Eşlerin Sorunları Çözmede Sıkça yapılan Hatalar
Yazar Ömer Özbulut • 28 Aralık 2023 • Yorumlar:
- Bir müddet ayrı yaşamak veya yatağı ayırmak.
Ayrı yaşamak veya yatağa ayırmak eşleri birbirlerine karşı olan kırgınlığını arttırır. Eşler ayrılığı veya ayrı yaşamaya alışırlar. Birbirlerinin ihtiyacını görme ve birbirlerine yardım etme arzuları zamanla azalır. Birilerini anlama için gerekli olan iletişim en azı inmiş olur. Birbiriyle çatışmaları arttıran zıtlaşmalara yol açar.
Ailelerin çocuklarına, ayrı ayrı duygusal yaklaşımları artar, çocuklarına doğal olarak koruyucu içgüdüsü ile yaklaşırlar. Böylece SORUNLAR yakın çevreye de yayılarak büyür dahada içinde çıkılmaz hal alır.
Birlikte yaşadıkları bireyler özellikle çocuklar travmatize olur zarar görür. Çocuklar zaman içerisinde bu olumsuz tabloda sıkılır, her an tekrar bir tartışma olur kaygılarından kurtulmak için eşleri ayrılmaya cesaretlendirir ve teşvik ederler. Çocuklar böylece kendilerini ve anne babalarını koruduklarını düşünürler.
Sorunlara rağmen birlikte yaşamak genelde sorunu çözme de bizim daha aktif olmamızı sağlayabilir. Oluşan en küçük temas bile bizi birbirimize hatırlatır ve hoş görü duygularımızı tetikler.
Kısacası temaslar aramızdaki buzların erimesine ve iletişimin oluşmasına neden olur.
- Eş ilişkilerimizi diğer insanların ilişkileri ile karşılaştırmak.
Yaşadığımız sorunlarda annem-babam şöyleydi, bak falancalar nasıl anlaşıyorlar gibi örneklerle çözüm üretmeye çalışma yani arkadaşlarınla veya diğer yakın çevreyle kıyaslama bizi sorunun temelinde uzaklaştırır. Eşimizin incinmesine neden olur. Unutmayalım ki kıyaslanma insanı en çok inciten ve aşağılayan bir tutumdur.
Problem biz neden sorun yaşıyoruz ona odaklanmalı.
- Eş ayrı iş ayrı yaklaşımımız o bize doğru gelebilir, kulağa hoş gelebilir.
Eşlerimiz bizim bütün ilişkilerimizi merkezinde olduğunu bilerek ilişki oluşturulmalı. Alacağın kararlarda evli ve işimizin olduğunu hatta çocuklarımızın olduğunu hesaba katarak kararlar almalıyız
- Sosyal ilişkilerimizde birey olduğumuzu vurgulamak ve öne çıkarmak, kendimizi böylece savunmak.
Elbette bir reyiz bize ait alanımız var ancak o alanda o bizi kısıtlayan bir de sorunumuz var eşiz anne ve babayız.
- Şakayla karışık duyguların ifadesi karşı tarafta farklı anlamlar oluşturabilir.
Yuva evlilik göz gibi hassas bir olup şakası dahi olmayan ciddi bir kurumdur. Evliliğin anlamı ile çelişen şakalar yapmaktan kaçınılmalı. eşimizin ciddi olduğu konularda şaka yapmamaya dikkat etmeli
- Eşleri karşılık ve dürüstlük adına geçmişlerini, özel dürtüsel duygularını paylaşması.
Dürüstlük kesinlikle doğru olandır, kulağa hoş gelen bir kavramdır. Ancak geçmişte yaşadığımız bize ait olanlar ve gerçekçi olmayan dürtüsel duygularımız yanlış yorumlanabilir incitici olabilir.
Eşimize yarari olmayacak bizim geçmişimize ve iç dünyamıza ait özelimiz bize ait kalmalıdır. Aksi boş boğazlık yapmış oluruz, zafiyet göstermiş oluruz.
- Eşimiz de bir problem yaşadığımızda onu yumuşatmadan veya bir çözüm yoluna koymadan akşama çözülür diye birbirimizden ayrılmak işlerimize gitmek.
Belki zaman kazanmak için bunu yapabiliriz ancak birbirimizden ayrılırken bunun mesajını vermemişsek bu doğru değil.
Eşler buluştuğunda bilmelilerki nasıl bir eş bırakmışlarsa öyle bir eş bulacaklardır. Sorunu çözmemişsek durumu idare eden eşler olmamız kaçınılmaz olur.
Nasıl bir eş bulmak istiyorsak öyle bir eş bırakmalıyız.
Eşler birbirinin varlığının farkında olarak yaşamalı planlar yapmalı. Bizi mutlu eden şeyin merkezinde ailemiz olmalı. Benim yaşadığım mutluluğa eşim ve çocuklarım katıldığı zaman ben mutlu olabilmeliyim. Eşimiz dışında ve onu yok sayan bir hayat bu bir tatil, br eğlence, bir sinema veya başka bir plan…
Elbetteki özel arkadaşlarımızla planlarımız olabilir orda bile onlar yokmuş gibi değil onların fikri ve ihtiyaçları da göz önüne alınarak mutabık kalarak planlamalarımız olabilir vede olmalı…
Bilmeliyizki konuşulan ve çözülen sorunlarda en önemli şey eşlerin birbirinin isteklerini bilmeye ve birbirlerini tanımaya neden olmakta. Birlikte ne kadar çok konuşabiliyor ve sorunlarımızı çözebiliyorsak benzeşmemiz o kadar artmaktadır. Duygularımız, zevklerimiz, beklentilerimizle tabiki kederlerimizle de aynı olmaktayız..
Doç. Dr. Ömer Özbulut
Psikiyatrist-Psikoterapist
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı