Ketojenik Diyet ve Deri Sağlığı
Yazar Ümit Türsen, Belma Türsen • Dermatolog • 27 Eylül 2021 • Yorumlar:
İltihabi deri hastalıklarının yanı sıra ketojenik diyet sistemik organ tutulumu yaratan dahili hastalıkların tedavisinde de faydalı olduğu gösterilmiştir. Kronik iltihabi yanıt vücutta hücresel hasar, iltihaplanma (inflamasyon) ve onarım hasarı yaratarak; bugünkü Batı toplumlarında sıkça rastlanan nörodejeneratif hastalıklar, obezite, metabolik sendrom, kanser, otoimmun bağışıklık sistemi hastalıkları ve kronik enfeksiyonlar gibi birçok soruna yol açabilir. Dermatolojide de bu kronik inflamasyon sonucu deri kanserleri, sedef hastalığı, egzama, akne, kriyoporin-ilişkili peryodik sendrom gibi birçok hastalık gözlenir.
-
Kilo kaybı
-
Havale geçirilmesinde kontrol sağlama
-
Mitokondriyal fonksiyonda düzelme
-
Sinir sistemi fonksiyonunda düzelme
-
Kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinde belirgin azalma
-
Atletik performansta artış
-
Kanser hastalarının hayat kalitesinde düzelme
-
Metabolik etkinlikte artış ve inflamasyonda azalma (mikropsuz iltihap azalması)
Karbonhidrat alımının an aza indirilip, ketosis durumundan itibaren yağ yakımını başlatmayı amaçlayan bu diyette günlük karbonhidrat alımı 50 gram altı olmalıdır. Vücut ketosis durumunda keton cisimciklerini enerji kaynağı olarak kullanmaya başlar. Ketojenik diyet listesi bu oranlar gözetilerek oldukça titizlikle hazırlanmalıdır. Vücutta ketosis durumunda keton cisimcikleri hücreler tarafından enerji için kullanılmaya başlar ve bu durum vücuttaki glikojen depoları enerjiye çevrilip bitmesinden sonra başlar. Vücuda karbonhidrat girmediğinden dolayı enerji kaynağı olarak ketonlar kullanılır. Ketosis durumuna geçince vücutta bazı sinyaller başlayıp, karbonhidrat eksikliğinden dolayı yağ metabolizması süreci başlar ve beyin hücreleri bile keton cisimciklerini enerji kaynağı olarak kullanır. Ketojenik diyet genel olarak kilo verme hızını 2 kata kadar arttırabilir ve diyet günlüğü tutup, beslenme danışmanlığı almak bunu kolaylaştırabilir. Ketojenik diyette önerilen günlük Türkiye için listeler şu şekilde verilebilir;
Kahvaltı: 2-3 yumurta, yağlı peynir, salatalık, avokado veya tereyağlı 2 yumurtalı omlet ve brokoli haşlaması
Ara öğün-1: Yer fıstığı, ceviz, fındık, badem veya bir kâse yoğurtlu yulaf
Öğle yemeği: Etli sebze yemeği, yoğurt (Soğan, havuç ve domates karbonhidrat içerdiğinden dolayı az miktarda kullanılabilir veya hiç kullanılmamalıdır) veya tavuk eşliğinde yeşil salata
Ara öğün-2: Enerji vermesi açısından haşlanmış yumurta, salatalık veya kuruyemişler
Akşam: Hindi, tavuk, avokadolu salata tercih edilebilir. Veya Köfte, et veya balık yemekleri, yemek sonrası yer fıstığı ve yatmadan önce kefir önerilebilir.
Sebze yemekleri arasında ketojenik diyette önerilen düşük karbonhidratlı besinler ise şu şekilde sıralanabilmektedir;
-
Bezelye
-
Brokoli
-
Kırmızı biber
-
Ispanak
-
Mantar
-
Çeri domatez
-
Kereviz
-
Karnabahar
-
Kırmızı meyveler
Mutlaka Ketojenik Diyette Olması Gereken Besinler: Bu diyette protein ve yağ ağırlığı, buna karşın karbonhidrat kısıtlaması bulunduğu için beyaz et, kırmızı et ve yumurta ketojenik diyetin temel besin öğelerini oluşturur. Vitamin ve mineral desteği oldukça önemli olup, B vitaminleri, potasyum, kalsiyum, selenyum ve çinko gibi vitaminler besin yoluyla mutlaka alınmalıdır. Omega-3 yönünden zengin balık türlerine ketojenik diyette mutlaka yer verilmeli, doğal kümes hayvanı etleri ve yumurtaları tüketilmelidir. Ketojenik diyette avokado, peynir, süzme peynir, yumurta, kırmızı et, beyaz et, somon, uskumru, sardalya, istiridye, midye, ahtapot, istiridye ve kalamar gibi deniz ürünleri, yoğurt, kefir, bitter çikolata, kakao tozu, Hindistan cevizi yağı, zeytinyağı, kuruyemişler, çilek, karpuz, böğürtlen, karadut, yaban mersini gibi kırmızı meyveler, tereyağı veya süt kreması, zeytin, şekersiz çay ve kahve bulunabilir.
Ketojenik Diyetin Önerildiği Hasta Grupları: Bu diyet geçmişten beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmakta olup, özellikle nörolojik hastalığı olanlara önerilmektedir. Parkinson, havale hastaları, demans, Alzheimer hastalığı, beyin tümörü gibi hastalıklarda ketonlar beyin hücre fonksiyonlarının iyileşmesine yardımcı olabilmektedir. Bu ketojenik diyet anti-aging amaçlı cilt ve genel vücut sağlığı için de önerilir ve bu diyetle vücutta glikoz girişi azaltılıp hücre yenilenmesi hızlandırılır. Metabolik hastalığı bulunan ve fazla kilolu kişilerde de önerilen bir diyet türü olup mutlaka kişiye özel uygulanmalıdır. Üç tip ketojenik diyet olup, kişilerin hastalığı, yaşadığı eşlik eden diğer durumlar, vücut yapısı ve hasta isteği veya zevkine göre bu diyet tiplerinden biri seçilebilir. Standart ketojenik diyet medikal tedavi amacıyla, bazı hastalıkların iyileşmesi veya durdurulması için kullanılmaktadır ve bu tip ketojenik diyette %90 diyet içeriği kısmı yağlardan karşılanır. Protein ve karbonhidrat miktarı ise çok azdır. Yüksek proteinli ketojenik diyet ise kilo kontrolü sağlayan ve sporcuların kullandığı tür olup, bu diyette %60 yağ oranı kullanılır ve yüksek protein içeriğiyle vücut gelişimini mümkün kılar. Bu yüksek proteinli ketojenik diyette %35 protein ve %5 karbonhidrat alımı önerilir. Orta zincirli trigliserit tüketimi ise vücut tarafında kullanılan kalori miktarının artmasına neden olduğundan kolay kilo vermeyi sağlar ve orta zincirli trigliseritli ketojenik diyette yağ oranı %70 oranında, protein %25 oranında ve karbonhidrat ise %5 oranındadır.
Ketojenik Diyet Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler: Bol sıvı alımı önerilmelidir. Çünkü ketojenik diyet esnasında vücuttan hızla sıvı atılımı olur ve bu eksikliği tamamlamak için sıvı alımı, vücuttaki elektrolit miktarının doktor tarafından düzenli kontrolü çok önemlidir. Yeteri kadar lif alımına dikkat edilip, diyetle lif alımı eksikliği olmamalıdır. Karbonhidrat ile lif alımı karıştırılmamalı, günlük lif alımı 30 grama kadar çıkarılmalıdır. Diyabet, kanser ve nörolojik hastalıklar gibi birçok durumda faydalı olduğu gösterilen ketojenik diyet hızlı yağ yakımı sayesinde oldukça faydalı olabilmektedir. Medikal amaçla yapılan ketojenik diyetler hastalık bitene veya kilo vermede istenen hedefe ulaşana kadar yapılabilir. İstenen iyilik hali sonrası yavaş yavaş sonlandırılabilir. Ancak karbonhidrat miktarı biraz daha arttırılarak ömür boyu bu diyet uygulanabilir ve faydalı etkileri gözlenmeye devam ettirilebilir. Fakat belli miktarda karbonhidrat alımı mutlaka sağlanmalıdır.