Kadınlar İçin Cinsel İşlev Bozuklukları
Yazar Enis Rauf Coşkuner • Ürolog • 27 Ağustos 2021 • Yorumlar:
Kadında cinsel istek uyarılma ile devam ediyorsa, meydana gelen vücut değişimleriyle geçen sabit bir evreyi takiben orgazm ve çözülme evresiyle sonlanır.
Orgazm esnasında vajina, anüs ve pelvis taban kaslarında istemsiz ve şiddetli kasılmalara rahimdeki kasılmalar eklenir.
Tüm bu kasılmalar kadında beyinde yoğun bir haz duygusu ile orgazmı oluşturur. Orgazm kadında bir ödül olduğu kadar, sperm hareketliliğine katkısıyla gebe kalmaya yardımcı bir olaydır.
Çok çeşitli faktörler kadında orgazm bozukluklarına neden olabilir. Bunlar sırasıyla;
a. İlaçlar veya ilaç yan etkileri
b. Pelvik kas yapısının kasılmasına engel olabilecek hastalıklar (Diyabet, Multipl Skleroz vs)
c. Hormonal değişiklikler (menopoz, hipotiroidi vs)
d. İlişki sorunları
e. Psikososyal nedenler (yaş, eğitim seviyesi, sosyal sınıf, din)
Biyolojik nedenler genelde ani başlangıçlara neden olurken psikoseksüel nedenler daha uzun süreli ve hatta hayat boyu süren orgazm bozukluklarına neden olur.
Tedavisinde medikal, hormonal, nörofizyolojik ve farmakolojik nedenler araştırılıp dışlandıktan sonra vücut farkındalığı, anatomi üzerine eğitim, uygun stimülasyon teknikleri ile daha çok psikolojik tedavi programları uygulanır. Daha zorlu vakalarda psikoanaliz, bilişsel-davranış tedavileri gerekebilir. Ayrıca tedavide yardımcı olması maksatlı çeşitli medikal cihazlar da mevcuttur.
Hipoaktif Cinsel İstek Bozukluğu
Cinsel aktivite için gerekli olacak derecede cinsellikle ilgili düşünce ve duyguların kalıcı veya sık tekrarlar şekilde bulunmaması halidir.
Bu durum hayatın döngüsü içersinde kabul edilebilecek dönemlerin dışında da kendisini gösterir ve kadın ve partneri için de sorun teşkil eder hale gelebilir.
Cinsel olarak aktif dönem olarak kabul edilebilecek 18-60 yaş arası kadınlarda görülme oranın %30-35 civarındadır.
Nedenleri;
a. Medikal: Tiroid bozuklukları, diyabet, hipertansiyon, idrar kaçırma, artrit, nörolojik hastalıklar başta olmak üzere kronik seyirli pek çok hastalık beraberinde bu sorunu yaratabilir. Ayrıca bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaç grupları da kadını bu yönde olumsuz etkileyebilir.
b. Psikolojik: Cinsellikle ilgili kötü deneyimler, stres ve yorgunluk, odaklanama, kaygı, depresyon, kendine güven azlığı, vücut görüntüsüne olan güvensizlik gibi pek çok neden bu soruna yol açabilir.
c. İlişki ile ilgili problemler: Parterin cinsel problemleri, ilişkide yetersizlik, partnerle cinsellik konusunda iletişim kuramama üstünde durulması gereken konulardır.
d. Kültürel: Kadının içinde yaşadığı toplum ve kültürü, cinselliği algılayışı, cinsellikte kadına yüklediği roller, kısıtlamalar etkili olabilir.
Dolayısıyla kadında böyle bir sorun değerlendirilirken konu çok yönlü ele alınarak, incelenmeli ve neden veya nedenler ortaya konmalıdır.
Tedavisinde hasta eğitiminden başlanarak, hormonal veya hormonal olmayan pek çok ilaç tedavisi ile psikolojik terapi tekniklerine kadar pek çok seçenek kullanılabilir.
Cinsel Uyarılma Bozukluğu
Genelde cinsel aktivite sırasında kalıcı veya sık tekrarlar şekilde cinsel organda olması gereken değişikliklerin gözlenmemesi durumu olarak tarif edilir. Fakat kadın yeterli uyarılma hissetmediği halde de cinsel organda değişiklikler gözlenebilir. Bu durumu da uyarılma bozukluğu olarak tespit etmek gerekir.
Nedenleri;
a. Medikal: Otonomik sinir sistemi üzerine etkili nörolojik hastalık, damar ve sinir sistemleri üzerine etkisini göstermeye başlamış diyabet, cerrahi girişim veya radyoterapinin yaratacağı hasarlar, tekrarlayan idrar yolu veya vajinal enfeksiyonlar, çeşitli hastalıklar tedavisinde kullanılan ilaçlar.
b. Psikolojik: Akut ve kronik stres, odaklanamama, kaygı, depresyon, vücut imajı ile ilgili endişeler.
c. İlişki faktörleri: Partnerin cinsel fonksiyon bozukluğu, ilişkide ki monotonluk, ikili ilişkide ki yetersizlik, cinsellikle ilgi paylaşım eksikliği.
Hastanın çok yönlü olarak medikal, cinsel, psikososyal açıdan değerendirilmesinin gerektiği bir sorundur.
Tedavisinde psikolojik terapiler, hormonal veya hormonal olmayan ilaç tedavileri kullanıldığı gibi iyi değerlendirilmiş bir hastaya bazı alternatif tedavi yöntemleri ( kayganlaştırıcı kremler, vibratör, klitoral terapi cihazları) önerilebilir.
Cinsel Ağrı Bozuklukları
Kadınlarda cinsel ağrı disparöni ve vajinismus başlığı altında incelenir.
Disparöni: Cinsel ilişki sırasında kadının ağrı duymasıdır. Her 10 kadından 1-2 sinde görülebilen bir rahatsızlıktır. Bu ağrı yüzeysel veya derinde olabilir. Yani ağrı ya vajina girişinde veya alt batın ve kasıklarda olabilir. Bu ağrılar kadının ilk cinsel deneyimi ile ortaya çıkabileceği gibi sonradan da başlayabilir.
Nedenleri arasında şunlar sıralanabilir:
- Enfeksiyon
- Yaşa bağlı cinsel organ değişimleri
- Doğumsal bozukluklar
- Çeşitli sistemik hastalıkların damar ve sinir yapısı üzerinde oluşturabileceği değişiklikler
- Cinsel organa yakın bölgelerde yapılan cerrahi, ışın vb tedaviler
- Batın alt bölüm kaslarında çalışma bozukluğu
- Cinsel istismara maruz kalmak
- Partnerle yaşanan sorunlar
Tedavisinde hastayı dikkatli dinleyip çok yönlü yaklaşımı gerekir.
Vajinismus: Kadında cinsel ilişkiye girme korkusu ile gelişen istemsiz alt batın kaslarındaki kasılmadır. Bu korkunun gelişmesinde yanlış veya eksik cinsel bilgilerle yetişmenin etkisi büyüktür. Kadında cinsel istek ve uyarılma açısından problem yoktur. Cinsel birleşme safhasına ise istemeden engel olur. Maalesef dünya üzerinde pek çok kadının sorunudur. Aslında genel anlamda bir çift problemidir. Cinsel ilişkiyi yaşayamayan çift yardım talep etmezse konu giderek ertelenir. Çift birbirine karşı ilgisiz hale gelebilir. Bu sorunu yaşayan kadının partnerinde de cinsel problemler meydana gelebilir.
Çiftin öncelikle yardım talebi noktasına gelebilmesi tedavinin en önemli kısmıdır. Pek çok çift yaşadıkları olumsuz duygulardan dolayı bundan kaçınır veya başvuracakları sağlık kuruluşu ve ilgili branşı bilmemeleri nedeniyle kendilerini çaresiz hisseder.
Pek çok kadının ve tabii ki çiftin doğru tedavi yaklaşımları ile kolayca çözümlenebilecek bu sorunu maalesef çift arasında kartopu misali giderek büyür ve onulmaz bir durum halini alır. Sonuç birleşmenin gerçekleşmediği evlilikler veya çiftin ayrılığına kadar gidebilir.
Genital Sistemimiz Neresidir?
Kadın genital sistemini dış ve iç olmak üzere iki ayrı bölümde incelemek daha doğrudur.
1- Dış Genital Organlar
Kadınlarda vulva da denilen bu bölgede çeşitli bölümler bulunur:
a- Büyük Dudaklar (Labium Majus): Her iki yanda yağ dokusu ile dolu çıkıntılardır.
Daha iç kısmı örterler. Genelde dışarıdan bakıldığında net gözlenen bir yapıdır.
b- Küçük Dudaklar (Labium Minus): Hemen büyük dudakların iç kısmında bulunan iki ince deri kıvrımıdır. Yapısında uyarılma ile kayganlık sağlayan sıvıyı salgılayacak çok sayıda salgı bezi bulunur. Ön bölümde birleşerek klitoris üzerinde bir kılıf oluştururlar.
c- Klitoris: Cinsel uyarılma ile penis gibi içi kanla dolarak serleşen bir yapıya sahip olan oldukça hassas bir bölümdür.
d- İdrar deliği: Mesanenin boşaltımını sağlayan idrar kanalının (üretra) dışarıya açılan ağzıdır.
e- Vajina girişi: Çoğunlukla bir bölümü açık ince bir zarın (hymen-kızlık zarı) bulunduğu bölümdür. Cinsel hayatın başlaması ile birlikte genelde artık doku olarak kalır.
2- İç Genital Organlar
a- Vajina: Yaklaşık 7-10cm boyunda oldukça esnek bir organdır. Cinsel ilişki sırasında yapısında ki salgı bezleri tarafından üretilen kayganlaştırıcı sıvı penisin içeri girmesine imkan tanır.
b- Rahim (uterus): Hamilelik sırasında bebeğin içinde büyüdüğü yapıdır. Her siklusta gelişerek gebeliğe hazırlık yapan bir tabakaya (endometrium) sahiptir. Eğer gebelik oluşmamışsa siklus sonu kanayarak dışarı atılır. Buna adet görme (menstruasyon) denir.
Rahim, serviks (rahim ağzı) denilen bir açıklık ile vajinaya bağlanır.
c- Tüp (Fallop borusu): Rahmin her iki yanında bulunan yumurtalarla olan bağlantısını sağlayan ve boyları 10-15cm arasında değişen kanallardır. Çoğunlukla sperm ve yumurtanın ilk birleştiği bölgedir.
d- Yumurtalık: Rahmin her iki yanında bulunan, kadında cinsel hormonları üretip her ay döllenebilecek yumurtayı olgunlaştıran organlardır.