilişkinin gerçeklikte de bozulmasına, tehdit hissedilmesi ile birlikte olumsuz duyguları da tetikleyen sapkın davranışlara kişiyi götürmektedir. Kişi kıskançlık duygusunu genel olarak çok acı verici bir duygu olarak yaşamaktadır. Kıskançlık duygusu, kişiden kişiye göre farklı yorumlanabilmektedir. Kimi kişilere göre aşk ve sevgiden doğan tepkiler olmakta, kimilerine göre de güvensizlik ve kaybetme korkusundan kaynaklanmaktadır.
Duygusal kıskançlık öfke, korku, güvensizlik hislerini gösterirken; bilişsel kıskançlık partnere ait davranışlar hakkındaki paranoid düşünce ve kaygıyı gösterebilir. Duygusal ve bilişsel kıskançlıklar; bebekken bakım verenle kurulan ilişki yetişkinlik döneminde partner ile kurulan ilişkilerde önemlidir. Kişiler kendilerini yetiştiren ebeveynleri ile güvenli bağlanmaya sahipse partnerine güven vererek kolayca bağlanmaktadırlar. Yalnız kalmak, tek başına durmak onlarda kaygı yaratmamaktadır. Güvenli bağlanan bireylerin partnerlerine yakınlık göstererek uzun zamanlı ilişikleri sürdürebilmeleri daha kolaydır.
Kişiler kaygılı-kararsız bağlanmışsa, partnerlerine güven duymakta güçlük çekerek düş kırıklığı yaşamaktan endişe duymaktadırlar. Zihinleri bağlandığı kişiyle olan ilişkisiyle meşgul olmaktadır bu da bebeklik dönemlerinde zihinlerinin bakım verenle olan ilişkisiyle meşgul olmasıyla ciddi anlamda benzerlik göstermektedir. Ayrıca bu kişiler duygusal olarak fazla değişim göstermekte ve partnerlerini yoğun biçimde kıskanmaktadır. Kişiler kaçınan biçimde bağlanmışsa, partnerlerine bahsi geçen diğer bağlanma biçimlerine sahip kişilere göre oldukça az güven duymaktadır. İlişkilerine dair negatif düşünceleri ve beklentileri bulunmaktadır. Kişiler kaçınma tutumlarını romantik ilişki kurmaktan kaçınarak belirgin biçimde göstermektedirler.
Kaçınmacı bağlanan kişiler romantik ilişki yaşadığı kişiye yakınlaşmakta güçlük çekerek güven duymakta zorlanırlar. Kaygılı-kararsız bağlanan bireyler ise romantik yakınlık geliştirmede başarılı olamayarak yineleyici biçimde partnerlerinin sevgisinden şüphe duymaktadırlar. İlaveten partnerlerinin her an onları terk edebileceğini ve ona kıymet vermediğini düşünmektedirler. Farklı bir deyişle kaygılı-kararsız kişi esasen partnerine güvenme arzusu duymakta fakat emin olamamaktadır. Bu emin olamama kaygısı onun partnerine olan güvenini sağlam olmasını engellemektedir. Kaçınmacı bağlanma örüntüsüne sahip kişiler partnerine güven duymaması gerektiği konusunda oldukça kararlıdır. Bununla beraber kaygılı-kararsız bağlanma örüntüsüne sahip olan bireyler ilişkilerinde olumlu yaşantılarını daha az dillendirdikleri ve olumlu yaşantılarının pozitif etkilerini içselleştirmekte zorlandıkları da saptanmaktadır.
Romantik kıskançlığı deneyimleme düzeyleri açısından bir sıralama yapıldığında bağlanma örüntüsü gösterenlerin romantik kıskançlığı en yüksek seviyeden en düşük seviyeye doğru sıralandığında kaygılı kararsız bağlanma örüntüsü gösterenler, kaçınan bağlanma örüntüsü gösterenler ve güvenli bağlanma örüntüsü gösterenler şeklinde sıralanabileceği saptanmıştır.