Evlilik, Sorunlar ve Çözümler

Yazar Mehmet Enver BayatlıPsikolog • 11 Şubat 2019 • Yorumlar:

Evlilikler genellikle büyük aşklarla başlıyor ve maalesef büyük kavgalarla sonlanıyor. Evlenen kişiler "eş" lerini bir müddet sonra "karşıt" olarak görmeye başlıyorlar. Aslında bu durum evlilik öncesinde bir çok sinyaller verse de kişiler bunlara görmek istememektedir. Kendiliğinden düzeleceğine olan inançları tamdır. Aslında evlenince aynı evin içerisine girince bunların hepsinin düzeleceğini düşünmektedirler. Asıl gerçek olan ise bu sorunların çözülmediği takdirde aynı evin içerisinde başka sorunlarla birleşerek büyüyeceğidir.

İki ayrı bireyin farklılıklarının olması gayet doğaldır. Ancak bu farklılıklar sorunlar yumağına dönüşüyorsa orada yanlış giden bir durum var demektir. Yanlış giden durumu tespit edip bu sorunlarla birlikte savaşmak önemlidir. Evliliklerinde sorunlar yaşayan çiftler bunları çözmek yerine sorunu görmezden gelme eğilimi içine girebilmektedirler.Aslında sorunlar çiftler için birer fırsata dönüşebilir. Birlikte çözdükleri her sorun çiftlerin birbirlerine olan bağlarını artıracaktır.

Evliliklerin Başlangıcı

Evlenmeden önce konuşulmamış ve halledilmemiş sorunlar yumağıyla bir evliliğe başlamak, aslında ne zaman biteceği belli olmayan ama eninde sonunda bitecek olan bir işe başlamak gibidir. Evliliğe başlamadan önce çatışma anlarında neler yaşandığı, yaşanan iletişim sorunlarının nasıl çözüldüğü, çiftlerin sorunları konuşabilmesi ve ortak çözümler bulabiliyor olması, kriz durumlarındaki davranış tarzları, anlaşmazlıkların çözümünde neler yapacakları vb. gibi konuların gözlemlenmesi ve belirlenmesi çok önemlidir. Aslında bu gibi durumlar çiftler için sessiz ama önceden deneyimlenmiş bir anayasa niteliğindedir.

Evliliklerdeki Davranış Tarzlarındaki Farklılıkların Nedeni

Evliliklerde erkek ve kadın farklı davranış tarzları sergilemektedir. Eşlerin beklentileri ve yaklaşımları cinsiyetlerine bağlı olarak tepkilere dönüşmektedir. İşin özü erkek ve kadın toplumun kendisine yüklediği şekilde tepkiler verme eğilimde olabiliyor. Dolayısıyla toplumun erkeğe ve kadına yüklediği kimlikler evliliklerde kişilerin davranış tarzlarını etkilemektedir. Evlilik erkek ile kadın arasında bir güç savaşına bir rekabete dönüşebilmektedir. Bu durum yaşanan problemlerin çözümünden çok problemlerin büyümesine neden olmakta ve yaşanan problem bir kriz haline dönüşebilmektedir. Evliliklerde erkek; başarı ve güce önem verirken, kadın ise sevgi ve iletişime daha çok önem vermektedir.

Evliliklerde Yaşanan Sorunların Çözümü

Yaşanan sorunların çözümünün en önemli şartı her iki tarafından sorunun çözülmesi istiyor olması ve çözüme aynı oranda katkı sağlayacak olmasıdır. Aksi takdirde tek tarafın çabası sorunların çözümü için yeterli olmayacaktır. Çiftler yaşanan sorunlarda kendi çözüm önerileri sunabilirler. Ancak en sağlıklı olan durum birlikte ortak bir çözüm bulmaktır. Bulunan çözümler birlikte değerlendirilmeli ve uygulanmalıdır. Çözüm çiftlerden birine uymadığı takdirde yeni bir çözüm için birlikte çaba sarf edilmelidir.

Evlilik Birlikteliğini Zedeleyen Sorunlar
* İletişimde yaşanan sorunlar
* Çatışma çözme konusunda yaşanan aksaklıklar
* Uzlaşma kültürünün oluşmamış olması
* Şiddet içerikli davranışlarda bulunmak
* Eşlerin aileleriyle ilgili sorunlar
* Bağımlılık problemleri
* Arkadaş ilişkileri
* Maddi sıkıntılar
* Psikolojik problemler

Evlenme ve Boşanma İstatistikleri

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2006-2015 dönemini kapsayan 10 yılda Türkiye'de toplam 6 milyon 90 bin 212 çift evlendi, 1 milyon 151 bin 591 çift de boşandı.

2006 yılında binde 1,35 düzeyinde olan kaba boşanma hızı (belli bir yıl içinde her bin nüfus başına düşen boşanma sayısı) 2015 yılında binde 1,69'a yükseldi, kaba evlenme hızı (belli bir yıl içinde her bin nüfus başına düşen evlenme sayısı) da binde 9,17'den binde 7,71'e geriledi.

Boşanma nedenlerine baktığımızda geçen yıl 131 bin 830 boşanmanın yaklaşık yüzde 97'sinin sebebi "geçimsizlik" olarak kayıtlara girdi. Bunu terk, zina, akıl hastalığı, kötü muamele, cürüm, haysiyetsizlik ve diğer nedenler takip etti.

Evlilikte en tehlikeli dönemin ilk 5 yıl olduğunu ortaya koyarken, geçen yıl gerçekleşen boşanmaların yüzde 39,4'ü, 2006 yılında ise yüzde 42,5'i evliliğin ilk 5 yılı içinde gerçekleşti.

İstatistiklere bakıldığında ilk yılların evlilik için çok önemli olduğu ortaya çıkıyor. İlk yıllar çiftlerin ilişki şeklinin oluştuğu yıllardır. Bu ilişki şekli oluşurken yaşanan durumlar karşısında sergiledikleri tutum ve davranışlar aslında ilişkinin devamına ve bitişine kararı oluşturan aşamadır.

Evlilik Birlikteliği Sağlıklı Olarak Yürütmenin Kuralları

1- Her türlü durumda iletişimi kesmemek: Çiftlerin yaşadıkları sorunlarda konuşmama eğiliminde olması sorunun çözümün engelleyen bir unsurdur. Dolayısıyla sorunun çözülmesi veya çözüme ulaşacak yöntemlerin bulunması için iletişim devam etmelidir.
2- Güçlü bir iletişim bağınızın olması: Çiftler arasında güçlü bir iletişim bağı varsa çözülemeyecek sorun yok demektir. İki tarafında iletişim kanalları açık ise ve olumlu bir iletişim yöntemi kullanılıyor ise sorunlar oluşmadan çözüm kendiliğinden gelecektir.
3- İyi bir dinleyici olmak: Tarafsız ve ön yargısız bir dinleyici olmak anlatan kişinin rahatlamasını sağlayacağı için bazen sorunların oluşmadan önlenmesine yardımcı olacaktır.
4- Ön yargılardan arınmak: Ön yargı iletişimi engelleyen unsurlardan biridir. Ön yargı karşı tarafın aktarımı olmadan tahminlerde bulunarak yapılan davranışa, söylenecek söze karşı tarafın anlam katmasına izin vermeden peşin hükümler vermektir. Bu durum olayları olduğundan daha farklı görmemize ve değerlendirmemize daha farklı yapmamıza neden olur.
5- Güven, sevgi ve saygı bağının kuvvetli olması: Çiftlerde güven ilişkisinin oluşmuş olması, sevgi ve saygı bağının kuvvetli ilişkide yaşanabilecek sorunların çözümümün daha hızlı olmasına katkı sağlayacaktır.
6- Rollerin belli ve paylaşılmış olması: Evdeki rollerin iyi paylaşılmış olması çok önemlidir. (Ekonomik meseleler kimin üzerinde, yemek ve temizli işlerini kim yapacak, çocuğu okuldan kim alacak, kararları kim alacak vb. konular)
7- Düzenli cinsel yaşam: Düzenli cinsel yaşam kişileri birbirine yaklaştırır ve aralarındaki bağı arttırır. Birbirine yaklaşan ve bağı kuvvetli çiftler yaşanacak sorunlara çözüm odaklı bakacaklardır.
8- Sürprizlerle ilişkinin renklendirilmesi: Sürpriz herkesin hoşuna gider ve insana kendisini değerli hissettirir. Kendini değerli hisseden kişi durumlar karşısında tepkilerini daha olumlu yönde verecektir.
9- Değişim yapılacaksa değişime kendinizden başlayın. Bir değişim istiyorsak bunu karşımızdakine göstermemiz gerekir. Onun için ilk önce kendimizde değişiklerle başlamalıyız.
10- Yargılayıcı, suçlayıcı ve emir içeren cümlelerden uzak durmak. Bunların yerine kabullenici ve sevgi cümlelerinizi yaşamınıza sokmak.

Sorunlar yaşamın her aşamasında her dönemin var olacaktır. Önemli olan sorunları nasıl çözmek istediğimizdir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Mehmet Enver Bayatlı Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Psikoloji, Pedagoji Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)