Gurbet Psikolojisi

Yazar Melek SarıçiçekPsikolog • 8 Nisan 2022 • Yorumlar:

GÖÇ PSİKOLOJİSİ

GÖÇ; Ekonomik, siyasal ve toplumsal sebeplerle bireyin içinde bulunduğu toplumdan\ ülkeden başka bir ülkeye gitmesi olarak tanımlanır. Bu sadece fiziksel bir eylem değildir, psikolojik etkileri mevcuttur. Göç ve ruh sağlığı üzerine birçok araştırma yapılmıştır.

İnsanlar yaşamlarında belli sebeplerden dolayı, istemli veya istemsiz ülkesinden ayrılıp farklı bir ülkeye göç ediyor. Bu göç sonucunda, zorunlu bir gidiş değil,  istemli bir gidiş olsa dahi özlem ve mental zorlanmalar dile getiriliyor. Bireyler  ailesini, ülkesini, dostlarını ve varsa evcil hayvanlarını özlüyor. Gidilen ülkenin  şartları ne kadar iyi olursa olsun bireyler bazen özlem duygusuyla başa çıkamama,  sosyal destek sorunları, sosyal kaygı, ağır çalışma koşulları, ülkenin kültürüne  ayak uyduramama, önyargılar, damgalanma, dil sorunları yaşama, düşük gelir,  sosyalleşmenin azalması, içe kapanma gibi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bu  sorunların beraberinde getirebileceği depresyon, panik bozukluk, stres, endişe,  mutsuzluk, uyumsuzluk, travma sonrası stres bozukluğu ve anksiyete gibi  durumlarla karşı karşıya kalınabilir. Bu zor dönemlerle tek başınıza başa  çıkamayabilirsiniz çünkü sosyal desteğin olmaması ve sosyal kaygının  oluşması alışma sürecini oldukça geriletir ve zorlar. Sosyal Destek her ne kadar  önemi yeterince anlaşılmasa da birey için çok önemlidir. Tüm yaşlardaki  bireylerin yaşamla daha etkili bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olur. Sosyal  kaygısı olan insanlar ise sosyal ortamların çoğunda zorluk yaşarlar, başkalarıyla  konuşurken kendilerini beceriksiz ve gergin hissettiklerini belirtmişlerdir.  Başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüyle çok ilgilenirler, yeni birisiyle  tanışırken ya da topluluk içinde oldukça gerginleşirler. Çoğu zaman yaptıkları  şeylerin yanlış, söyledikleri şeylerin ise aptalca olduğunu düşünürler ve  konuşmalarına o kadar takılırlar ki bir süre sonra konuşmayı yürütemez hale  gelirler. Diğer insanlara göre daha utangaç oldukları için, yeni insanlarla tanışmak  onlar için oldukça zordur. Bu saydığım sebeplerden dolayı yeni bir ülkede  yaşamak, yeni bir dil konuşmak, yeni insanlarla tanışmak ve yeni bir toplumun  içinde hayatını sürdürmek sosyal kaygısı olan\ oluşan ve sosyal desteği  olmayan\ hissetmeyen insan için oldukça zorlayıcıdır. Saydığım tüm bu sebepler  alışma sürecini oldukça uzatır ve bu da beraberinde uyum sorunları getirir. Bu  süreçte profesyonel destek almak size çok iyi gelebilir ve oldukça önemlidir. Bu  zorlanma sürecini daha kolay atlatmanıza yardımcı olur. 

GURBETE ALIŞMAK 

Gurbetteyken kendinizi yalnız, mutsuz, endişeli, özlem dolu, şaşırmış, kızgın ve  yeni kültür üyeleri tarafından reddedilmiş hissedebilirsiniz. Bu da oldukça  zorlanmanıza sebebiyet verir. Tüm bunların sebebi ise alışılmışın dışına çıkıldığı  için kültür şoku yaşamanızdır. Yapılan araştırmalar, bazı insanların bu süreci  daha kontrollü geçirirken bazılarının ise yeni kültüre ayak uydurmadığını ve  madde kullanımı gibi olumsuz davranışlara yöneldiğini göstermiştir. Gurbete  alışmak, daha kolay ayak uydurabilmek için psikolojik desteğin yanında  yapabileceğiniz diğer yöntemler;  

- Dili daha iyi konuşabilmek adına dil kurslarına yazılabilirsiniz. (sizin durumunuzda olan diğer insanları görmek özgüveninizi yerine getirebilir.) - Eğlence için yapılan hobi kurslarına katılabilirsiniz. 

- Tur vb. etkinliklerde aktif olabilirsiniz. 

- Spor veya düzenli yürüyüş yapabilirsiniz. (bilimsel olarak yürüyüş yapmak  stresi azaltır.) 

- O ülkeye\ kültüre özgü kitaplar okuyarak hem dilinizi geliştirir hem de  bilmediğiniz şeyleri öğrenebilirsiniz. 

GÖÇ EDEN TÜRKLERİN YAŞADIĞI ZORLUKLAR 

Türkler 1960’lı yılların başında ekonomik, siyasal, toplumsal vb. zorluklar  sebebiyle ülkelerinden başka bir ülkeye göç etmişlerdir fakat bu göçün büyük  oranla sebebi iş bulmak, çalışmaktır. Bu göç başlangıçta erkek vatandaşlarımız  ağırlıklı olsa da daha sonra iş vs. düzene oturunca tüm ailesini yanlarında  istemesiyle ülkedeki Türk nüfusunu oldukça arttırmışlardır. Göç başlangıçta  Almanya ağırlıklıdır çünkü oradaki iş olanağı o zamanlar daha fazladır.  (fabrikalar vb.) Göç eden Türk vatandaşlar Almanya’daki düşük bütçeli ve  oradaki vatandaşların çalışmak istemediği yerlerde çalışmaya başlamışlardır.  Daha sonra dünyanın birçok farklı ülkesine göç devam etmiştir. Yazımızın  başında da bahsettiğimiz GÖÇ PSİKOLOJİSİ yeni bir kültüre alışma aşamasında  Türk vatandaşlarımızı oldukça zorlamıştır. Türkler kültür şoku yaşamışlardır. Zorlanmalar sadece memleket özlemiyle kalmamış aynı zamanda barınma, fırsat  eşitsizliği (barınma imkanları, iş imkanları), dışlanma, eğitim, dil, işsizlik,  düşmanlık (2000li yıllarda) gibi sorunlar da ortaya çıkmıştır. Ayrıca 1961 yılında  Almanya’ya giden vatandaşlarımızın çoğu kırsal kentlerden göç etmiştir bu da  beraberinde uyum sorunlarıyla karşı karşıya kalmalarını sağlamıştır. Uyum 

sorunu göçün beraberinde getirdiği en önemli sorunlardan biridir. Göç edilen  ülkenin kültürü, dili, dini, çalışma saatleri hatta insanların birbiriyle iletişim tarzı  bile farklı olduğu için vatandaşlarımızın tüm bunlara hemen uyum sağlayamamış  olması, zorlanması psikolojik olarak da yıpranmalarını sağlamıştır. İlk giden Türk  vatandaşların çok azı o ülkenin dilini bildiği için dil, bu uyum sorunun da başında  gelmektedir. Dertlerini anlatamadıkları, bir şey sorarken dahi çok zorlandıkları,  anlatılanları anlamamaları vatandaşlarımızın uyum sağlayamamasının dışında içe  kapanmasını, sosyalleşme konusunda da bir o kadar geri kalmalarını sağlamıştır.  Daha sonraki nesillerde dil sorunu bir derece ortadan kalkmış, dili öğrenerek  büyümüşlerdir fakat bu sefer de ne yeterince Türkçe ne de yeterince Almanca  öğrenebilmişlerdir. Bu da okulda başarısızlığı, eğitim sorunlarını beraberinde  getirmiştir. 

 Almanya’ya ilk giden Türk vatandaşların yaşadıkları yerlerin de normal  koşullardan bir tık daha kötü olması onları dışlanmış ve mutsuz hissettirmiştir. Bir  süre sonra ev kiralayabilmeleriyle bu sorunu da aşabilmişlerdir. 

Son olarak Yabancı düşmanlığından bahsetmek gerekirse; Türkler çok düşük  maaşlarla, çok fazla saat çalıştıkları için artık iş alımı tercihi ilk  vatandaşlarımızdan yana oluyordu. Bu da o ülkenin vatandaşlarını oldukça  kızdırıyor, işsiz kalma sebeplerini Türklerin göç etmesi olarak görüyorlardı. Hatta  bu durum bazı Avrupa ülkelerinde Türklere saldırı düzenleme gibi birçok olaya  da sebebiyet vermiştir. Şu an durum eskisi kadar kötü olmasa da tamamıyla  düzeldiğini söyleyemeyiz. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Melek Sarıçiçek Psikoloji, Aile Danışmanlığı Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)