HİPNOZ NEDİR?
Yazar Adil Maviş • Pedagog, Psikolog, Psikiyatrist, Çocuk Psikiyatristi, Psikolog, Çocuk Psikiyatristi, Psikiyatrist, Psikiyatrist, Psikolog, Psikolog, Psikiyatrist, Çocuk Psikiyatristi • 18 Temmuz 2016 • Yorumlar:
“Beni Kimse Uyutamaz”!
Hipnoz sanıldığının aksine uyku değil, belli ve hedeflenen bir amaca odaklanmış bir uyanıklık halidir. Buna rağmen birinin çıkıp -sanki çok meraklısıymışım gibi gözümün içine bakarak- “Beni kimse uyutamaz” iddiaları oldukça sık rastladığım bir durum. Hipnoz ile uykunun yakın ilişkili kavramlar oldukları yanılgısına belki siz de düşüyorsunuz. Sanırım hipnoz sözcüğünün yakın tarihine baktığınızda hipnoz ve uykuyu niye birbirine yakıştırıldığını anlayabiliriz. İlk defa İngiliz cerrah James Braid (1795-1860) tarafından kullanılan “hipnotizma” terimi, Yunanca ‘uyku’ anlamına gelen ‘hypnos’ kelimesinden gelir. Bu isim benzerliği dışında hipnoz, bütünüyle kendine özgü özellikleriyle bilinçliliğin farklı bir durumudur ve kesinlikle bir uyku hali değildir.
Hipnoz’un Tanımı
Hipnozun doğasını anlamak mevcut bilgi kaynaklarımızla imkansız. Bu nedenle ancak hipnozun nasıl bir deneyim olduğundan bahsedebiliriz. Hipnoz; bilinçli zihin bir anlamda devre dışı bırakılarak yani zihni es geçerek bilinçaltı zihninize telkinler yerleştirmektir. Amaçlarımız açısından hipnoz, kişinin, o andaki gerçeğin farkında olmasına rağmen ondan ayrı olduğu hissine sahip yoğun bir fiziksel ve zihinsel rahatlama durumu olarak görülebilir. Ben bunu rüya içinde rüya görmeye benzetiyorum. Gerçeğin farkında bir yandan dışındasınız.
Hipnoz’un Tarihi
Hipnoz terimi yaklaşık 150 yıl öncesinde kullanılmaya başlansa da Eski Mısır, Persler, Yunanlılar ve Romalıları içeren dünyanın eski uygarlıklarının çoğu telkinin gücünü ve hipnotik durumun kullanışlılığının farkına varmışlardır. Özel bir terapi olarak hipnozun kullanımı 18. yüzyıla kadar dayanır. 1950’li yıllarda bilimselliği tartışılan ve bu nedenle sahne hipnozcularının keşfedip yaygınlaştırdığı hipnoz ancak 1953 yılında İngiliz Tıp Cemiyeti tarafından resmen bir tedavi aracı olarak tescil edilmiştir. Türkiye de ise 2016 yılının başında bakanlığın yaptığı “Tamamlayıcı Tıp” tanım alanının içine alınarak kabul edilmiştir. Şimdilik üniversitelerde eğitimi verilmemektedir.
Hipnozun Pratikte Kimlere, Nasıl Faydası Olabilir?
Alternatif Tıp çalışmaları içerisinde hipnoz kendine sağlam bir yer edinmiş görünüyor. Kişiler hangi meslekten olurlarsa olsunlar hipnoz öğrenilebilir ve bu durum mesleki etkinliği arttırmak için kullanılabilir. Bunlardan bir kısmını, kalanını hayal gücünüze bırakarak, örneklendirmek isterim;
Hipnoz’un çözüm olarak kullanıldığı bazı özel durumlar
1
Zayıflama
Diyet ve egzersizler belirli bir ölçüye gelmenizi sağlıyor. Ancak sıkıntıya gelince tekrar yemenizi engellemiyor. Hipnoz burada bilinçaltında yeni yeme alışkanlığını benimsemeyi sağlıyor.
2
Fobiler
Size mantıksız gelen ama başına geleni aciz bırakan karanlık, kapalı yer, uçağa binme vb korkular akıl mantık dinlemiyor. İlaçlarsa yatıştırıcı etkiden öteye gitmiyor. Hipnoz bu sorunlara bire bir geliyor.
3
Öğrenme İsteksizliği
Ailelerin “Çocuğum niye ders çalışmıyor” sorusuna cevap verebilmeleri pek de kolay değil. Özel ders veya özel ilgi de gençleri bunaltabiliyor. Hipnozla sağlanan derslerini sevme ve disiplinli çalışma alışkanlığı gencin hayatının dönüm noktasını oluşturuyor.
4
Sigarayı Bırakma
Daha önce hiç sigarayı bırakmaya teşebbüs etmeyenlere önermem. Bu konuda onlarca defa bırakıp ancak tekrar başladıysanız bir de hipnozu deneyin derim
5
Özgüven Eksikliği
Toplum önünde konuşma, kararlılık, başladığı işi bitirme, çekingenlik, utangaçlık, kendisi hakkında olumsuz düşünme gibi durumlar birçok sorunumuzun başını çekmiyor mu? Hipnoz bu konuda ilaç gibi.
6
Cinsel Problemler
Erkeklerde ereksiyon, kadınlarda orgazm veya birleşme sorunu olarak tanımlayabileceğimiz soruna Viagra gibi ilaçlara bağımlı olmak istemeyenler veya Hafsa Sultan Macunu dışında çözüm arayanlar için önerilebilecek bir yöntem.
7
İstemsiz alışkanlıklar
Tırnak yeme, saç koparma gibi tik olmuş alışkanlıklar da insanı toplum içinde zor durumda bırakıyor. Özellikle yetişkinlerde. Doktora gidip de sormaya bile utanıyor insan. hipnoz bu tarz sorunları aşmada da işe yarıyor
8
Altını ıslatma
Yakında geçer diye ya sabır çekilen bu illet de Türk toplumunda son derece yaygın. Çocuk ilkokula başladığında psikolojisini ciddi anlamda kötü etkileyebilen bu rahatsızlığın kaynağı çoğu zaman ürolojik değil psikolojik. Evlenmek üzere olan veya askere bu sorunla giden kişiler bile olabiliyor. Son çare olmasa bile burada da hipnozun etkili olduğundan bahsedebiliriz.
9
Uykusuzluk, sinirlilik, duygusal sorunlar
Bu durumlarda hipnozun neredeyse %100 etkili olduğu söylenebilir. Karakter bozukluğu olmadığı sürece kesin cevap alabileceğiniz durumlar
10
Dil Öğrenme
Yabancı dil öğreten kurumlarda en yaygın sorun öğrenememek. Burada hatayı kuruma yüklemek haksızlık olur. Öğrenilen bilgilerin çok hızlı unutulması, öğrenenin yeterince tekrar etmemesi ve dili özümseyememesi durumunda bilinçaltında güçlü bir iz bırakan hipnoz yöntemi uygulanmaktadır.
Hipnoz ve Bilinçaltı İlişkisi
Bilinçli zihniniz hipnozun etkisi altına girdiğinde, düşüncelerin (telkinlerin) artan etkileri doğrudan bilinçaltına ulaşarak harekete geçer. Üstelik zihninizin bilinçaltı aşaması gerçek benliğinizin yakın müttefikidir. Çünkü geçmiş yaşamlarınızdaki deneyimlerinizin tüm anıları bilinçaltınıza gömülüdür ve bilinçaltınız neyin gerçek olduğunu bilmekten çok da uzak değildir. Mantık yürütememesi nedeniyle, gerçeği gerçek olmayandan ayırt edemez. Fakat içgüdüsel olarak gerçeğe doğru çekilir.
Şimdi bu kadar laftan bir şey anlamadığınızı düşünebilirsiniz. Sanırım bir örnek verirsek daha iyi anlaşılır. Şöyle ifade edelim;
Yaşadığımız bir deprem anı korku ve heyecan gibi duygularımızı o kadar keskinleştirir ki, her an tekrar deprem olabileceği ve ölebileceğimiz fikri düşüncelerimizde tekrar ede ede bilinçaltına kayıt olur. Bu korku ve heyecan uyku düzenimizi bozmaktan kalbimizde ritim bozukluğuna yol açmaya dek farklı ve son derece ciddi sorunlar zemin hazırlayabilir.
Örneğimizde de görüldüğü üzere, düşüncelerimiz sadece zihinsel durumumuzu, hislerimizi ve duygularımızı değil, fiziksel bedenimizin hassas hareketlerini ve düzenlemelerini de etkiler. Bu değişimler gönüllü ve bilinçli olarak ortaya çıkmazlar. Bilinçaltı zihnimize aktarılan yoğunluğun etkinliği oranında belirlenir ve genellikle beklenmedik bir anda bize sürpriz yaparlar.
Kimler Hipnoz Yapabilir?
Yasalarımızda bunun tanımı net olarak yapılmamıştır. Yine de konunun suistimale açık yönlerini göz önünde bulundurarak Tıp doktorları, psikologlar ve bu konuda eğitim almış muhtelif mesleklerden herkesin hipnoz uygulayabileceği söylenebilir.
Hipnoz bu yönüyle kulağa sanki birine kontrolü veriyor, denetimimizi kaybediyormuş gibi gelse de aslında bu ilişkilerimizde karşılıklı güvene dayalı olarak her gün yaşadığımız bir durum. Gün içinde farkına varmadan da kişi birini hipnoz edebilmekte veya birileri hipnotik etki altına girip çıkabilmektedir.
Hipnoz Gücünü Telkinlerden Alır
“Bir insana kırk gün delisin dersen delirir” atasözümüz telkinin gücünü açıklaması yönüyle ilginçtir. Şimdi beğendiğiniz bir insanın olumsuz özelliklerine odaklanıp ne kadar çirkin olduğunu düşünmeye başlayın (tabi güçlü bir inançla). Birkaç gün içinde o kişiden soğumaya başlayacağınızı garanti edebilirim. Bu örneği kasıtlı olarak verdim. Çünkü insanlar olumsuz şartlanmalara odaklama konusunda daha beceriklidirler. Sevmediğiniz bir kişiye ısınmak ya da alışmak için ise daha güçlü bir telkin uygulamak gerekebilir
Günlük Hipnotik Durumlar
Aşk bir hipnozdur. Kişi etkisi altında kaldığı bu duruma mantıksal kılıflar bulsa da aslında bu etkinin gücüne teslim olmuştur. Yoğun bir dikkatle kitap okurken veya televizyon seyrederken ya da biriyle konuşurken bize seslenen diğer kişiyi duyamamamız yine hipnotik bir etkiden kaynaklanır. Akşam yatarken sabah 04.00’de kalkmamız gerektiğini düşünerek yatmamız sonra da gözümüzü açtığımızda saatin tam 04.00 olduğuna şahit olduğunuz durumlar olmuştur. Aslında bu durum da kendi kendimize yaptığımız hipnotik telkinlerin ürünüdür. Uzun süre tiryakisi olduğu sigarayı bırakanlardan dinlediğim “Şöyle bir olay oldu sonra müthiş bir tiksinti geldi işte o gün bu gündür sigarayı bir daha ağzıma almadım” ifadeleri de aslında hipnotik etkinin sağlandığını gösterir. Bazen saatlerce sürecek bir işi çok kısa süre içinde yapıp sonra da bunu nasıl yetiştirdiğimizi hayretle düşündüğümüz durumlar da hipnotik etkiyle açıklanır.
Hayatımız Hipnoz
Pek çok insanın fark etmediği şey; telkin almak için hipnotik durumda olmak gerekmediğidir. Telkine yatkınlığın hipnoz esnasında arttığı doğrudur; ancak tam uyanıkken de telkine açık hale gelebilirsiniz.
Hayatınızı sürdürürken hiç durmadan kendi kendinize telkinler veriyorsunuz. Bilinçli zihindeki malumatın doğrudan bilinçaltı zihne kaydığı ileri sürülmektedir. Bu yüzden her bilinçli düşünce zihninizin daha derin kısmının inşasına katkıda bulunur. Bu demektir ki, hipnoterapi ve kendi kendine hipnozun zaman içindeki etkileri, büyük ölçüde inanç sisteminizi etkileyen düşünceleriniz vasıtasıyla bilinçaltınıza geçirdiğiniz gündelik telkinlerinizin türüne bağlıdır. Belki de kader olarak tanımladığınız hayatınızı şekillendiren düşüncelerinizdir.
Son olarak şunu unutmayın ki; “İçinizdeki güçle ne kadar çok ilişki kurarsanız hayatınızın her alanında o kadar özgür olursunuz.”