Hayır Demenin Gücü: Sağlıklı Sınırlar
Yazar İlkay Kılıçarslan • 26 Mart 2024 • Yorumlar:
İçinde bulunduğumuz toplumun, çalıştığımız iş yerinin ve ailemizin bizlerden beklentileri ve sonsuz gibi görünen talepleri vardır. Elimizden geleni yapmaya çalışsak da bazen bu talepleri karşılamakta başarısız oluruz. Bunun sonucunda hem fiziksel olarak yorgun düşer hem de yetersizlik hissiyle kalakalırız. Sağlıklı sınırlar çizebilmek işte tam da bu yüzden çok önemlidir. Sağlıklı sınırlar belirleyip bunları uygulayan kişilerin; hem duygusal hem de fiziksel iyilik hallerini korumakta çok daha başarılı olabildiklerini biliyoruz. Peki sağlıklı sınır nasıl çizilir?
-
Kendi ihtiyaçlarınızı belirlemek: “Benim şu anda neye ihtiyacım var?” sorusunu kendimize yöneltmek, öz-şefkati geliştiren en iyi şey olmakla birlikte sağlıklı sınırlar çizmemizi de kolaylaştırır. Önce kendi ihtiyacımızı anlar ve onu önemsersek; duygularımızı, sınırlarımızı zorlamadan ve kendimizi ihmal etmeden başkalarına yardım etmenin yolunu bulabiliriz.
-
Sağlıklı ve açık bir iletişim kurmak: İstek, ihtiyaç, duygu ve düşünceleri net bir şekilde ifade etmek sınır çizerken yapacağımız en iyi şeylerden biridir. Bu tür bir iletişim yolunu seçmek, diğer insanların bizi daha iyi anlamasını sağlayacağından çevremizle olan ilişkimizi daha sağlam ve dengeli hale getirir.
-
Esnek olabilmeyi öğrenmek: Koşulların ve sınırların zaman zaman değişebileceğinin farkında olmak, bizleri türlü durumlara karşı daha esnek kılar. Omuzlarımızda ağır yükler hissetmemek ve stres olmamak için sınırlar konusunda bazen esnek olunabileceğini kabul edebiliriz.
-
Olumsuz duyguları kabul etmek: Suçlu veya üzgün hissetmemiz yanlış yaptığımız anlamına gelmez. Bazen net sınırlar çizerken, çevremizdekilere ‘hayır’ derken ortaya olumsuz duygular çıkabilir. Bunları fark edip kabullenmek, anlamlandırıp yönetmek sağlıklı sınırlar çizmeye devam edebilmemizi sağlar.
-
Kendi yöntemimizi bulmak: Başlarda direkt ‘hayır’ demek zor gelebilir. Kendi istek ve ihtiyaçlarımızı öne koyduğumuz kısa ve net ifadeler bu gibi durumlarda işe yarar. "Bunu şu anda yapacak vaktim yok, başka bir gün daha uygun olabilir.", "Teşekkür ederim, ancak bu teklifi kabul edemeyeceğim." gibi. Meramımızı anlatırken nazik olabilmek mümkündür.
Kültürümüz gereği ‘evet’ demek, yardım etmek, yorulsak ve yıpransak da istenileni yapmaya devam etmek takdir edilmiştir hep. Bu kültür içinde büyürken sağlıklı sınırlar çizmeyi ve hayır demeyi öğrenememiş olabiliriz. Türlü yöntemler deniyor ancak tek başımıza bunu yapmakta zorlanıyorsak bir uzman ile psikoterapi sürecine başlayabiliriz.