İletişimde Anahtar Çatışma
Yazar Asuman Çalgara • 21 Ocak 2024 • Yorumlar:
İletişim insanların birbirlerini anlayabilmelerini, duygusal ve düşünsel olarak ifade edebilmelerini, sorunlarını ya da rahatsızlıklarını belirterek çözüm bulabilmelerini, sosyalleşebilmelerini sağlar. İletişim kurmak için çeşitli yollar deneriz. Sözel olarak iletişim kurabileceğimiz gibi, sözel olmayan yollarla da iletişim kurabiliriz. Kendimizi karşımızdaki kişiye ifade edebilmek için hem sözel iletişimi hem de sözel olmayan iletişim yollarını kullanabiliriz.
Bazen kendimizi ifade edebildiğimizi düşünürken, bazen de anlaşılamadığımızı düşünebiliriz. Anlaşılabildiğimizi düşündüğümüzde mutlu oluruz ya da kendimizi iyi hissederiz, anlaşılamadığımızı düşündüğümüzde de kendimizi mutsuz ve kötü hissederiz. Mutlu olduğumuzda daha anlayışlı ve toleransımız yüksekken, mutsuz olduğumuzda da bir o kadar aksi, çekilmez ve toleransı düşük olabiliriz. Aslında bu açıdan bakınca, doğru iletişim kurabilmek kendimizi karşımızdaki kişiye uygun bir şekilde ifade edebilmek ve karşımızdaki kişi tarafından da anlatmak istediğimiz şekilde anlaşılabilmek bizim için önemlidir.
Peki iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz ki kendimizi olduğumuz halimizle en iyi şekilde ifade edebilelim? Öncelikle sözel iletişimin olmazsa olmaz kurallarından olan uygun sözcük seçimi, iletişimin yüz yüze olması, uygun mekanda gerçekleştirilmesi, uygun beden dilinin eşlik ediyor olması, ses tonunun rahatsız edici olmaması vb. noktalara dikkat etmemiz gerekmektedir.
Bununla birlikte iletişimde neyi, nasıl söylediğimiz de önemlidir! Bazen doğru bir şeyi yanlış bir şekilde ifade ettiğimizde ya da haklı olduğumuz bir yerde kendimizi haksız duruma düşürecek iletişim hataları yaptığımızda, sonuç bizim açımızdan genellikle üzücü olabilmektedir. Bunula ilgili çok sevdiğim bir hikaye vardır;
“Kralın biri bir gün bir rüya görür. Rüyasında bütün dişleri dökülmüştür. Rüyası yüzünden üzgün olan kral rüyasını yorumlama üzere rüya yorumcusunu çağırtır. Rüya yorumcusu kralı dinler ve der ki “Majesteleri rüyanızda bütün dişlerinizi kaybettiğiniz gibi gerçek hayatta da tüm sevdiklerinizi kaybedeceksiniz, yapayalnız kalacaksınız.” Kral rüya yorumcusunu dinler ve yorumundan ötürü zindana atılmasını emreder. Sonra başka bir rüya yorumcusunu çağırtır ve ona da rüyasını anlatır. Adam kralın rüyasını dinler ve der ki; “ Majesteleri tüm aileniz içinde en uzun yaşayan siz olacaksınız, herkesten fazla yaşayacaksınız.” Kral adamın yorumun dinler ve yorumundan ötürü rüya yorumcusunu ödüllendirir. Fakat kralın nedimleri şaşırmıştır, rüya yorumcusuna sorarlar; “Bir önceki yorumcuyla senin söylediklerin aynı, neden sen ödüllendirilirken, diğer yorumcu cezalandırıldı?” diye. Rüya yorumcusu derki; “Haklısınız, ikimiz de rüyayı aynı yorumladık. Fakat ne söylediğin değil, nasıl söylediğin önemlidir! “
Bir ucunda dürüstlük, diğer ucunda nezaket olduğunu varsaydığımız bir düzlem hayal edelim. Dürüstlük Boyutunda olduklarını düşünenler kendilerini tanımlarken; “ Benim içim dışım bir, kimsenin arkasından konuşmam yüzüne söylerim, kimseden korkmam yüzüne yüzüne söylerim, içimde tutmam her şeyi söylerim vs.” derler. Nezaket boyutunda olduğunu düşünenler de söylemek istediklerini söyleyemeyenler, “acaba bu söylediklerim yüzünden başım derde girer mi” diye endişe ettikleri için söylemekten kaçınanlar, “aman ilişki bozulmasın, aramızda sorun çıkmasın, idare edeyim, alttan alayım, görmezden geleyim vs.” diye düşünerek duygu ve düşüncelerini ifade edemeyenlerdir.
Oysa ki sağlıklı iletişimde olmasını istediğimiz, karşıdakinin duygu ve düşüncesini hesaba katmadan söylemek, ne de karşıdakinin vereceği tepkiden çekinerek duygu ve düşüncesini ifade edememektir. Yani sağlıklı iletişimde ne tam olarak dürüstlük boyutunda olmalıyız, ne de nezaket boyutunda Olması gereken ortalarda bir yerde durabilmektir. Duygu ve düşüncelerimizi söylemek ama söylerken karşımızdakinin duygu ve düşüncesini de hesaba katarak söylemek. Mutlaka söylemek ama kırmadan incitmeden söylemek! Peki bunu nasıl yapabiliriz? Bunun için kullandığımız bir tekniğimiz var tabii ki. Tost ya da sandviç tekniği. Bir başka yazıda kısaca anlatmaya çalışacağıma söz vererek diyorum ki; Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir.
Uzm. Psk. Asuman ÇALGARA