Kaygı Bozukluğu
Yazar Gizay Nur Kepen • Psikolog • 18 Mayıs 2021 • Yorumlar:
Kaygı yaşamın içinde oldukça normal bir durumdur. Hepimiz bir sınavdan önce, iş yerindeki bir sunumda belli oranlarda bir kaygı hissederiz. Burada kaygı oldukça doğal ve işlevseldir. Günlük yaşam aktivitelerindeki olası sorunlara karşı bizi hazırlar ve çeşitli önlemler alabilmemizi sağlar. Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde sürekli ve aşırı düşünme ile karakterize bir endişe durumu söz konusudur. Çoğu zaman kişiler, yaşadıkları endişenin aşırı olduğunun bilincindedir, fakat kendilerini alıkoyamaz, düşünceleri kontrol edemez ve kendilerini sakinleştiremezler. Zihinde felaketleştirilmiş düşünceler tekrar etmeye başlar. Kaygı yaratabilecek durumlardan kaçınmalar meydana gelir. Bu kaçınmalar en başta kişinin yaşamını çok etkilemez ve kaygıya karşı koruyucu bir kalkan görevi görür, fakat uzun vadede kişi artık bir çok duruma, ortama girmekten kaçınmaya, sosyal anlamda çekilmeye, sorumluluklarını yerine getiremez hale gelmeye başlar.
Aynı zamanda kaçınma davranışının devam etmesi kaygıyı sürdüren bir faktör olarak da işlemeye başlar. Kişi kaygı uyandıran durumlardan kaçındıkça güvende hisseder, bu durumda kaygı ve kaçınma davranışları pekişir. Örneğin sosyal kaygı yaşayan kişi, her türlü sözlü iletişimden kaçınmaya, kalabalık ortamlara girmemeye çalışır. Zorunlu durumlarda da kendini izole edebileceği yollar bulur veya iletişimi kısıtlar.
Kaygı bozukluğu yaşayan kişiler çoğunlukla çevrelerince kaba, huzursuz, gergin ve dikkatsiz olarak tanınır. Kaygılı düşünceler kişiyi oldukça zorlamaktadır, baş edilmesi güç bir hale gelmiştir ve günlük yaşam aktivitelerini sekteye uğratmaya başlamıştır.
Kaygı bozukluğu kimi zaman ikincil rahatsızlıkları da beraberinde getirebilir. Yoğun stres, öfke kontrol problemi, depresyon veya panik bozukluğu gibi.
Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde yorgunluk, gerginlik, çeşitli kas ağrıları, uykusuzluk gibi fizyolojik belirtiler de gözlenebilmektedir.
Anksiyete atağı yaşayan kişilerin, fizyolojik belirtiler sebebi ile sıklıkla hastaneye gittiği, tedavi arayışına giriştiklerini gözlemlemekteyiz. Bir ruh sağlığı profesyoneli ile çalışarak, hem kontrol edilemez bir hal alan kaygı ile, hem de kaygının neden olduğu fizyolojik belirtiler ile çalışmaya başlamak doğru sonuçlar almaya yardımcı olacaktır.