Kadınlarda Öfkenin Korunumu (KÖK) Yasası
Yazar Savaş Mahmutoğlu • Psikolog • 21 Mayıs 2019 • Yorumlar:
KÖK Yasası çok eskilere dayanır. Kurucusu Hazreti Havva bile denebilir. Hikayemiz bilindik, evli çiftimiz, evlilik şart değil aslında çiftimiz desem daha doğru olur. Bu çiftimiz sıkı bir tartışmanın tam zirvesindeyken beyfendimiz kapıyı çarpar çıkar, hanım efendi evde. Beyimize sorsak: Niye çıkıverdin, neden yarım bıraktın, konuşup çözseydin ya sorunu ?
-Kalbini kıracak bir şey söylememek için çıktım.
-O kadar daraldım ki biraz daha kalsam boğulacaktım.
-Elimden bir kaza çıkmasın diye çıktım.
-Çok sinirlendim temiz hava iyi geliyor, yatışmak için çıktım.
-Tanıdığım herkes öfkelenince bir çık hava al iyi gelir diyor, ben de öyle yaptım.
Hikayemize devam edelim. Beyefendi dışarı çıktı parkta yürüdü, dolandı birhayli. Öfkesi/bunaltısı dindi biraz, vakitte epey geç oldu. Şimdi eve dönme zamanı!
Öfkesiyle başbaşa bırakılan hanım efendimiz tam sinir küpü ve öfkesinde en ufak bir azalma yok hatta artış var.
Peki sorum şu: Hanım efendinin nasıl oldu da siniri yatışmadı? Bu geçen vakitte nasıl sinirli kalabilmeyi başardı ve hatta bunu nasıl arttırabildi?
Psikolojide her zaman birden çok cevap ve bileşen vardır. Şimdi size KÖK Yasasının bileşenlerini tanıtıyorum.
1-Empati yetersizliği.
2-Terkedilme, değersizlik hissi.
3-Gaza getiren arkadaş/anne faktörü.
4-Yarım kalmışlık hissi.
5-Teknik olarak kullanma.
1.Empati Yetersizliği
Beyimiz dışarlarda dolanırken hanım efendi kocasının arkadaşlarıyla düğüne gidip lahmacunla halay çektiğini hayal ediyor! Bu kadar olmasa da eşinin de şuan çok sıkkın olduğunu ve en az kendisi kadar üzgün,anlaşılmamışve bunalmış olduğu gerçeğini yadsır. Yada o üzgün olabilir ama ben daha çok üzgünüm gibi bir kıyaslamayla öfkesini/üzüntüsünü/bunaltısını koruyup kendisini çoğu kez gergin tutmaya çalışır. Bu gerginliği diri tutmaya çalışmanın nedeni dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına geri dönecek olan tilkinin canına okumak için gerekli olan enerjiyi sağlamak!
2.Terkedilme/Değersizlik Hissi
Hanım efendi yaşadığı tüm duyguları eşiyle paylaşıp aşmak istiyor.Duygunu ne olduğu önemli değil: korku, öfke, bunaltı… Kendisi bu istekteyken karşısında bir muhattap bulamaması ve bu duygularıyla baş başa bırakılması kendisini terk edilmiş ve değersiz hissettiriyor. Bu duygu uzun vadede içine kapanma veya anlaşılmıyorum hissinin baş kurucularındandır. Galiba KÖK Yasasını uzun vadede en zararlı bileşeni bu olsa gerek.
3-Gaza Getiren Arkadaş/Anne Faktörü
Duygularıyla evde kala kalmış hanım efendinin bir şekilde kendisini ifade etmesi gerekiyor. Tahmin ettiğiniz gibi telefona sarılma akla ilk gelen seçenek. İyi de kiminle konuşacak? Şayet konuştuğu kişi yarasına tuz basarsa işler içinden iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Hanım efendinin düşünce kabiliyeti duyguları yüzünden iyice baskılanmış, zaten mantıklı düşünememektedir. Gelen bu olumsuz telkinler rahatlatmaktan öte bunaltısını/öfkesini iyice arttırmaktadır.
4.Yarım Kalmışlık Hissi
Sadece duygusal ilişkilerinde değil herhangi bir ilişkide/işte yarım kalmışlık,bitirmemişlik hissi ciddi streslere neden olmaktadır. Çoğu kez etrafımızdaki insanlardan yarım kalmış işlerle ilgili duyduğumuz klasik cümle : ‘’İnan hiç dayanacak halim kalmadı, olumlu-olumsuz artık sonuç neyse o olsun. Çok uzadı bu iş.’’ Sıradan günlük işlerde bile durum böyleyken hassas duygusal ilişkileri varın siz düşünün.
5.Teknik Olarak Kullanma
Yaşlı teyzelerin genç gelinlere o meşhur tavsiyesi:’’Erkek adam azıcık sinirli olur kızım, baktın kızgın elleme. Durulduklarında kedi gibi olurlar. Sözünü dinleyecektir acele etme.’’ Şimdi beyimiz içeri yavaşça içeri girdi, kendisi yatışmış ama eşi öfkesini türlü yollarla koruyabilmiş. Kanepede asık surat, gayet gergin patlamaya hazır EYP(El Yapımı Patlayıcı) gibi durmakta. Ve BOMMM( Gez tabi sen gez, evin yolunu bulabildin şükür!). Heppimize çocukluğumuzdan beri şu öğretildi :’’Karşındaki öfkeliyse üsteleme, suyuna git. Zaten öfkeli bide sen daha da kızdırma’’.Hanım efendi ister gözlem ister başka bir arkadaşının yol göstermesiyle tartışma sonrası öfkesini canlı tutup, eşinin sakinleşip eve döndüğü anda bu öfkenin enerjisini kullanmanın gayet işe yarayan bir teknik olduğunu öğrenmiştir. Ve çoğu kez erkeğin bu sefer alttan aldığı kadınında doyasıya içini boşalttığı bir sahne yaşanır.
Öneriler:
1-Hanımlar eşleriniz en az sizin kadar üzülüyor/bunalıyor ve kendinilerini anlaşılmamış hissediyor. Dışarı hava almaya çıktıklarında kesinlikle lahmacunla halay çekme gibi eğlenceli şeyler yapmıyorlar!
2-Beyler evi terk etmektense atlamamak şartıyla balkona çıkıp hava alabilirsiniz! Yine sakinleşemediyseniz KISA süreliğine dışarı çıkabilirsiniz. Sizi evde bekleyen hanım efendiye yarım saat üç saat gibi geliyor haberiniz olsun.
3-Hanımefendiler lütfen üzgünken, karamsar ve genelde olumsuz tavsiye veren kişiler yerine daha çok olaylara olumlu yaklaşan, sakinleştiren kişileri arayın.Olumsuz duygular hakimken sonradan pişman olabileceğiniz, normalde kabul etmeyeceğiniztavsiyelere uyabilirsiniz dikkat! ( Beyler eşinizin arkadaşlarıyla ve kayın validenizle iyi geçinin. Hediye falan alın. Gönüllü itfayeci olacaklarını hayretle göreceksiniz!)
4-Yarım bırakma her zaman insanı gerer. Sorun yaratan konuyu iki gün sonra konuşmak üzere sözleşebilirsiniz. Ertelemeyin, kendiliğinden çözülmüyor.
5-Hanımlar öfkenizi taktik amaçlı canlı tutmayın. Bu yazıyı okuyan beyler sizde uyanın artık!
Özet: Yok öyle basıp gitmek, adama KÖK söktürürler!
*Tamamen gözlem sonucu oluşturulmuş bir yazı.