Kadınlarda Mastürbasyon
Yazar Can Pahalı • Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı • 14 Kasım 2018 • Yorumlar:
İnsan yaşamında, doğal dürtülerden biri olarak ortaya çıkan cinsel dürtünün doyuma ulaştırılmasında sağlıklı yollardan biri de mastürbasyondur. Cinsellik alanındaki mitlerin, diğer bir ifadeyle doğru olarak bilinen yanlış bilgilerin sıklıkla dillendirilmesi otoerotizm ya da özdoyurum olarak ta adlandırılan mastürbasyonun bilimsel gerçeklerle bağdaşmayacak bir şekilde değerlendirilmesine yol açmaktadır.
Dünya Cinsel Sağlık Birliği’nin yayınladığı cinsel haklar bildirgesinde cinsellik eğitim hakkı, cinsel sağlık bakımı hakkı, bilimsel araştırmaya dayalı cinsel bilgi edinme hakkı, cinsel eşitlik hakkı, cinsel mahremiyet hakkı ve cinsel özgürlük hakkı ile birlikte cinsel zevk hakkına da vurgu yapılmaktadır. Cinsel zevk hakkı açısından da mastürbasyon, kişinin seçimi ve özgürlük alanı olarak görülmektedir.
Mastürbasyon bireyin kendi kendini tatmin etmesi olarak tanımlanır. Mastürbasyon yaparken bireyler çeşitli yöntemler kullanırlar. Klitorisin elle uyarılması, farklı sürtünme yöntemleri, cinsel oyuncakların kullanılması veya basınçlı su kullanımı gibi uygulamalarla yapılan mastürbasyon, direk ya da dolaylı olarak klitorisin uyarılması ile gerçekleştirilir. Yeterli klitoris uyarısının ve uygun koşulların varlığı durumunda bütün kadınlar mastürbasyonla orgazma ulaşabilirler.
Cinsel kimlik 3-4 yaşlarında belirlenirken, ergenlik döneminin cinsel kimliğin gelişiminde önemli bir yeri vardır. Bu dönemle birlikte ortaya çıkan duygusal ve bedensel değişimler, hormonlarla birlikte cinsel uyarımı ve cinsel çekimi ortaya çıkarır. Doğal dürtülerden biri olarak ortaya çıkan cinsel dürtü ve cinsel uyarılma sonucunda, çoğu zaman da cinsel fanteziler eşliğinde, mastürbasyon yapılarak doyum sağlanır. Cinsel fanteziler mutlu, keyifli, eğlenceli ve doyurucu bir cinsel yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Sağlıklı bir yaşam için yaşam boyu devam eden cinselliğe, hayal dünyasının kullanımı ile cinsel fanteziler cinsel uyarımı arttırarak, renk katarlar.
Cinsel mitler arasında yaygın olan mitlerden biri mastürbasyonun erkeklere özgü olduğunun dillendirilmesidir. Erkeklerde de kadınlarda da mastürbasyon sağlıklı ve doğal bir davranıştır. Mastürbasyonla ilgili cinsel mitlerden biri de mastürbasyon ya da sürtünme ile kızlık zarının bütünlüğünün bozulacağıdır. Gerçekte sürtünmeyle veya mastürbasyonla kızlık zarının bütünlüğü etkilenmez.
Bireyin cinsel partneri yoksa, partnerin varlığında tıbbi bir engel varsa, partner istemiyorsa ya da uzaklardaysa mastürbasyonla doyuma ulaşılabilir. Ancak sağlıklı bir cinsel yaşam için mastürbasyon cinsel partnerle ilişkinin yerini almamalı, zorunlu durumlarda olmalı ve partnere söylenmelidir. Partnerin uygun olması ya da partnere söylenmeden yapılması porno ve mastürbasyon bağımlılığına neden olup ilişkiye zarar verebilir. Erkeklerde porno ve mastürbasyon bağımlılığı yaygındır. Kadınlarda böyle bir bağımlılık pek rastlanan bir durum değildir.
Mastürbasyonun bedensel ve ruhsal sağlık açısından pek çok yararı vardır. Mastürbasyon sağlıklı bir davranış olduğunun bilinci ile uygun yerde, uygun zamanda ve uygun ruh durumu ile gerçekleştiğinde yararları belirgin olarak ortaya çıkar. Ergenlik dönemi ile birlikte cinsel farkındalığı arttırır, bedenini daha iyi tanımasını sağlar, orgazmın nasıl bir deneyim olduğunu fark ettirir, uykuya yardımcı olur, kaygı ve stresi azaltır ve bireyin kendi bedeni ve çıplaklığı ile barışık olmasını sağlar. Bunların yanı sıra endorfin salgısını arttırarak adet sancısını azaltır, özgüvenini yukarı taşır, güzel duygular yaşatarak iyi hissettirir.
Cinselliği bastırılan, yok sayılan, engellenen ya da değersizleştirilen kadının kadın olma sürecinde mastürbasyonun çok önemli bir yeri vardır. Erkekçi bakış açısı kadını önce kendi bedenine yabancılaştırmakta, cinselliğini yasaklamakta sonra da yatakta kadınlığını göstermesini istemektedir. Gerek birey gerekse toplum sağlığı açısından mastürbasyon da dahil olmak üzere, cinsel haklar bildirgesinde vurgulandığı gibi cinsel hak ve özgürlüklerin cinsiyet ayrımı gözetilmeksizin tüm bireylerin hakkı olduğunun bilincinde olunması önemlidir.