Kefir İle Siz de Uzun Yaşayın!
Yazar Merve Topuzoğlu Çapaş • Diyetisyen • 23 Eylül 2022 • Yorumlar:
Eski Türklerin uzun yaşama sırrı olarak bilinen kefir, çok soğuk bir iklime sahip Kafkasya'da yaşayan insanların sıklıkla kullandıkları sütün mayalandırılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. İnek, koyun,keçi, manda sütünden yapılabilen bu ürün, fonksiyonel besin olarak kabul edilir.
Kefirin en çok tüketildiği Kafkasya'da insan ömrünün 110-130 yılı bulması bazı bilim adamlarının kefiri, uzun yaşam anahtarı olarak düşünmelerine neden olmuştur. Türkçe'de " keyf" kelimesinden ismini alan bu besin şifa verici özelliği ve uzun yaşamı vadetmesi sebebiyle büyük ilgi görmektedir.
Besin değeri oldukça yüksek olan kefir kalsiyum ve fosfor başta olmak üzere bir çok mineral ve esansiyel amino asit açısından zengindir. Beslenme açısından en önemli özelliği ise pre-probiyotik besinler dediğimiz sağlıklı besinlerin en başında yer alıyor olmasıdır.
Probiyotik-prebiyotik besinler sınıfında yer alan kefir doğal bir antibiyotiktir, bağırsaktaki bazı faydalı bakterilerin çoğalmasını sağlayarak insan sağlığını olumlu yönde etkiler. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi önleyerek bağışıklık sistemini güçlendirir. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için kış aylarında soğuk ile beraber hissedilen halsizlik, yorgunluk durumunu önler, kişiyi hastalanmadan tedavi eder.
Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, kefir,çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye koruyucu maddelerin eklenmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir. Süt, yoğurt özellikle de kefir gibi besinlerin tüketimini artırarak bu dengenin yeniden oluşması sağlanabilir.
KEFİR YAPIMI ve KULLANIMI
Oda sıcaklığındaki 1 litre süt kapaklı cam bir kavanoza konur. 1-2 tatlı kaşığı kadar kefir tanesi süte katılarak hafifce karıştırılır.Burada püf nokta kefir tanelerinin metal ile temas etmemesidir, bu sebeple karıştıracak kaşık seçimi doğru yapılmalıdır. Daha sonra fermentasyon sırasında oluşan ve kefire ayrı bir tat veren CO2 ' in uçmasını önlemek için kavanozun ağzı sıkıca kapatılır. Fermentasyonu kolaylaştırmak için nemli ve ısı değeri yüksek bir ortam tercih edilebilir. Bu ortamda kefir mayası 24 saat bekletilir. Ertesi gün aynı saaatte metal olmayan bir süzgeç yardımıyla taneler ayrılır ve tüketime hazırdır. İstenilirse kefir buzdolabında birkaç gün saklanabilir. Taneler tekrar kullanılacaksa ılık sudan geçirilir ve aynı işlemler tekrarlanır. Kullanılmayacaksa küçük bir kavanoza biraz su konularak kapağı kapatılıp buzdolabında uzun süre saklanabilir.
Ancak kefir her damak tadına uygun bir içecek değil. Tadını sevmeyenler, kefiri biraz sulandırıp ayran gibi içebilir. Bir başka seçenek de içine salatalık, nane ve dereotu doğrayarak kefiri cacık gibi tüketmek olacaktır veya kuru meyvelerle tatlandırarak ara öğünde tatlı niyetine tercih edilebilir.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için önemli olan kefiri tüketmektir. Evde hazırlamanın veya hazır kefir kullanmanın hiç bir farkı yoktur. Sağlıklı beslenme kapsamında günde 2 su bardağı süt ürünü tüketilmelidir. Bu süt seçimlerinden birini kefir olarak değerlendirirsek bağışıklık sistemimizi güçlendirmek adına iyi bir adım atmış oluruz.