Kendini Gerçek Anlamda Sevmek Neden Bu Kadar Zor?
Yazar Ebru Özer • Aile Danışmanı • 11 Kasım 2019 • Yorumlar:
Birçok psikolojik problemin altında kişinin kendini yeteri kadar sevmediğini ya da tam tersine çok sevmenin dozu kaçtığında zihninin duygu durumuyla yanılsamalı oynayabildiğine çok şahit olduğuna şahit oldum. Çoğu insanın hayatında kendini sevmek bencillikle yada şımarıklık olarak görülüyor. Bizim toplumda biraz ya hep ya hiç bakış açısının yoğunluğundan kendini sevmek dediğinde çok kötü bir şey yapıyormuş gibi bir suçluluk hissediliyor. Peki neden kendini sevmeye dair bu suçluluk verici ve temkinli bakış açısı?
Çok küçükken edindiğimiz şemaların böyle düşünmemizin kökeni olduğunu biraz psikoloji yazını karıştıran herkes bilir.Sık sık ebeveynlerin eleştirisine maruz kalan çocuk kendinin sevilmeye layık bir varlık olmadığına ikna eder. Kendini sevgiye ve saygıya layık görmeyen çocuk büyüdüğünde kendi değerini düşüren hareketlerde ya da yıpratıcı ilişkilerin içinde bulabiliyor. Zaten küçüklükten beri değersizlik hisleriyle dolu olan bu varlık adeta tanıdıklığa doğru çekilir. Çünkü tanıdık hisler hisseder. Bu çocuk büyük ihtimalle kendine sevgi göstermeyi bilmeyen ve bu nedenden ötürü kendini hayatın bir çok hissedişine kapamış ağır bir depresyon belirtileri gösterse de tedaviyle ilgili hiçbir iç görüsü olmayan bir insana dönüşüyor. Çocukluk dönemi istismarı sadece fiziksel ve cinsel istismardan oluşmuyor. Sadece duygusal istismara uğramış çocuklar da ileriki yaşamlarında kendilerini zorlayan örüntülerle karşılaşıyorlar.Duygusal oldukça sık görülen fakat yasal olarak kanıtlanması en zor olan istismar türüdür.Duygusal istismar bir çok şekilde görülebilir. Çocuğun değiştiremeyeceği bir şeyden ötürü çocuğa bağırma, yalnız bırakma, tehdit etme, değer vermeme önemsememe ,alaylı konuşma ,bağımlı kılma ,aşırı baskı kurma gibi örnekler verilebilir. Burada çocuğa fiziksel hiç bir şey yapılmaz fakat yaptırımlar psiloljik baskıyla uygulanır. Çocuğa yüksek sesle bağırmak fiziksel bir şiddet değildir fakat bu durumun verdiği aşağılanma çok yıkıcıdır. Amacımız burada ailenizi suçlamak ve onlara kin duymanızı sağlamak değil.Onların da aileleri onlara belki size davrandıklarından daha kötü bir muamele ile büyüdüler.çocuğuna zarar vermekten çekinen bu sebeple kendi üstünü başını yırtan çocuğun düşündüğü tek şey annem benim yüzümden sinirlendi ben annemi o kadar sinirlendirmeseydim annem bunu kendine yapmayacaktı yargısını çok erken çocukluk yaşantısında kabul edip daha sonraları başına ne geldiyse kendisinin suçu olduğuna derin bir inanç geliştirmiş bir yetişkin olarak karşımıza çıkabiliyor.oysa kendini sevmek hiç bir şekilde lüks değildir. Başkalarının haklarına saygı duyarak ta kendimizi sevebiliriz. Kendimizi sevmek bencillik değildir. Kendimizi severek duygusal istismar zincirinin kendinize denk gelen kısmını rahatlıkla kırabilirsiniz.
Büyürken ailenizden duyduğunuz sizi kısıtlı ve fazlasıyla yıkan eleştirici kalıplarla ne kadar yaşıyorsanız şimdi onları kırmanın zamanı geldi.hangilerine inanmaya için için devam ediyorsanız inanmamayı rahatlıkla şeçin.Kendinizle ilgili teşvik edilmesi gereken taraflarınızı ya da en çok hangi özelliklerinizi seviyorsunuz bir kağıda yazıp kötü zamanlarınızda okumak veye hatırlamak iyi bir tercihtir.
Her zaman söylediğim bir şeyi şimdi yazmak istiyorum .Başkalarını sevebilmeniz için sevgi enerjisini önce kendinize akıtmanız gereklidir. Şöyle düşünün sizde olmayan hiçbir şeyi hiç kimseye veremezsiniz. Öncelikli işiniz sevgiyi kendi dünyanızda hissetmektir.….
Sevgiyle…..